Siyasi Partiler Kanunu değişirse?

5 Mayıs 2009 17:30 tsi
Kanun değişirse partiler ‘gerçekten’ siyaset yapmaya başlayacaklar. Sonra Ergenekon ruhu da artık yer edinemeyecek…iyibilgi analiz

Kanunlar insanlar arasındaki ilişkilcerin tanzimini, tasarlanmasını hedefler. Dolayısıyla “tasarının nasıl olması gerektiği” sorusu kanunların içeriğini ve sistemi belirler

Eğer insanlar arasında eşitlik ve özgürlük temelinde bir ilişki hedefleniyorsa yasalar “demokratik yasalar” olur… Aksine insanların tek tipleşmesi hedefleniyorsa “otoriter yasalar” söz konusudur…

Modern zamanlarda yasalar bilindiği üzere siyasi partiler aracılığıyla yapılır. Toplum kendisine yakın bulduğu partiler üzerinden kendisinin tabi olacağı yasalara ‘dolaylı’ olarak tayin eder…

Fakat biliyoruz ki, bu kağıt üzerinde kalan teorik bir ‘varsayım’. Çünkü pratik öyle işlemiyor ve teori ile pratik arasında geniş bir makas var.

Bu geniş fark içinde bürokrasi-teknokrasi gibi faktörlerin yanı sıra bizzat Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu da büyük bir etkendir…

Çünkü bu iki kanun, yasaları yapacak olan partilerin yapılarını-örgütlenmelerini, duruşlarını ve sınırlarını tayin eder…

Yani bu kanunlar bir bakıma kanun yapma sürecinin-kanun yapıcıların biçimlendirilmesini amaçlar ve sınır daraltır…

Özellikle de ülkemizde şuan geçerli olan Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu, resmi ideoloji hakimiyeti, askeri vesayet rejimi nedeniyle tüm partileri tek tipleştirirken, demokratik alanı daraltır…

Çünkü kimin kanun yapabilecek konuma geleceğini önceden belirler. Bu belirlenime uymayanları önceden diskalifiye ederken, o konuma gelmek için partileri kendilerinden vazgeçmeye zorlar…

Bu yasaların değişmesi gerektiğini ifade eden Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın deyimiyle “sahte kimliklerle” davranmaya iter…

Örneğin delege sistemi, milletvekillerinin belirlenmesi usulleri, parti liderinin konumu gibi hususlar, demokrasi ve farklılıkların önünü kesen niteliktedir. Tabandan yukarıya değil, yukardan aşağıya doğru bir parti içi şekillendirme söz konusudur. Bu durumda da partiler daha kolay ‘yönetilebilir’ oluyorlar.

Başka bir deyişle, farklılıkların bir arada tartışarak sorun çözülmesi ve yönetilmesi olan siyaseti “öldüren”, partilere siyaset izni vermeyen bir Siyasi Partiler Yasamız var.

Ve aynı zamanda milletvekillerinin milletin vekili olmasını törpüleyen bir Seçim Kanunumuz var…

Demokratik alan böyle daraldıkça da boş kalan alan demokrasi karşıtı aktörlerce doldurulur…

O yüzden mevcut Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Yasası ve bunlar üzerine inşa edilen siyasi yapı-ilişkiler tasarımının Ergenekon’a ve zihniyetine geniş ve zengin bir hayat alanı sunan bir nitelikte yorumu ciddiye alınmayacak bir değerlendirme değildir…

O nedenle Sivil Anayasa’nın bu kanunlarda siyasi alanın demokratik konsolidasyonunu sağlayan düzenlemelerle desteklenmesi Ergenekon’un tasfiyesi sürecinde elzemdir.

Öte yandan Ergenekon gibi faal bir yapılanma olmasa bile, mevcut yapı ve yasalarla Ergenekon yapılanmasına ihtiyaç duyulmadan onun otoriter zihniyetinin hakim olduğu bir siyasi atmosferden kurtulamaz ülke.

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 576 defa okundu.