En Sıcak Konular

6 Mayıs 2009 11:30 tsi
Mardin katliamı o tartışmayı yeniden hortlatır mı?

iyibilgi Ankara

Türkiye’de idam cezasının etkinliği veya kaldırılmasına ilişkin tartışmalar çok yapıldı. Ceza Avrupa Birliği formlarına uygun bulunmadağı için artık yok.

Ancak bu konu gündeme gelmeyi hep sürdürdü. Örneğin, teröristbaşı Abdullah Öcalan dosyasında ve yargılanması sürecinde hep gündemde kaldı.

Keza aynı tartışma, seçim kampanyaları döneminde siyasilerinde polemik alanlarına girdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir miting sırasında kürsüden “ilmik” fırlatması kimilerince eleştirildi kimilerince “sessiz bir onay” gördü.

Türk siyasi geçmişinde “idam” cezasının hafızalardaki en belirgin örneği elbette Demokrat Parti döneminde yaşananlar. Bu dönemde uygulanan idam cezaları kamuoyunun vicdanında hep kaldı ve idama yönelik duyguların şekillenmesinde bir tür kerteriz oldu.

Öte yandan Türkiye’de yaygın bir sosyolojik gerçek olarak hep dillendirilen “sallandıracaksın bunları bakalım bir daha yapıyorlar mı!” söylemi de hep kullanılageldi.

Elbette yine ağır ve alaycı eleştirilere uğrayarak. Medeni toplumlarda idam cezasının var olamayacağına ilişkin tez, bu türden “sıradan insanların” beklentilerinin karşılanamayacağını vazetti.

Bugün gelinen nokta da farklı değil. Her türlü izan ve insani ölçüleri aşan suçlarla karşılandığında, suçlulara ne yapılacağı, alacakları cezanını kamu vicdanını tatmin edip etmeyeceği tartışılıyor.

Dünya ülkeleri üzerinden yapılacak “idama nasıl bakıyorlar” araştırmasının ise çok anlamı yok. Çünkü dünya ülkelerinin bir kısmında idam var bir kısmında yok. Hatta bazı ülkelerin bazı eyaletlerinde var, diğerlerinde yok.

Kaldı ki cezalandırma yöntemlerinin ilgili ülkenin şartlarına göre şekillenmesi gerektiğine ilişkin de bir bakış açısı var.

İdam cezası tartışmaları ile birlikte yürüyen diğer tartışma konusu ise, suçluların alacağı cezaların-idam olmazsa-bir veya bir kaç kez “müebbet” olması üzerinden kaynaklanıyor.

Suçluların ömürleri boyunca cezaevlerinde “bakılması” uygulaması, idam fikrini savunanlar açısından pek parlak bir düşünce olarak görülmüyor. “Benim vergimle insanları katledenlere ölene kadar bakılmasını istemiyorum” biçiminde özetlebilecek bu bakış ne kadar doğru?

“Asmayalım da besleyelim mi” biçiminde özetlenen yaklaşım, yine modern ve medeni düşünce temelinde biraz “barbarca” görülüyor.

Şimdi ise Türkiye’nin önünde yeni bir dava var. Mardin’de yaşanan katliamda insanlık ölçülerinin tolere edilebilir her türlü kıstasının dışına çıkan vahşet nasıl cezalandırılmalı?

İçişleri Bakanı’nın bile olay yerinde “bana birşey söyleyin, neden?” diyerek kurduğu ağır üzüntülü ve çaresiz cümle, keza Başbakan ve muhalif parti liderlerlerinin açıklamaları da, toplumun bütünü gibi onların da yaşananları “izah” edemediklerini gösteriyor.

İşte Türkiye böyle bir suçla karşı karşıya. Peki böyle bir durumde ceza ne olacak? Muhtemelen suçlular yargılanacak ve şu an Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının barındırdığı en ağır cezalara bir veya birden çok kez çarptırılacaklar.

Eğer suçlu bulunurlarsa “daha fazla” bir ceza kanunlarda yok. Esasen idam cezasının Türkiye’ye yeniden dönmesi ve uygulanması da hayli zor.

Öte yandan şu da bir gerçek; Türk kamuoyunda bu ve benzeri tür suçların cezalarının en ağır biçimde infaz edilmesi gerektiğine inanan bir kanaat var. Bu da doğal sayılmalı.

Çünkü, üç gün sonra doğacak ana karnındaki bebeği veya bir gün sonra yeni göreve gidecek 20’li yaşlarındaki bir imamı öldürenler, 3 yaşındaki bebeği göğsünden vuranlara karşı hissedilenler, “bütün köy kan kokuyordu, teröristler bile bunu yapmaz” diyen Adalet Bakanı’nın duygularıyla benzer.

Peki idam?.. Bu cezayı yeniden tartışmalı mıyız, yoksa eski ve kötü bir hatıra olarak tarihin derinliklerine terk mi etmeliyiz?

www.iyibilgi.com



Bu haber 507 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,284 µs