‘ÇYDD’nin kızları’ | " /> ‘ÇYDD’nin kızları’ | "/>

En Sıcak Konular

‘ÇYDD’nin kızları’

29 Nisan 2009 07:57 tsi
‘ÇYDD’nin kızları’ 

Ergenekon operasyonunun 12. dalgasında evi aranan Türkan Saylan operasyona eleştirel yaklaşan kitlelerin sembolü olmuştu. Ancak şimdi 2. iddianamenin ek belgelerin yayınlanıyor… Filmi başa sarmak gerekiyor. İyibilgi soruyor: O belge gerçek mi Sayın

Şimdi sıkı durun… Çünkü Türkiye’nin belki de en ikircikli konusuna değineceğiz.

Bir yanda Ergenekon operasyonunun 12. dalgasında evi aranan ÇYDD Başkanı Türkan Saylan ve hasta haliyle evinin aranmasına karşı çıkan, bu yüzden de savcıları kıyasıya eleştiren kesim duruyor. Diğer yanda ise Türkan Saylan’ın çok da sütten çıkmış akkaşık olmadığını ileri süren, hatta kimi zaman Saylan’ın hakkındaki iddiaları oldukça ileriye götürenler…

Saylan bir kahraman mı?

Sözkonusu “Türk eğitimine” ömrünü adamış bir isim olunca, üstelik bu isim gerçekten de zorlu bir hastalığın pençesinde tedavi mücadelesi veriyorsa elbette kimse konduramıyor. Çünkü Türkan Saylan öyle ya da böyle toplumun bir kesiminin saygısını kazanmış bir isim. Nitekim 12. dalga kapsamında evi arandığında Saylan’ın bir kahraman, sembol olması uzun sürmedi. Mehmet Ali Birand Saylan’la birlikte eğitim kampanyası düzenledi, gazeteciler onunla röportaj yapmak ve savcıların hatalı davrandığını vurgulamak için adeta sıraya girdi. Saylan’a arama sonrasında Türkiye’nin dört bir yanından destek mesajları yağdı. Üstelik sürpriz gazeteciler de bu aramaya karşı çıktı. Yeni Şafak’ın kıdemli yazarı Fehmi Koru’nun o günlerde kaleme aldığı yazı hala hafızalarda.

“yönetim cami duvarıyla karşılaştı”

O günlerde Hülya Avşar’ın biraz amiyane kaçan o sözleri aslında pek çok isim tarafından da paylaşılıyordu. Ergenekon operasyonunun “muhalifleri sindirmek amaçlı” bir süreç olduğuna inanılıyor, Saylan’ın evine yapılan baskın ile bu çabanın “hit” yaptığına dikkat çekiliyordu. Ancak bu adım Ergenekon operasyonunu yürütenler için duvara toslamak mahiyetindeydi. Avşar’ın deyimiyle “yönetimin cami duvarıyla ilk tanışması…”

Her ne kadar Saylan’ın evinin aranması bir toplumsal hareketlenme yaratsa, hatta yeni Cumhuriyet mitingleri için harekete geçilse de sonrasında yaşanan gelişmeler Ergenekon konusunda duygusallığa kapılmanın ve erken karar vermenin riskli olduğunu tekrar ortaya koyuyor. Zira Saylan tartışmalarının ardından Poyrazköy’deki kazılarda çıkan silahlar ve 2. iddianame ile ilgili yayınlanan belgeler Ergenekon operasyonuna “muhalefeti susturma süreci” olarak bakılmasını zorlaştırıyor.

Saylan’dan altın direktifler

İyibilgi yayınlanan belgelerden özellikle birisine dikkat çekiyor. Belgeler Türkan Saylan ile ilgili… Sabah yazarı Nazlı Ilıcak’ın alıntıladığı belgeler ÇYDD’nin Kadıköy şubesindek harddisklerden çıkıyor. Özellikle 2008’de yapılan bir toplantının tutanakları oldukça dikkat çekici. O belgede Türkan Saylan’ın istekleri sıralanıyor. Ancak biz sizden özellikle son iki isteğe dikkat kesilmenizi istiyoruz:

