ırkçılık | " /> ırkçılık | "/>

En Sıcak Konular

Katliamın açığa çıkardığı ırkçılık

8 Mayıs 2009 12:02 tsi
Katliamın açığa çıkardığı ırkçılık Mardin’de yaşanan vahşet medyanın Türkiye gerçeklerine ne kadar vakıf, ne kadar 'Fransız' olduğunu da ortaya koydu. Meseleyi tartışanlar kadar 'hariçten' gazel okuyanlar, 'gün bu gündür' deyip ırkçılık yapanlar da var. Dillerinin ucuna kadar g

Mardin’de meydana gelen katliamın açığa çıkardığı bir gerçek var. Bu gerçek, bilinçaltında var olan köklü bir takım önyargıları su yüzüne çıkardı. Dahası, “önyargının” da ötesinde, düpedüz “ırkçılık” olarak tanımlanabilecek değerlendirmeler yapıldı.

Bu vahşi olayın tartışılmasında her yönüyle büyük yarar var. Ama meseleyi tartışmak ile ortaya çıkan bu “kanlı” vesile ile bölge halkına karşı taşıdığı ırkçı önyargıları konuşturmanın “zamanıdır” diye düşünmek bir ve aynı şeyler değil.

Dün Taraf’ta Yıldıray Oğur “Asıl sizin töreniz batsın” başlıklı yazısında tam da bu duruma dikkat çekmişti. (İyibilgi/Asıl sizin töreniz batsın)

Hürriyet’in kendinde olmadık kerametler bulmasıyla “özellik” kazanmış elitist ve de Türkiye’de de yaşamayı kendisi için zul addeden yazarlarından Hadi Uluengin, dünkü yazısını yazmadan önce Oğur’un yazısını okusaydı acaba düşünce ve yargıları değişir miydi? Kendisi bu kadar “iflah olmaz” biri olmasa bu bir olasılık idi. Ama öyle görünüyor ki düşünce kalıplarının değişmesi kolay değil ve öylelerini ancak yargı paklar…

Nitekim gazeteci Ruşen Çakır, NTV’deki “Yazı işleri” programında konuyu gündeme getirdi ve Uluengin için suç duyurusunda bulundu. Uluengin ne demişti “Siyaseten doğru olmadan Kürtler ve Mardin” başlıklı yazısında?

“Kürtler kendilerine çeki düzen vermekle yükümlüdür. Ortadoğu Ortaçağı’nın o dehşet töre ve zihniyetlerinden arınmaları gerekmektedir. Yurttaşı oldukları ülke kadar burjuvalaşmak zorundadırlar. Zamanı çoktan gelmiştir… Nitekim, hem aynı seviyedeki ‘Türk bölgelerinde’ böylesine vahşetlerin yaşanmıyor olması; hem de çoktan kente göçmüş bazı Kürtlerin dahi yukarıdaki ‘töresel gelenekleri’ (!) sürdürmeye devam etmesi, bam teline dokunan ‘etnik özelliği’ ispatlamaya yetiyor.”

Uluengin’in yazısından başka cümleler: “ (Bu sorun) bizzat Kürtlerin iç bünyesindeki çok vahim bir yaradan cerahat toplamaktadır… Hele hele, hálá hüküm süren ve son örneği Bilge köyü dehşetine yansıyan kavimsel zaafı Güneydoğu’nun geri kalmışlığıyla açıklamaya kalkışmak, ancak züğürt tesellidir.”
 
Çakır söz konusu programda Uluengin’in yazısı için “kara bir yazı” dedi. Bunun “ifade özgürlüğü” olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Ve bunun için de “suç” teşkil ettiğini vurguladı…

Çakır haklı. Bu sözler düpedüz ve buram buram ırkçılık kokuyor. Meseleyi “Kürt” olmakla izah ediyor. Onlara “derhal burjuvalaşın bakayım!” diyor. Ama bunun bir “talimatla” olmayacağını unutuyor. O halde, yani madem Uluengin’in istediği türden “burjuva” olunamıyor, ne yapmak lazım? Evet; bizim de aklımıza Hitlervari “çözüm” yöntemleri geliyor…

Mesele nedir peki? Bu da basından namuslu bir ses. Yıldıray Oğur söz konusu yazısında meselenin asıl üzerinde durulması, düşünülmesi gereken boyutlarını şöyle dile getirmişti:

“Bir zamanlar meselelerini konuşarak çözen insanların eline yasal ağır silahlar verirseniz artık diyalog da kurşunla yapılır. Elinde bixi, keleş olan kafası atınca masaya oturmaz.

Yani Zanqırt köyünde terör yaratan yüzyılların töresi değil, devletin şiddet üzerine kurulu modern töresidir.

Tam da şimdi, asıl kim için ‘eğitim şart’, asıl kim ‘bizi dünyaya rezil ediyor’ ve asıl kimin ‘töresi batsın’ diye düşünme zamanıdır.

Her şey bir köyün yüzlerce yıllık Zanqırt olan adını Beyoğlu’nda bir entel barına bile verilmeyecek Bilge yapınca başladı...”

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 1,002 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,422 µs