iyibilgi zoom iyibilgi zoom

En Sıcak Konular

Hayvanlarla bitkilerle gelen kıyamet

0 0 0000 00:00 tsi
Hayvanlarla bitkilerle gelen kıyamet Bilim adamları, bitki ve hayvanların yol açtığı biyolojik istilayı yakın geleceğin en büyük tehditleri arasında sayıyor. Biyolojik istila denizleri, karayı, canlı türlerini ve insan hayatını etkileyebiliyor. iyibilgi zoom

"Biyolojik istila" Newsweek Dergisi’nin son sayısında kapak konusu olarak işlendi.

Derginin haberine göre çeşitli nedenlerle, farklı iklimlere ithal edilen hayvan ve bitkiler, yeni yerleşim yerlerinde doğal düşmanları olmadığı için kontrolsüzce çoğalıyor ve daha önce görülmemiş hastalıklara yol açabiliyorlar.

Brezilya’da dev Afrika salyangozu

Newsweek'in haberine göre, birkaç yıl öncesine kadar dünyanın en güzel sahillerine sahip Brezilya, şimdi kumları kaplayan milyonlarca dev Afrika salyangozu ile mücadele ediyor. Afrika salyangozları, 19 yıl önce 1988'de ekonomiye katkı olması amacıyla bir kasa dolusu ithal edilmişti. Brezilyalı salyangoz üreticileri, kısa sürede bir kiloya ulaşan ve her bir seferinde 2 bin yumurta veren dev Afrika salyangozlarını büyük bir keşif ve mucize olarak değerlendirerek ithal etmiş ve tüm dünyaya ithal ederek iyi de para kazanmışlardı.

Ancak doğal düşmanlarının bulunmadığı ortamda kısa sürede çoğalan dev salyangozlar, fare artıklarından, çöplere varıncaya kadar her şeyi yemeye başladılar. Fare artıklarından alınan parazitler ise, içme suyu ve bitkiler aracılığıyla menenjitin en ölümcül türlerini insanlara bulaştırıyor. Önce bir eyalete gelen salyangozlar, şimdi Brezilya'nın 27 eyaletinden 23'ünü kaplamış durumda. Her yerde ortaya çıkan salyangozlar, kendilerini yiyen fareler üzerinden tahıl ürünlerine binlerce Afrika kökenli bakteriyi bulaştırmış durumda.

İçme suyuna da karışan salyangozların yarattığı tahribatın büyüklüğü maddi olarak hesaplanamıyor. Brezilyalılar, şimdi yeri geldiğinde bitkileri yakarak, yeri geldiğinde de sulara ve çevreye zehir atarak salyangozlardan kurtulmaya çalışıyor. Ancak bilim adamları çok geç kalındığını belirtiyorlar.

Biyolojik istila küreselleşmenin sonucu

Cornell Üniversitesi öğretim görevlilerinden biyoloji uzmanı David Pimentel, bulundukları doğal ortamlarda, düşmanları olması nedeniyle kontrollü bir şekilde çoğalan binlerce tür hayvan ve bitkinin, ithal edildiklerinde, yeni geldikleri ülkelerde dengesiz bir şekilde çoğaldığına dikkat çekiyor. "Verimliliği yüksek" gerekçesiyle ithal edilen tahıl ve bitkilerin de milyonlarca farklı bakteri ve mikrobu beraberinde getirdiğine dikkat çeken Pimentel, "biyolojik işgal"in küreselleşmenin yan etkisi olduğuna dikkat çekiyor.

Arizona Üniversitesi çevre ekonomisti Charles Perrings ise, biyoişgal tehdidinin büyüklüğünün tahmin bile edilmediğini belirterek "Küreselleşmenin kaçınılmaz sonucu, maalesef tam bir kıyamet senaryosu" yorumunu yapıyor.

Biyo-işgalcilere karşı yılda 120 milyar dolar

Yapılan araştırmalara göre ABD, biyo-işgalcilerin neden olduğu tarım ürünlerindeki yeni hastalıklarla mücadele için her yıl 120 milyar dolar harcıyor. Sadece ABD'de her yıl 50 bin yeni bitki hastalığı ortaya çıkıyor.

Hindistan, İngiltere, Avustralya, Güney Afrika ve Brezilya'da tahıl ve bitki hastalıklarına geçen yıl 228 milyar dolar harcadı. Biyo-işgalcilerin zararları, fakir ülkelerde doğanın yok olması, tarımın yapılamaması ve açlık olarak ortaya çıkıyor.

Daha önceki işgalciler

Biyo-işgalciler, uzun yıllar uykuda da kalabiliyor. Güney Afrika Cumhuriyeti'nden bir yüzyıl önce bir avuç tohum olarak İngiltere'ye getirilen kırmızı ve sarı renkte çiçek açan özel bir çim, küresel ısınma sonucu iklimin yumuşamasıyla aniden ortaya çıktı. Güney Afrika çimi o kadar hızlı yayıldı ki, İngiltere'nin güneyindeki birçok bölgeyi tamamen kapladı. İngiliz bilim adamları, her yerde biten bu yeni çimi şimdi nasıl yok edeceğini düşünüyor.

