İsrail'e ağır eleştiri yağdı

29 Nisan 2009 17:35 tsi
Nice platformlarda İsrail'in Filistin'deki işgal politikasına yönelik eleştiriler oldu, ama bunların hiçbiri, Avrasya Medya Forumu'ndaki kadar sert ve aşağılayıcı değildi.

Zaman gazetesi yazarı Abdulhamit Bilici katıldığı Avrasya Medya Forumu'nda Rus, Çinli, Avrupalı ve İsrail'li gazetecilerin İsrail'i adeta kum torbasına çeviren eleştirilerini ve izlenimlerini kaleme aldı.

Her yıl geleneksel olarak yapılan Avrasya Medya Formu Kazakistan'ın finans merkezi Almatı'da gerçekleşti.

Bu yıl sekizincisi düzenlenen foruma Kazakistan medyası ve uluslararası medya yoğun ilgi gösterirken forumun bu seneki dikkat çeken sürpriz konuğu İsrail eski Başbakanı Ehut Olmert oldu.

İsrail, iç siyasi hesaplarla Gazze'de çoğu masum insanları hedef alan bombardımanı, bir daha zor kazanacak şekilde dünya kamuoyunu kaybetmişti. İnsan hakları konusunda onca eleştirilen Çin'den bile İsrail'in yaptıklarına eleştiri geldi. Çinli yetkili konuşmasında "Tarihen doğruluğu ispat edilmiş bir hüküm var. Uzun süre devam eden zulüm, sonunda o zulmü icra edenleri perişan eder" dedi.

Toplantıya katılan Bilici izlenimlerini aktardığı yazısında Gazze dramının siyasi sorumlusu eski Başbakan Ehud Olmert'in, yapıp ettiklerine dünyanın nasıl nefretle baktığından ya büsbütün habersizdi. Ya da tam bir umursamazlık içinde olduğunu aktardı.

Bilici yazısında bu umursamaz tavrı şöyle anlatıyor: "Toplantıya telekonferansla katılan Olmert yaptığı konuşmada sürekli gülüyordu. Gazze krizinin medya tarafından nasıl ele alındığı gibi ciddi bir konu tartışılıyordu. İsrail'in medyaya getirdiği sınırlama, Gazze'ye düşen bombaların nasıl olup da bazı İsraillilerce eğlence gibi görüldüğü tartışılacaktı.

Ama o keyfi yerinde, insan hakları açısından hiçbir sorunu olmayan, hiçbir yanlışa bulaşmamış bir Nordik ülkesinin yetkilisi havasındaydı. Pakistanlı gazeteci Naveen Naqvi'nin en zor sorularını bile gülerek ve espirilerle savuşturmaya çalıştı. Çok kibar ve centilmen bir devlet adamı portresi çizdi. Ancak konuşması bittikten sonra olacaklardan haberi yoktu. Fırsat bulsam eski Kudüs Belediye Başkanı ve sivil bir siyasetçi olarak nasıl dünyayı ayağa kaldıran bir trajediyle övünebilirsin diye soracaktım, ama sıra gelmedi."

Bilici, Olmert'in konuşmasını, İsrail'in Batı kamuoyuna sürekli söylediği şu ana tema üzerine oturttuğunu belirtiyor: "İsrail bölgedeki tek demokrasidir. Biz bu demokrasiyi yıkmak isteyen teröristlerle savaşıyoruz."

OLMERT'E YÖNELİK SERT VE AŞAĞILAYICI SÖZLER

Bilici'nin yazısının devamında Olmert'e yönelik gazetecilerin verdiği sert ve aşağılayıcı cevapları şöyle sıralıyor:

Rus Shevchenko: 11 Bin siyasi mahkum ve kapalı bir esir kampı olan Gazze

Bu argümana hem de kitabın tam ortasından cevap, Rusya birinci kanalda siyasi tartışma programı yapımcısı Maxim Shevchenko'dan geldi: "11 bin Filistinlinin siyasi mahkum olarak hapishanelerinde tutulduğu bir ülke nasıl demokrasi olur? Gazze dünyanın en büyük kapalı esir kampıdır ve insanları öldürmek isteyen her ülke gibi İsrail de dünyayı ve medyayı buradan uzak tutmaya çalışmaktadır."

