En Sıcak Konular

Türk seçmeni kime neden oy verdi?

6 Mayıs 2009 08:51 tsi
Türk seçmeni kime neden oy verdi?

Kadınlar Erdoğan'ı nasıl görüyorlar? Kılıçdaroğlu'na kimler oy verdi? MHP seçmenlerinin yaş ortalaması kaç?

Seçimin asıl kazananı Adil Gür oldu. Seçimlere tahminleriyle damgasını vurdu. Herkes onu konuştu. O ise 'Niye bu kadar yaygara koptu anlamıyorum, son beş seçimde hep bildik zaten' diyor. Seçimin saklı kalan alt metnini anlattı Gür. İlgililerin dikkatine...

Siyasetçi olur mu? Olur. Hem de nasıl! Zaten teklif almış vakti zamanında. Ama bu işi doğru yapmak için herkese eşit mesafede durmak lazımmış. Lafını hiç esirgemeyen, sivridilli bir insan Adil Gür. 1983'te anketörlükle başlamış bu işe. 1987-95 arası Konda Araştırma'da çalışmış Tarhan Erdemle. Lakin son seçimde boynuz kulağı geçti. 1995’te Konda faaliyetlerine ara verince A&G Araştırmayı kurmuş. "Rüyaya yatmıyoruz biz, istatistik bir bilim dalı. Bunları söylemem sık değil ama Google'da gazete arşivlerine bakarsanız, son beş seçimden önce neymiş tahminler, sonra ne olmuş görebilir herkes" diyor.

Parti liderlerine son derece açık ve net tavsiyeleri var. Tabii ilgilenip dinlerlerse...

Anketlerinizi nasıl yapıyorsunuz?
Seçmenin bizzat evine gidiyoruz, onunla baş başa kalıyoruz.

Seçmenin yalan söylediğini fark edince ne yapıyorsunuz?
Farklı metotlarla aynı siyasi soruyu dört-beş defa soruyoruz. Birine hop diye 'Kime oy vereceksiniz?' diye sorarsanız doğruyu söylemez.. Önce sohbete giriyoruz. Türk seçmeni çok açık sözlü aslında; yüzde 80'i doğruyu söyler. Kömür, para yardımı alan biri iktisattan yanaymış gibi davranabilir. Genelde muhalefete oy verenler çekinir, insanlar güçlüden yana görünmekten korkmaz. Zengin seçmen korkar, gariban korkmaz.

Anketörlerden nasıl emin oluyorsunuz?
Hepsi üniversite öğrencisi, aramızda bir sözleşme yok. Bunu denetlemek için araştırma bütçesinin yatısı kadar kontrol bütçesi ayırıyoruz.

Türbanlı anketörünüz var mı?
Hayır. Anketör görünüşüyle, şivesiyle, soruyu soruş şekliyle güven vermeli. İdeolojik gösterge taşıyamaz. Erkekse saçı-sakalı düzgün olmalı.

Seçmen ne dedi kısaca?
Bu seçim tam olarak "One minute!" demiyor. "AKP, sen iyi idare edemiyorsun ama alternatif adayım yok" diyor. Seçmen iktidara: "Kardeşim ben ülkenin gidişatından memnun değilim. Ama gidecek farklı bir adresim yok. Ey iktidar! Kendine çeki düzen ver! Çözüm önerileri üret. Seninle devam edebilirim" dedi. Ben kaybedenin AKP, kazananın vatandaş olduğunu düşünüyorum. İlk kez bir yerel seçimde yüzde 84'ün üzerinde seçmen sandığa gitti. Bu da seçmenin değişiklik istediğini gösterir.

AKP'nin oy almasındaki en büyük etken nedir?
Recep Tayyip Erdoğan. AKP'ye verilen 100 oyun 40 tanesi, partiye değil Erdoğan'a verilmektedir. Erdoğan karizmatiktir. Kadınlar onu daha karizmatik, yakışıklı, hatta seksi buluyor. AKP'ye oy verenler ağırlıklı olarak kadınlardır. Çünkü kadınlar istikrardan yanadır, korkuları vardır. Ama İstanbul'da böyle değil. Kılıçdaroğlu kadınların ve gençlerin oylarını aldı.

MHP'ye oy veren 100 kişinin de 50'den fazlası 28 yaşın altındadır

Türk seçmeni duygusal mı, mantıklı mı?
Çok duygusal. 'One minute' çıkışından sonra seçim yapılsaydı AKP yüzde 50 oy alırdı. Bizim araştırmalarımız bunu gösterdi. Ama o olayın etkisi bir hafta on gün sürdü. Büyük şehirdeki adamın, işiyle eviyle mücadelesi vardır, seçimi düşünecek zamanı yoktur. Halbuki köydeki adam daha çok siyaset bilir, köy kahvesinde her gün Türkiye'yi kurtarır.


'Ananı da al git' lafından sonra seçim yapılsaydı ne olurdu oylar?

Düşmezdi. Bizim seçmenimiz delikanlı, argo tavlılardan hoşlanır. Bu; toplumumuzun konuşma ve yaşam tarzı haline gelmiş, yadırganmıyor. Bazı insanların kadmlarla kasetleri çıkıyor, siyaseti bırakıyorlar. Bence bu kasetler o adamı etkilemez. Hatta vatandaş "Helal olsun erkek adama!" der.

