manşetlerin düşündürdüğü... | " /> manşetlerin düşündürdüğü... | "/>

En Sıcak Konular

Yinelenen manşetlerin düşündürdüğü...

30 Nisan 2009 09:18 tsi
Yinelenen manşetlerin düşündürdüğü... Sürpriz yok: Manşetlerde iki haber var. Biri ciğerleri dağlayan bir haber. Diğeri “Başbuğ ne dedi” haberi. Köşe yazarları da “tatmin oldum-olmadım” tartışmasında. 'Farklı' sesler de yok değil. Bu tablonun yarattığı bir duygu var:

Bugünkü gazetelerin hemen hemen tamamının manşet ve sürmanşetleri iki konuya ayrılmıştı: 10 askerimizin hayatını kaybetmesi ve Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un güncel gelişmelerle ilgili görüşlerini açıkladığı “iletişim” adı verilen basın toplantısı…

İlki, insanın ciğerini dağlayan bir haber… Bir süredir silahların susmuş olmasından hareketle canlanan umutlarımızı kanla gölgeleyen bir haber… Yıllardır yaşadığımız kanlı kısır döngünün aslında halen devam ettiğini bize hatırlatan sarsıcı bir haber… Yurdun 10 ayrı noktasında evlatlarının yollarını gözleyen insanlarımızın ocağına ateş düşüren bir haber…

İkincisi, biraz gazeteci merakıyla, biraz yurttaş merakıyla, biraz da ülke ve toplum olarak sahip olduğumuz zihinsel kurgu nedeniyle, taşıdığımız “asker ne diyecek” merakıyla herkesi, hepimizi naklen yayınlanan Başbuğ’un konuşmasını izlemeye mecbur kılan basın toplantısının haberi… (İyibilgi/Ergenekon değiştiriyor: Hazır mıyız?)

Gazetelerin köşe yazarlarının neredeyse tamamı da, Başbuğ’un konuşmasını, kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtları yorumlayan yazılar yazmışlar. Bu yazıları, bir genelleme yapmak gerekse, iki ana başlıkta toplayabilmek mümkün: Başbuğ’un açıklamaları “gayet tatmin ediciydi, iyiydi” diyen yazılar. “Tatmin olmadım” diyen yazılar. Tatmin olanların da kendilerince nedenleri var, tatmin olmayanların da. Bu yorumlar ve “aslında ne dedi” tartışmaları sadece bugünün gündemi olmayacak; bir süre daha devam edecek. Bu arada TV kanallarında da “aslında ne dedi” sorusuna cevaplar aranan tartışma programları izleyeceğiz…

Bu genellemeye biraz daha yakından baktığımızda ise konuyu “farklı” ele alan yazarlar da göze çarpıyor.

Bunlardan biri, Hürriyet’ten Mehmet Y. Yılmaz. Yılmaz, “Asker bu kadar konuşmamalı” başlığını verdiği yazısına bir soru ile başlıyor: “Demokratik bir ülkede, en üst düzey komutanların gazetecileri toplayıp, günlük olayları değerlendirmesi rastlanan ve normal karşılanan bir durum mudur?”

Yılmaz bu soruyu “hayır” diye yanıtladıktan sonra devam ediyor: “Son günlerde ikinci derecede bir askeri bölgede ortaya çıkan silahlar ile ilgili olarak elbette TSK’nın bir açıklama yapması gerekiyordu. Ama bunu yapması gereken ordunun en yüksek komutanı değil, basına açıklama yapmak için özel olarak yetiştirilmiş daha alt düzeyde bir subay olmalıydı. Onun dışındaki konular ise askerin kamuoyuna görüşlerini açıklayabileceği konular değildi. Suriye-Türkiye sınır tatbikatı ile ilgili olarak İsrail’in tavrına yanıt vermek de, Ermenistan ile ilgili konular da bu kapsamda değerlendirilmeli. Askerin bunu anayasal çerçevede konuşabileceği yer Milli Güvenlik Kurulu’dur.”

Taraf’tan Ahmet Altan da “Başbuğ Taraf’a akreditedir” başlığını verdiği yazısında, “Taraf gazetesi davet edilse bile böyle bir basın toplantısına ‘genel yayın müdürü’ düzeyinde katılmaz. Böyle toplantılara ‘savunma muhabirleri’ gider, fazla fazla Ankara temsilcileri belki. Genel yayın müdürlerinin orada işi ne?” diyor.

“Farklı” sesler olsa da, “tatmin oldum-olmadım” merkezli tartışma daha ağır basacak ve herkes kendi durduğu yerden Başbuğ’un konuşmasını ele almayı, yorumlamayı sürdürecek…

Bugünkü gazetelerin manşetlerinde iki haber var. İkisi de manşetlik haberler. Biri ciğer yakan bir haber. Ve diğeri “Başbuğ ne dedi” haberi…

Geriye “düşünmek” kalıyor…

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,735 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,860 µs