İsrailli Levy: Evet İsrail demokrasi ülkesi ama işgal olunca işbirlikçi oluyorlar

Rus gazeteciden sonra sözü İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesinden Gideon Levy aldı. Önce gerçekten de İsrail'in bir demokrasi ve medyanın da özgür olduğunu söyledi. Ama sonra zehir zemberek eleştirilerini döktürmeye başladı: "İsrail medyası özgür, ama işgal söz konusu olunca anında işbirlikçi kesiliyor. İşgalin memuru oluyor. Birçok meslaktaşım, bu hizmet olmadan işgalin süremeyeceğini düşünüyor. Hiçbir ahlaki kaygıları yok. Gerçekte yaşananlara kimse bakmıyor. Halbuki sadece Filistinlilerin de kendileri gibi insan olduğunu kabul etseler işgal biterdi. Savaşta aylarca önce İsrail medyası, büyük operasyon diye yeri göğü inletiyordu. Güya bu, İsrail'i koruyacaktı. Sürekli Hamas tünelleri ve füzeler gösteriliyordu. Sanki bir dünya savaşıyla karşı karşıyaydık. Daha hiç bir çatışma olmadan, İsrail askerleri çok vahşi ve iyi silahlarla donanmış düşmanla savaşan kahramanlar olarak ilan edildi. İsrail ordusu dünyanın en ahlaklı ordusuydu. 40 yıllık işgal vardı, ama bunun meşruiyetinden şüphe duyan tek İsrailli yoktu. Batı'dan gelen herkes, iki yere götürülür: Hamas füzelerinin düştüğü Zderot ve holokost müzesi. İsrail mazlum, Filistinli ise öldürmek için doğmuş vahşidir. Kimseye 7 yılda bu füzelerden 11 kişinin öldüğü ve Zderot'un yok edilen Filistin köyleri üzerine kurulduğu söylenmez."

İngiliz vekil Galloway: Olmert'in demokrasi iddiasına sadece gülünebilir

Ondan sözü İngiliz vekil Galloway aldı, Olmert'in demokrasi iddiasına sadece gülünebilir dedi ve saymaya başladı: "Hangi demokraside 1 buçuk milyon insana ayrımcılık yapılır. Hangi demokraside sadece Yahudilere özel yollar, tüneller vardır. Hangi demokraside 50 parlamenter hapistedir." Gazze'ye yeni gittiğini, gördüklerinin bir deprem bölgesini andırdığını, ama deprem olduğunda tüm dünyanın yardıma koştuğunu, burada ise dünyanın depremzedelere değil İsrail'e yardım ettiğini söyledi. Levy, dünyada ilk kez ambargo uygulayana değil, abluka altındakilere ambargo uygulandığını ekledi ve böyle bir ortamda Avrupalı liderlerin Kudüs'te Olmert'le kadeh tokuşturmasını kınadı. Ve İsrail'in işgalin ağır bedeliyle yüzleşmeden çözüm bulamayacağını vurguladı. Rus gazeteci, Avrupa Zderot'un Filistin toprağı üzerinme inşa edildiğini söyleyebnlerin hapsi boyleyeceğini hatırlatınca, "Ben İsrailliyim ve vatanseverim. Eleştirmek, objektif olmak, İsrail karşıtı olmak değildir. Yanlışları söylemek, gerçek vatanseverliktir.

Bu hararetli tartışma sürerken, Rusya'dan göç etmiş İsrailli bir gazeteci Alexander Kogan ve katılımcılardan bir kişi, Olmert'in klasik argümanlarıyla yapılanları savunmaya çalışsa da oradakiler bunlara gülüp geçti.