* Yeni süreç için dinci cemaat evlerinden uzantılar gerekiyor. Bu konuda hem özendirme ve seçme uğraşısı sürdürülmeli, hem nüfuz eden Yeşil Kardelenler izlenmeli.
* Öğrenci evlerinin sayısı arttırılmalı. Kız ve erkek arkadaşlarımızın rahatlıkla birlikte kalabilecekleri semtler ve konutlar seçilsin. Evlerde kutsallar açıkta bulunmayacak.
* Polis içinden gelen bilgilere göre, araç yakanlar nedeniyle burslar konusunda daha dikkatli davranmak zorundayız ... Gerekirse kayıt silinsin ama, bursta kesintiye gitmemeliyiz
* Alevi köy ve ailelerin kazanılması çalışmaları sürdürülecek. Sünnilerce asimile edilmemiş olanlar hedefimiz. Dinle ilişkisi olmayacak.
* Ümraniye davasında alınanlarla irtibat kurulmayacak.
* Gizlilik en üst seviyeye çıkarılacak. … Alınanlara yakın olanlarla da görüşmeyelim.
* Alınanların çoğu alt düzeymiş ama, kritik düzeye de ulaşmışlar.
* Daha önce önerilen rektör listeleri için yapılmış çalışmalar imha edilecek. Şener Paşa'ya arz edilen burs listeleri de dahil. İstanbul, İnönü, Antalya, Samsun, Uludağ, 9 Eylül rektörleriyle temasa geçilmeyecek ama, destek sürecek. Alemdaroğlu ile de.
* Toplumu daha çok harekete geçirmek için mitingler kullanılabilir.
* Yurt dışından gelen paralar kesinlikle kayıtlara geçirilmeyecek. Güvenilir üyelerin İsveç hesapları bu amaç için kullanılacak.
* Askeri okullara yakın çevrelerde oluşturulan kız evlerine, en uygun kızlar seçilerek bu evlere aktarılacak. Çalışmanın hassasiyeti sıklıkla vurgulanacak. Kızlara her türlü fedakârlık yapmaları için yönlendirmede bulunulacak.

“Kızlar teğmenlerin evine gitsin”

Bu isteklerde birçok sorunlu bölüm var… Örneğin araç yakanların burslarının kesilmiş gibi yapılması ancak burs verilmeye devam edilmesi; bir suç işlendiğinin kabulü gibi gizliliğin en üst düzey seviyeye çıkarılması; daha önce yapılan çalışmaların imha edilmesi; Şener Paşa’ya burs listesi sunulması; ya da rektörlerle temasa geçilmeden desteğin sürdürülmesi gibi… Ancak bunlardan da öte iki konu dikkatimizi çekiyor. Birincisi yurtdışından gelen paraların kayıtlara geçirilmemesi gerektiğine ilişkin direktif… Yurtdışından ÇYDD’ye kim para gönderiyor, o paralar neden kayıt altına alınmıyor, neden üyelerin İsveç hesapları kullanılıyor bu belli değil. İkinci dikkat çekilmesi gereken nokta ise askeri okullar çevresinde oluşturulan kız evleri… En uygun kızlar seçilerek o evlere aktarılsın, kızlardan her türlü fedakarlık istensin ne demek? “Kız ve erkek arkadaşlarımızın rahatlıkla birlikte kalabilecekleri semtler ve konutlar seçilsin” ne demek? Bir başka belgede de o kızların sık sık teğmenlerin evine giderek onları kontrol etmesi gerektiği belirtiliyor? Nedir bu, TSK mensuplarını “angaje” etme çalışması mı? TSK bu duruma ne der? Saylan ve ÇYDD’nın asker angajesiyle ne işi olabilir? Üstelik eğitim gönüllüsü bir kurumun bunun için genç kızları kullanması doğru mu? Aileler artık kızlarını gönül rahatlığıyla o kuruma teslim edebilir mi?

Umarız “belgeler sahte” der

Bu soruların hepsi elbette o belgeler gerçekse bir anlam kazanıyor. İddia edilen o belgelerin ÇYDD’nin Kadıköy şubesindeki bilgisayarın harddiskinden çıktığı şeklinde. Şimdi Ergenekon yanlılığını/karşıtlığını bir kenara bırakalım ve şunu soralım: Bu belgeler gerçek mi Sayın Saylan? Sizi seven ve destekleyen binlerce iyi niyetli insanı gördünüz. En azından onlar için lütfen hayır diyin. Elbette ortada “hayır” denebilecek bir durum varsa…

İyibilgi.com

 



Bu haber 9,492 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,465 µs