Yılmaz Esmer vatandaşların yolsuzluğa duyarlı olmadığını söylüyor. Siz ne diyorsunuz?
AKP'nin oyu bu seçim döneminde artsaydı, bunun ders olarak okutulmasını talep ederdim! Türkiye'de ekonomi iyiyken oy artar, kötüyse düşer. Seçmen öncelikle cebine bakar. Ekonomi iyiyse "Ben hayatımdan memnunum, çalarsa çalsınlar, umurumda değil" der. Ama kardeşiniz işsizken birileri parayı götürüyorsa büyük bir nefret duyarsınız.

Mitinge gelene köfte ekmek varmış. Doğru mu?
Doğru. AKP'nin mitingine 200-300 bin kişinin geldiği söylendi. Gelenlere yiyecek, şemsiye, yağmurluk dağıtıldı. Ama başta kaç yüz bin kişi vardı, mitingin sonuna kalan birkaç bin kişi. Bu seçimde iktidarın oy kaybedeceğini meydanlar da söylüyordu. Meydanlar kalabalıktı ama ruh yoktu, insanlar mecalsiz şekilde parti bayraklarını sallıyordu.

AKP "Adil Bey, nedir bu bizim çıkışların-inişlerin nedeni?" diye sordu mu?
Hayır. Türkiye'de siyasetçiler ve yanındaki birkaç kişi ne de olsa her şeyin en iyisini bilir!

Ergenekon seçmeni nasıl etkiledi?
Ergenekon, AKP'nin oylarını muhafaza etmesinde önemli bir etken. Çünkü Türkiye'deki her 100 kişiden 70'i "Devlet içinde bir çeteleşme vardır. Bunlar bir an önce bulunmalıdır" diyor. AKP araştırma işlerine meraklıdır. O nedenle daha çok Ergenekon üzerine gitmiştir. Erdoğan 'Ben Ergenekon'un savaşıyım' demiştir. Ben ana muhalefet partisi lideri olsam: 'Doğrudur, devlet içinde bit çeteleşme vardır. Sonuna kadar bunun üzerine gidilmelidir. Biz iktidara mecliste gereken desteği vermeliyiz' derdim. Muhalefet bunu deseydi daha çok oy alırdı.

Anketlerden Erdoğan'ın basına yaptığı kısıtlamalarla ilgili bir sonuç çıktı mı?
Çıkmadı ama bu hafta sonu bir araştırma yapmayı planlıyoruz. Medya patronları Başbakanla tartışmaya girseydi AKP'ye olumlu etkisi olurdu ama akıllı davranıp polemiğe girmediler. Başbakan kavga minderine çekmeye çalıştı ama cevap vermediler. AKP'ye olumsuz etkisi oldu. Siz medyayı hedef alırsanız, medya Türkiye'nin sorunlarını daha çok öne çıkarır. 22 Temmuz seçiminde böyle değildi. Halbuki bu seçimde daha çok aş, iş, yoksulluk işlendi. Bu da AKP'ye zarar verdi.

Deniz Baykal'ı seçmenin gözünde itici kılan nedir?
Deniz Beyin itici bulunduğu kanaatinde değilim. Türkiye'de partilerin problemi lider meselesi değil. O işin kolayına kaçmaktır. Sorun Deniz Baykal değil, CHP'dir.

AKP'ye oy verenlerin yüzde 40'ı Erdoğan'a oy veriyor dediniz ama...
O farklı bir durum. AKP'nin seçmeni daha dar gelirli, daha düşük eğitimlidir. Halbuki CHP biraz daha okuyan yazan insanlardan oy alır. Bu nedenle CHP'de liderden çok, partinin genel görüntüsü ön plandadır.

CHP'nin çarşaf açılımını nasıl yorumluyorsunuz seçmen için?

Türkiye'de laik cumhuriyete sadakatle ilgili endişesi olan seçmen yüzde 20'den fazla değildir. Seçmenin yüzde 801nin laiklikle problemi yok ki! Adam aşla, işle ilgili çözüm önerileri duymak istiyor. Onun için bu seçim döneminde CHP meydanlarda daha çok ekonomi konuşmuştur. Pek çok insan karşı çıksa da ben, özellikle İstanbul'da Gürsel Tekin ve ekibinin 'çarşaf açılımı'nın orta ve uzun vadede Türkiye'de sol partilerin dindar seçmenle barışması anlamında bir yol yapacağını düşünüyorum. Bunun için çarşafa rozet takmaya gerek yok. Din karşıtı gibi algılanmayın, yeter. Yakın zamana dek 'CHP din düşmanı bir parti' diye düşünülüyordu köy kahvelerinde. Bu algının değişmesi için önemli bir adım oldu. Bunun altı doldurulabilirse, insanların dinine, inancına müdahil olunmadığı inancı seçmende yaygınlaşırsa, bir sol parti neden iktidar olmasın?

Çan eğrisi teorisine göre AKP artık inişe mi geçti?
Trendde bir şey kırılırsa, aşağı doğru gider. Ama muhalefetin ne yapacağı da önemli. Süleyman Beyin Türk siyasi literatürüne kattığı bit kavram var: Türk siyasetinde 24 saat bile önemlidir. Onun için Türkiye'nin iki ay sonrası, iki yıl sonrası ile ilgili kimse ahkam kesmemelidir.

Herhangi bir partiye danışmanlık yaptınız mı?
Benim gibi sivri dilli bir adamla kim çalışır! Kaç seçimdir tahminlerimiz doğru. Ne iktidar ne muhalefet, "Kimdir bu adam? Ne diyor, bir de bize söylesin!" demedi. Ben AKP'ye ya da CHP'ye ne kadar mesafedeysem, MHP ve DTP'ye de o kadar mesafedeyim.

mediacatonline




Bu haber 365 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,358 µs