kısırdöngünden çıkamıyoruz? | " /> kısırdöngünden çıkamıyoruz? | "/>

En Sıcak Konular

Neden kısırdöngünden çıkamıyoruz?

11 Mayıs 2009 14:48 tsi
Neden kısırdöngünden çıkamıyoruz? 'Bu paradoks içinde yine paradoksal olarak statüko nasıl ayakta duruyor?'

Yıldıray Oğur / Taraf

Milli paradoks haftası

Mardin Katliamı’nın hemen ertesi günü. İslamcı bir gazetenin manşeti ile ultra laik bir köşe yazarının yazısının başlığı gazetecilik tabiriyle “pişti” oluyor: Törerizm.

Daha sonraki gün liberal, fanatik Batıcı bir yazar daha ekleniyor onlara. Siyasal hesaplaşmada “Kim gitsin” noktasına gelenler arasında yeni bir ittifak doğuyor. Biri milliyetçilikten, diğeri ulusalcılıktan, ötekisi modernizmden yola çıkıyor ama üçünün geldiği yer aynı; Töreler üzerinden Kürtleri dövmek.

Şu ittifakın renkliliğine bakar mısınız?

Peki, ya PKK’nın dağdaki lideri Murat Karayılan’ın Hasan Cemal’e verdiği röportajda söylediği

“En büyük tehlike Fethullah Gülen” sözlerini nereden hatırlıyorsunuz?

Doğru tahmin; Birkaç hafta önceki İlker Başbuğ’un konuşmasından. Cephede karşı karşıyalar. Her gün birbirini öldürmekteler.

Ama ikisi için de en büyük tehlike aslında ortak. Murat Karayılan’ın o sözlerinin altına İlker Başbuğ, İlker Başbuğ’un konuşmasının o kısmının altına Murat Karayılan rahatlıkla imza atabilir. Bu karşılıklı sözlerle ordu ile PKK masaya oturdu bile.

Karşı cephede de kartlar yeniden karıldı geçen hafta. Her an Ergenekon’un bir numarasını açıklaması beklenen bir gazetecinin epey delik kulağına Rojin’in aslında TRT Şeş’ten maaşına zam yapılmadığı için ayrıldığı fısıldandı. Muhafazakâr siteler bu kutlu haberin üzerine atladılar. Çünkü Kürt Sorunu’nda atabilecekleri en azami geri adım TRT Şeş’ti. Onun da limon, domates, salatalığın yan yana gelmesine bile tahammülü olmayanlar tarafından yönetildiği haberleriyle harcanmasına gönülleri razı değildi. Bu kadar fedakârlık yapmışlardı şimdi birileri “Yediği ekmeğe tükürüyordu”, “bölücü örgütün oyununa geliyordu.”

Az önce kurulan ittifaka kaçak kat inşa edildi hemen. Ordu ile PKK’nın karşılarında ittifak halinde oldukları, bu kez statükonun yanına sıvışıp TRT Şeş’e çıktığı için PKK çevrelerinin hain ilan ettiği cesur bir sanatçıyı belden aşağıyı bir iftirayla hiç düşünmeden linç ediverdiler.

Ayrıca geçen hafta, Erdoğan IMF ile anlaşmadan krizden çıkılmaya çalıştığının işaretlerini verdi. Aylardır bizim gazetede Süleyman Yaşar kriz lobisine dikkat diye yazıyor ve uyarıyor. Dışarıya karşı epey borçlanmış İstanbul sermayesi bir an önce IMF ile anlaşılması, alınan paranın da kendilerine verilmesi için bastırıyor. Gün aşırı TÜSİAD başkanının “Kriz çok derin, teğet falan geçmedi” demesi bundan. Peki, savruk İstanbul burjuvazisinin bu konudaki en derin müttefiki kim? Tabi ki “Kriz teğet geçmedi, her şey çok kötü” diye çırpınan IMF karşıtı sol sendikalar. Peki, “Kriz teğet geçmedi, her şey çok kötü” diye kabul edersek ne yapacağız? Sosyal politikalar mı uygulayacağız. Hayır. IMF ile anlaşacağız. Peki, kim kazanacak buradan; Burjuvazi. Kim kaybedecek; Yoksullar.

Ne diye peki, kriz çok fena balonunun şişirilmesi için nefes döküyor sol. Çünkü AKP karşıtı.

İstanbul burjuvazisi ile sol, DİSK ile TÜSİAD AKP karşıtlığında yan yana geliyor. Hem de bir IMF anlaşması pahasına. Ve sol çevreler, ülkenin ne büyük bir krizden geçtiğini ispatlamak için ekstra çaba sarf eden sosyal demokrat gazeteciler AKP karşıtlığı uğruna yeni bir stand-by’ın halkla ilişkilerini yapıyor.

Peki, nedir tüm bunlar? Nereden çıktı bu yurttan bayat haberler bülteni. Ne yapmaya çalıştım şimdi?

Sizi, dönüp durduğumuz kısırdöngünün içinde bir haftalık kısa bir yolculuğa çıkardım.

Euqlides’in “Yaptığım açıklama yanlıştır”ını ya da Giritli Epimenides’in “Bütün Giritliler yalancıdır” sözünü anımsatan bir düşünsel paradoks içinde işte yıllardır böyle dönüp duruyoruz.

Zenciler zencilere nasıl kırdırılıyor?

Ve bu paradoks içinde yine paradoksal olarak statüko nasıl ayakta duruyor?

İşte aynen böyle.



Bu haber 598 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,804 µs