Solun darbeyle imtihanı

8 Mayıs 2009 10:07 tsi
Ergenekon sadece siyaseti “saflaştırmakla” kalmadı; aynı zamanda sol için de bir “turnusol” işlevi gördü. CHP bu solun “merkezinde” kabul edilirse, CHP’nin solunda yer alanların tutum ve yaklaşımları nedir? Çok en

Ergenekon soruşturması, genel olarak olduğu gibi “sol” camia üzerinde de “ayrıştırıcı” bir etki yarattı. Radikal gazetesinin hazırladığı “Solun solu darbeye nasıl bakıyor” başlıklı yazı dizisi, “sol” olarak bilinen yapıların Ergenekon ve darbe konusuyla ilgili tutum ve yaklaşımlarını bir kez daha gündeme getirdi.

“Sol” deyince, birinci öbekte mecliste temsil edilen partilerden CHP ve DSP akla geliyor. CHP ve DSP’nin (ki DSP’yi meclise taşıyan da CHP olmuş, DSP kontenjanından meclise giren 13 milletvekili yemin ettikten sonra partilerine dönmüşlerdi) Ergenekon konusunda tutumlarında herhangi bir “ikirciklik” söz konusu değil.

CHP lideri Baykal kendisini “Ergenekon’un avukatı” ilan etmiş durumda. Gerçekten de soruşturmanın her safhasında, en hafif deyişle, “yargıyı siyasallaştırmaktan” başka bir anlama gelmeyen tutumlar sergiledi. İlk tepkiyi veren oldu. Ergenekon davasının “iktidara muhalefet edenleri tasfiye etmek” amacıyla açıldığı yönündeki görüşünü yaygınlaştırmaya, gündemde tutmaya çalışıyor. Ele geçirilen bomba ve silahlar, darbe günlükleri, ilişki ve bağlantılar ile eylemsel faaliyetler konusunda ise genellikle “suskun” kalmayı yeğliyor.

Bu yönüyle CHP, başkanları dahil üye ve yöneticileri Ergenekon davasının sanığı olan İP’ten çok da farklı bir tutum içerisinde değiller.

Radikal gazetesi CHP’yi “sol” kabul ederek, hatta solun merkezine koyarak “solun solu” şeklinde bir isimlendirme yapmayı tercih etmiş. Oysa İyibilgi analizlerini takip edenler biliyorlar, CHP’nin “sol” veya “sosyal demokrat” oluşu bir hayli tartışmalı bir husustur.

Söz konusu gazetenin hazırladığı diziden de bir kez daha anlama imkanı buluyoruz ki, “solun solu” olarak adlandırılan kategorideki partilerin kafaları da Ergenekon konusunda HALA net değil.

Ergenekon davasının göbeğinde “darbe” olduğu biliniyor. Bu davanın en büyük özelliği de Türkiye’de darbe ve darbeciliğin ilk defa yargılanıyor olması. Mahkeme kararıyla doğruluğu kabul edilen, Ergenekon belgeleri içerisine giren bilirkişi raporlarıyla doğruluğu bir kez daha  teyit edilen emekli oramiral özden Örnek’e ait “darbe günlükleri”, 2003-2004 yıllarında TSK bünyesinde darbe planları yapıldığını gözler önünde seren deliller.

Mustafa Balbay’ın kendisine ait olduğunu inkar etmediği günlükleri de bu yönde içerisine girilen ilişkileri gözler önüne seren bir diğer belge oldu.

Darbe planlamaları yapan çevrelerin, bunun koşullarını olgunlaştırmak üzere yürüttükleri “etkinlikler” de neredeyse bütün yönleriyle deşifre olmuş durumda. Bu etkinlikler arasında Cumhuriyet gazetesine bomba atılması, Danıştay cinayeti ve başka “kaos” yaratmak amaçlı suikast ve kargaşa planları da var. Çok sayıda silah, bomba ve mühimmatın ele geçirildiğini, Güneydoğu’da birçok yerde yapılan kazılardan insan kemikleri çıkarıldığını da hatırlatalım.

Bu “hatırlatmaları” yapmamızın nedeni, kamuoyu tarafından çok iyi bilinen bu gelişmelerin hala bazı “sol” çevreler tarafından “yokmuş” gibi davranılmasıdır.

Ortada “bir şeyler olduğu” inkar edilemez olunca ise, bazı sol çevrelerin sergilediği tutum “birbirlerini yiyorlar” oldu. Bu, ÖDP’ye yakınlığıyla bilinen Birgün gazetesine “Yiyin birbirinizi” şeklinde manşet de oldu…

Bu, sıradan bir manşet değil. Çünkü bir zihniyeti ve ortadaki sorunun nasıl ele alındığını gösteriyor.

Buna göre AKP hükümeti ile “darbeci” ulusalcı çevreler birbirlerine girmişlerdir ve solun bu “kavgada” taraf olması gerekmemektedir…

Dikkat edilirse bu, CHP’nin meseleyi kavrayışı ve sunuşuyla özünde örtüşen bir bakış açısı olmaktadır. CHP’nin temel iddiasının ne olduğunu biliyoruz ve yukarıda da özetledik.

Bu “örtüşme” durumu tesadüfi değil. Aynı düşünsel kaynaktan beslenme ve aynı hastalıklardan muzdarip olma durumunda olunmasından ileri geliyor.

Kim ne diyor? Sol’u darbe ve Ergenekon konusunda böylesine “atalet” içerisinde olmaya sürükleyen nedenlere biraz daha yakından bakmak gerekiyor. Bu nedenle de konuyu sürdüreceğiz…

Hasan Soylu www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 518 defa okundu.