ABD'nin Hawaii Adaları ise, iki yüzyıl önce adaya farelerle mücadele için getirilen yılanlarla bir türlü baş edemiyor.

Filipinler'in, sivrisineklerle mücadele için getirdiği balıklar ise, göl ve sahilleri kaplamış durumda. Neredeyse deniz ve akarsulardaki tüm balıkları yok eden sivrisinek katili balıklar için Filipinliler, şimdi tüm canlıları yok etme pahasına sularını zehirliyor.

Çin, ülkeye gelen Amerikan güvesinin yok ettiği 1.3 milyon rektar bambu ve ormanlık alanı nasıl kurtaracağını düşünüyor. Çinlilerin bu yılki karabasanları ise, Filipinliler gibi sivrisinekle mücadele için ithal ettikleri kontrolden çıkan egzotik balıklar.

Karadeniz’deki katil

Dünyanın çeşitli ülkelerinden Newsweek’in verdiği örneklere, ülkemizden de bir biyolojik işgal vakasını ekleyebiliriz.

1980’li yıllardan itibaren Karadeniz sularını “Mnemiopsis” türü deniz anaları istila etmişti. Geçtiğimiz yüzyılın başından bu yana Karadeniz sularına, kasıtlı ya da kazara insan faaliyetleri sonucu tam 26 egzotik tür girdi. Amerika’nın doğu kıyılarından, gemilerin sintine suları aracılığıyla gelen Mnemiopsis ise Karadeniz’in son istilacılarından biri ve egzotik türlerin ekosistemler ve ülke ekonomileri üzerindeki yıkıcı etkileri konusunda verilebilecek en iyi örneklerden birisi. Karadeniz ekosistemi bir de bu istila sonrasında geri dönülmez bir yıkım sürecine girdi. Bu yıkım süreçlerinden en büyük zararlardan birisi de, yöre insanın en önemli geçim kaynağını oluşturan ticari balıkçılığa geldi. Son 30 yılda Karadeniz’deki ticari balık tür sayısı 26 türden 6’ya düştü. Ancak, egzotik türler bunun tek etkeni değil, kirlenme ve aşırı avcılık da buna katkıda bulunan diğer etkenler. Bu etkenler, egzotik türlerin tek başlarına yapacakları etkinin şiddetini arttırıyorlar. 

Biyoloji silah olursa...

Varolan canlı türlerinin ticari amaçla veya kazara yabancı iklimlere gitmesinin yarattığı sonuçlar görüldüğü gibi son derece ürkütücü. Bundan daha da korkuncu var: Bilim adamlarının geliştirdikleri veya geliştirebilecekleri biyolojik silahlar!

Günümüzde dünya üzerinde birçok bölgede biyolojik nitelikli silahlar bulunmakta. Bu tür silahlar 2. Dünya Savaşında ortaya çıktıklarında oldukça önemli bir savaş gücü olarak kullanılmışlardı. Örneğin Japon ordusu Bubonik veba bulaştırılmış pireleri 1942 yılında Mançurya’ da Çin güçlerinin üzerine saldığında pek çok Japon askeri de hastalıktan etkilenmişti. Sonraki 15 yıl boyunca ABD ve diğer bir çok ülke biyolojik silah depolarını genişlettiler. Fakat 1969 yılında Nixon’ın ABD’nin gelişmeleri durdurabileceğini açıklaması ile 1972 yılında Biyolojik ve Zehirli Silahlar anlaşmasını imzaladılar. Buna rağmen bu tür silahların kullanıldığı birkaç olay ile karşılaşıldı. İşte bu olaylardan birkaç örnek:

1984 yılında ABD Oregon’da bir kasabadaki restoranlardan yemek yiyen 750 kişi zehirlendi. Bu olaydan, o bölgede bulunan ve Oregon’un yerlileri ile çatışma içinde olan bir örgütün sorumlu olduğu ortaya çıkarıldı. Örgüt üyeleri çiftliklerinde ürettikleri Salmonella bakterilerini bölgedeki 4 restoranın salata barlarına yaymışlardı.

1995 Tokyo metrosuna “sarin” adlı kimyasal silahla düzenlenen saldırıysa, kamuoyu belleğinde yeni bir dönüm noktası oldu. Aun Shinrikyo (üstün gerçek) adlı tarikatın düzenlediği bu saldırıda 12 kişi öldü 5500 kişi de yaralandı.

1995-96 ABD’de Larry HARRİS adlı bir labaratuvar teknisyeni bir biyomedikal şirketinden vebaya sebep olan Yersinia pestis adlı bakteriden ısmarladı. Teslimatın geç kalması ile şirkete telefon eden Larry HARRİS’in konuşması sırasında şirket görevlileri şahsın laboratuar bilgilerinin yetersizliğinden dolayı şüpheye düşmeleri ile şahıs güvenlik kuvvetlerince yakalandı. Yapılan araştırma ile Harris’in beyaz ırkın üstünlüğüne inanan bir örgütün üyesi olduğu ortaya çıktı.

iyibilgi.com



Bu haber 1,468 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,761 µs