neler oldu neler... | " /> neler oldu neler... | "/>

En Sıcak Konular

İki konuşma arasında neler oldu neler...

1 Mayıs 2009 15:09 tsi
İki konuşma arasında neler oldu neler... Alper Görmüş önemli bir konuyu iredeldi bugün köşesinde: Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un hangi argümanları geçerliliğini yitirdi?

Alper Görmüş / Taraf

Büyükanıt ve Başbuğ’un konuşmalarının arasında neler oldu neler...

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, çarşamba günü gazetecilerle gerçekleştirdiği “iletişim toplantısı”nda, Darbe Günlükleri ve 2003-2004’teki darbe girişimleri konusunda kendisine sorulan bir soruya, selefi Yaşar Büyükanıt’ın 12 Nisan 2007’de yaptığı basın toplantısındaki sözlerini tekrarlayarak cevap verdi. Yani: “Genelkurmay arşivlerinde böyle bir belge yoktur...”

Org. Başbuğ, işte bu gerekçeye dayanarak Genelkurmay’ın, darbe iddialarıyla ilgili olarak herhangi bir soruşturma başlatmadığını söyledi; tıpkı Büyükanıt gibi.

Bir kurumun, kendisiyle ilgili bir iddia konusunda iki yıl önceki pozisyonunu sürdürebilmesinin koşulları vardır; her şeyden önce aradan geçen süre zarfında konuya ilişkin anlamlı gelişmelerin olmaması gerekir. Oysa, iki genelkurmay başkanının konuşmaları arasında neler oldu neler...

Yaşar Büyükanıt 12 nisan konuşmasını yaptığında, Darbe Günlükleri bir derginin iddiasından ibaretti. Hiç şüphe yok ki, “normal” bir ülkede, kamusal önemi apaçık böyle bir iddia, başka hiçbir şeye bakılmaksızın soruşturulur ve mutlaka bir sonuca varılır. Sonuçta ya iddianın doğru olduğuna hükmedilir ve gereken yapılır ya da iddianın “sahte, yalan” olduğuna hükmedilir ve bu durumda da iddia sahibi sorumsuzluğunun karşılığını görür.

Fakat konuyu “Türkiye standartları” çerçevesinde tartışıyorsak mesele değişir. Bu durumda, eski genelkurmay başkanının “Valla baktık arşive, hiç böyle bir şeye rastlamadık, o nedenle de soruşturma başlatmadık” gerekçesi bir dereceye kadar makbul bulunabilir. Ne var ki, iki yıl sonra, yeni genelkurmay başkanının aynı gerekçeye dayanarak soruşturma açtırmamasını, ölçümüz “Türkiye standartları” olsa bile kabul edebilmek mümkün değildir. Çünkü arada şunlar oldu:

Bir: Özden Örnek’in şikâyetiyle hakkımda “hakaret ve iftira” suçlamasıyla kamu davası açan cumhuriyet savcısı, bir yandan da Nokta’nın ilgili sayısını Genelkurmay Askerî Savcılığı’na gönderdi. Cumhuriyet savcısı, başvurusunda mealen, “biz bu davayı açtık ama, derginin iddiaları da ciddi, meseleyi size havale ediyoruz” diyordu.

İki: Günlüklerde “darbeyi önleyen komutan” olarak geçen dönemin genelkurmay başkanı, aradan geçen iki yılda defalarca “var da diyemem, yok da diyemem; bazı şeyler gizli kalır, belki daha sonra açıklanır” türünden açıklamalar yaptı. Daha sonra “ister sanık ister tanık olarak ifade vermeye hazır olduğunu” beyan etti ve nihayet bu gerçekleşti.

Üç: Hakkımda açılan “hakaret ve iftira” davası beraatle sonuçlandı. Davanın savcısı bile yayımlanan metinler için “görünür gerçekle gerçeğin örtüştüğü anlaşılıyor, sanığa ispat hakkı tanınmalıdır” dedi.

Dört: Darbe Günlükleri, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli davalarından birinin parçası haline geldi. Ergenekon davasının ikinci iddianamesinde, bu metinlerden “Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek tarafından tutulduğu sabit olan günlükler” diye söz edildi.

Yani, Büyükanıt’ın konuşması sırasında bir “haber”den ibaret olan bir metin, aradan geçen iki yılda büyük bir davanın temel metinlerinden biri haline geldi. Bu noktada artık “Baktık, arşivimizde bulamadık, o nedenle soruşturma açtırmadık” gerekçesi pek naif kalıyor.

Bence argümanlarının geçersiz olduğunu İlker Başbuğ da biliyor. Konuşmasında sanki bize şöyle der gibiydi: Tamam olmuş bir şeyler, fakat bizden eski komutanlarımıza karşı soruşturma açtırmamızı beklemeyin, bunu yapamayız.

Bize gelince; biz bunu anlayabiliriz fakat kabul edemeyiz.



Bu haber 858 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,838 µs