1 numara kişi değil, sistemin kendisi! | " /> 1 numara kişi değil, sistemin kendisi! | "/>

En Sıcak Konular

1 numara kişi değil, sistemin kendisi!

4 Mayıs 2009 11:37 tsi
1 numara kişi değil, sistemin kendisi! 'Dikkatli bir göz, sadece haberlerin satır aralarını gözleyerek, Ergenekon’un, şu an için öldürücü olmasa da, artık şiddete eskisi gibi rahat başvuramasa da, hâlâ faaliyette olduğunu görebilir. “Bir numara”, bu sistemin kendisi çünkü.'

Sezin Öney / Taraf

Soğuk Savaş'ın son ülkesi

Soğuk Savaş dönemi en iyi, Gladio’nun “babası”, CIA’nın kurucularından James Angleton’un bir deyişle tanımlanabilir; “Aldatmaca, zihnin bir hali ve devletin zihniyetidir.”

Türkiye hâlâ, kendisine Soğuk Savaş döneminde “jeostratejik” dengeler çerçevesinde “uygun görülen” bir düzenle yaşıyor: Ordunun siyasetin üzerinde güç sahibi olduğu biçimde... Güvenlik kaygılarının, askerî gücün meşrulaştırıldığı bir şekilde...

Askerî güç, kadife bir eldivenle zarifleştirilebilir; basın toplantıları yoluyla görüş bildirmek, tıpkı muhtıra vermek gibi hoş karşılanmaz hale gelince bile, buharlaşıp görünmez hale gelebilir. Yine de, anayasa değişikliği gibi sembolik bir kopuşla “emekli” edilmezse, yok olmayacaktır. Değil darbe yapmayı planlamak, herhangi bir şekilde salt sivillerin sorumluluğundaki alanlara ve elbette siyasete müdahale etmeyi tasavvur dahi etmek suç olduğu zaman Türkiye’nin içine girdiği değişim evresi tamamlanacaktır.

Bazı yorumcuların, ordunun sivillere “alın siz yönetin” demek istediği veya kendisinin de artık gücünden feragat ettiği bir değişim sürecine girdiği düşüncesinde olduğunu okuyorum. Bu gerçekten mümkün mü? 60 yıllık bir hegemonyadan, askerî bir düzenden eğer siviller, dirayetli bir şekilde hukuki düzenlemeler yoluyla rejim değişikliğine gitmezse, çıkılamaz. Rejim değişikliğiyle, totaliter bir demokrasi olarak nitelendirebileceğimiz, devletin çizdiği kırmızıçizgilerin dışına düşenlerin güçsüzlükleriyle orantılı bir haşinlikle cezalandırıldığı, oy vermek ve bazı temel vatandaşlık hakları dışında hak ve özgürlüklerin söz konusu olmadığı bir düzenden çıkılmasını, insana verilen değerin sınırlarının sürekli bir arayışla yükseltilmeye çalışıldığı sivil bir rejime geçilmesini kastediyorum.

2009 itibariyle, dünya siyasetinin değişen dengeleri, Türkiye’yi daha demokratik ve sivil bir ülkeye dönüşmeye zorluyor. ABD ve Avrupa Birliği gibi iki büyük güç, bu yönde ağırlığını koyuyor. 27 Nisan muhtırası ertesinde, perde arkasından AB ve NATO’nun kesin şekilde tavır koyma çabaları da, Türkiye’nin askerî müdahale ihtimalini zayıflatan etkenlerdendi.

Bu muhtıranın zirveye çıkardığı iç ve dış gerginlik ile 2007 genel seçimlerinin ortaya koyduğu tablo Türkiye’nin, Avrupa ülkelerinden yaklaşık 20 yıl gecikmeyle Soğuk Savaş kabuğunu kırma sürecine girmesine yol açtı. Soğuk Savaş zırhının çatırdamasına işaret eden en kritik dönüm noktası da, Ergenekon soruşturması oldu.

Şimdi, Türkiye’nin önündeki soru bir zaman sorusu. Artık sonun başlangıcı söz konusu. Ama son, ne zaman gelecek?

Daha kaç nesil, bölgesinin sadece ekonomik değil kültürel ve sosyal dinamosuna dönüşen ülkelerinin siyasi açmazlarından kurtulup sorunlarını çözme yetisine sahip tam bir demokrasi olacağı zamanı beklemek zorunda kalacak?

Daha kaç nesil, vicdani ret hakkı inkâr edilerek zorunlu olarak askere gönderilecek?

Daha kaç nesil, Genelkurmay tarafından düzenlenen basın toplantılarını canlı olarak seyretmek zorunda kalacak?

Bu toplantılar, daha kaç neslin hayatını biçimlendirecek?

Gürkan Zengin’in ATV’de çarşamba geceleri yayınlanan Arayış adlı tartışma programında (ki bu program, muadilleriyle karşılaştırılınca, konukları seyir olsun diye çatıştırmayan, daha “zeki” bir profil ortaya koyuyor), Radikal’den Ertuğrul Mavioğlu, ikinci iddianameden itibaren bu soruşturmanın Gladio’dan çok, darbeyi sorgulama yöneliminde olduğu söyledi.

Bunun böyle olup olmadığı, Gladio’yu nasıl tarif ettiğinize bağlı. Eğer Gladio’yu, Türkiye’de 2. Dünya Savaşı ertesinde, ordu içinde kurulan ve komünizmin yayılması ihtimaline karşı iç-dış “düşmanlarla” mücadele etmekle görevlendirilen, bu amaçla da, CIA ve NATO’nun istihbarat birimlerinden maddi ve lojistik destek alan bir yapı olarak tarif ediyorsanız, Ergenekon soruşturmasının zaten bu amacı hiç gütmediğini görürsünüz. Ancak, Gladio’yu zaten totaliter zihniyete son derece uygun bir iklime sahip topraklarda, askerî zemine ekilen, düşman seçilenleri yok eden saldırgan bir yapının tohumları olarak yorumlarsanız, o zaman darbe planlayanlar, darbeye sempatiyle bakanlar, orduyu bir sivil toplum örgütü olarak niteleyenler ve asıl neferliği yapan azmettiriciler, işkenceciler ve tetikçilerin nasıl aynı gövde üzerinde yeşerdiğini görmek daha mümkün olur. Bugün, Ergenekon soruşturması çerçevesinde hukukun karşısına çıkan belki “öz” Gladio değil. Onun değişip dönüşen torunlarından JİTEM de değil. Hatta, kanımca, kanun önüne çıkan, çıkması söz konusu olacak olan Ergenekon’un belki de sadece bir kolu veya bacağı.

Dikkatli bir göz, sadece haberlerin satır aralarını gözleyerek, Ergenekon’un, şu an için öldürücü olmasa da, artık şiddete eskisi gibi rahat başvuramasa da, hâlâ faaliyette olduğunu görebilir. “Bir numara”, bu sistemin kendisi çünkü. Kişiler değişse de, feda edilse de, sistem sürüyor. Çaresi de, tıpkı Macaristan, Polonya, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerin yaşadığı bir tarzda anayasal bir kopuşla geçmişi geride bırakarak, AB’nin bir parçası halinde evrensel bir demokratik arayışın parçası olmak.



Bu haber 1,432 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,026 µs