kim yönetiyor? | " /> kim yönetiyor? | "/>

En Sıcak Konular

Günlükteki brifing: Ülkeyi kim yönetiyor?

7 Mayıs 2009 10:01 tsi
Günlükteki brifing: Ülkeyi kim yönetiyor? 'Peki ama bütün bu konularla ilgili politikaların belirlenmesi siláhlı kuvvetlerin yetki alanına giriyorsa, siyasi partilere, seçimlere, parlamento ve hükümete ne gerek var?'

Mustafa Erdoğan / Star

Şu ‘ordu-devlet’ görüntüsüne artık son verin! 

‘Ordu-millet’ olduğumuz yetmiyormuş gibi, şimdi bir de başımıza ‘ordu-devlet’ mi çıktı derseniz, haklısınız, ama ne yapalım ki gerçeklerin üstünü örtemeyiz. Evet, Türkiye Cumhuriyeti bir ‘ordu-devlet’ olarak kurulmuştur ve son yıllardaki medenileşme hamlelerine rağmen bu durum özünde halá değişmemiştir.

Bunu bana yeniden düşündüren, iki gün önce Taraf gazetesinde yayımlanan bir haberde yer alan, Ergenekoncu bir paşanın evrakları arasında bulunan bir belgedeki 2004 yılı başında Genelkurmay’da Başbakana sunulan bir ‘brifing’e ilişkin ayrıntılar.

Sözümona güvenlik konularında Başbakan’a bilgi sunmak üzere yapılan bu toplantının gerçek amacı, öyle anlaşılıyor ki, Başbakan’ı sigaya çekmekmiş. Nitekim, başta sunuşu yapan zamanın Genelkurmay 2. Başkanı olmak üzere, toplantıya katılan kuvvet komutanları ardı ardına Başbakan’ı eleştiriyor, sorguluyor, hatta kınıyorlar. Sanırsınız ki, hükmet için bir ‘güven oylaması’ seansı yapılıyor.

Şu láfa bakın: ‘Tecrübelerimden ders aldım, değişiyorum’ demiştiniz. İcraatlarınız bu sözünüzü doğrulamıyor.’ ‘Şimdi de icraatlarınız değerlendirilecektir.’ Üniformalı memurların Başbakan’a yöneltmeye cesaret edebildikleri şu sataşmalara da bakınız: ‘Türk olmak üzerinde durmayıp Türkiyelilik kavramını getirmeniz son derece tehlikelidir.’ ‘Demokrasiyi Türkiye’yi ılımlı İslam ülkesi yapma aracı gibi mi gördüğünüzü merak ediyoruz.’

Askerlerin güvenlikle bağlantılı konularla ilgili olarak Başbakana karşı anayasal hadlere riayet etmeyen saygısız bir üslup kullanıldıkları görülüyor. ‘MGK danışma organı iken, alt organ olan MGK Genel Sekreterliği’nin yapısı ve fonksiyonunu değiştirerek etkisini azaltmaya yönelik düzenlemeler yaptınız, iç istihbaratın MİT’ten alınarak, İçişleri Bakanlığı’na bağlanmaya çalışılması, TC İç Güvenlik Stratejisi belgesi karşı görüşe rağmen onaylandı, Jandarma Genel Komutanlığı’nın görev, yetki ve sorumluluk alanının daraltılarak etkisiz hale getirilmesi çalışması.’

Bu ‘brifing’in, Türkiye Cumhuriyeti’nin en azından o tarih itibariyle halá bir ‘ordu-devlet’ olduğunu gösteren başka bir yanı da şu: Askerlerin Başbakan’a hakkında hesap sordukları konuların ülkenin ‘genel siyaseti’yle ilgili hemen hemen her konuyu kapsaması ve daha da ilginci bunların çoğunun milli güvenlikle veya siláhlı kuvvetlerin yegáne anayasal görevi olan ‘yurt savunmasına hazırlanmak’la ilgisiz olması.

Nitekim, ‘(t)oplantıda Kamu Yönetimi Yasa Tasarısı’ndan, YÖK Kanunu’na, Kur’an Kursları Yönetmeliği’nden İl Milli Eğitim Müdürlükleri’ne atanacak kişilere kadar, neredeyse bütün alanlarda, AKP hükümetinin iki yıllık icraatları’ masaya yatırılmış. Dahası, paşalar buyurmuşlar ki: ‘Yasaların hazırlanmasında usule uygun hareket edilmemesi, görüş alınmaması ve birçoğunun Cumhurbaşkanı tarafından veto edilerek iade edilmesi, Kamu Yönetimi Yasa Tasarısı bize sorulmadı, YÖK sorulmadı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çıkardığı Kur’an Kursları değişikliği sorulmadı. Büyükşehir Belediye sınırlarını değiştiren yasa sorulmadı.’

Türkiye’nin halini görüyor musunuz! Askerler diyorlar ki, ‘Ülkenin her meselesi bizden sorulur. Patron biziz.’

Peki ama bütün bu konularla ilgili politikaların belirlenmesi siláhlı kuvvetlerin yetki alanına giriyorsa, siyasi partilere, seçimlere, parlamento ve hükümete ne gerek var? Ülkeyi yeni bir ‘12 Eylül rejimi’ne teslim edelim, Türkiye’nin bir ‘ordu-devlet’ten başka bir şey olmadığını kabul ve ilan edelim, olsun bitsin!

Türkiye’nin bu utançtan bir an önce kurtulması lázım.



Bu haber 645 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,252 µs