Bilici yazısının sonunda tüm bu gelişmeler ışığında Türkiye'deki Ergenekon yapılanmasının nasıl İsrail gibi olma hayali içinde olduğunu şu sözlerle aktarıyor:
"Her halde hiç kimse o esnada bir biçimde İsrail ile ilişkilendirilmek istemezdi. Bir an aklıma Türkiye'nin Suriye'den Yunanistan'a Bulgaristan'dan Irak'a bütün komşularıyla problemli olduğu ve yumuşak gücünden çok sert gücüyle gündemde olduğu eski günlerdeki hali geldi. O günlerde, Türkiye konulu bir toplantı olduğunda, Batılılar bir yandan, Doğulular başka yandan saldırıyordu. Azınlıklar bir yandan, etnik gruplar diğer yandan hücum ediyordu. İsrail ile ilişkilerden insan hakları karnesine, Kürtlere yaklaşımından işkence olaylarına her açıdan sorgulanıyordu. Şükürler olsun, son dönemde izlenen makul siyaset sayesinde artık ülkemiz yavaş yavaş bir barış ülkesi olarak anılmaya başlıyor. Hala ciddi sorunları olsa da dünya Türkiye'nin sorunları çözme niyetini açıkça görüyor. Ancak adeta yer ve gökten fırlayan silahlar, içerde ve dışarıda sert güç üzerine siyaset yapma zihniyetinin hala ölçmediğini gösteriyor. İnşallah, Türkiye içerde kardeşi kardeşe, dışarıda ise bütün komşularına karşı düşman eden bu zihniyetten kurtulur. İnsan, bugünkü şahin siyasetçilerin güdümümdeki İsrail'e bakınca, bir ülkenin nasıl olmaması gerektiği konusunda kocaman dersler görüyor. Bana öyle geliyor ki, Ergenekoncuların içe ve dıoşa dönük hayalleri gerçek olsa, her halde Türkiye başka bir şey değil, büyük bir İsrail olur."

FORUMA MALİ KRİZ DAMGASINI VURDU

İki gün boyunca devam edecek olan foruma ABD'de başlayan ve bütün dünyayı etkisi altına alan global kriz damgasını vurdu. Katılımcılar yaptıkları konuşmalarda ekonomik krizin sebepleri, sonuçları ve yaşanan bu krizden nasıl çıkılacağına cevap aradı.

Almatı'daki Ankara Oteli'nde yapılan forumun açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Basın Sekreteri Kanat Saudabayev yaptı .

Açılışta yurt içi gezilerinde bulunduğundan dolayı katılamayan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in mesajı okundu.

Yaklaşık bir yıldır İsviçre'de bulunan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in kızı Dariğa Nazarbayeva da bir konuşma yaptı. Konuşmasında yaşanan küresel krizden sanal medya ve medya konularına değinen Dariğa Nazarbayeva her yıl yapılan bu forumun son derece faydalı sonuçlar verdiğini söyledi. Forma bu yıl Türkiye'den Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdulhamit Bilici'nin de aralarında bulunduğu bir grup gazeteci katılıyor.

TÜRKİYE'NİN STRATEJİK ÖNEMİ

Kazakistan'nın önceki başkenti Almatı'da devam eden 6. Avrasya Medya Forumu'nda ayrıca Türkiye'nin enerji kooridoru olma yolunda gösterdiği çabaları damgasını vurdu. Forumda bugün "Orta Asya Enerji Politikası" başlığı altında yapılan oturumda Türkiye'nin Orta Asya ve Avrupa arasında enerji kooridoru konumunda olduğu vurgulandı.

Oturumda konuşmacı olan İngiltere'nin 'World Business" Medya Grubu'nun Direktörü John Defterios, Türkiye'nin Avrupa ve Asya için önemli bir ülke olduğunu vurguladı. Türkiye'nin enerji politikasına değinen Defterios, Avrupa Birliği (AB) nin Ankara'nın enerji transferinde oynadığı rolün farkında olduğunu belirtti. Rusya ve Türkiye'nin enerji politikasını değerlendiren John Defterios, iki ülkenin bu konuda partner olmayı tercih ettiklerini ifade etti. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattının önemine değinin World Business Direktörü, Ankara'nın enerji transferinde oynadığı rolün giderek arttığını dile getirdi. Bir soruya cevap veren Defterios, günümüzde BTC petrol hattına parelel ikinci bir petrol boru hattının gereksiz olduğunu öne sürdü.

TimeTürk

Bu haber 1,084 defa okundu.