Gazetecilik, eyyamcılık, habercilik

18 Mayıs 2006 tarihli gazetelerin manşetleri feryat ve isyan halindeydi: “Yine aynı el!”, “Siyasilere öfke askere alkış” ve daha neler neler. Bu manşetlere konu olan olayla ilgili geçtiğimiz günlerde çok önemli bir gelişme oldu. Aynı gazeteler, bu kez nasıl şişireceklerini bilemedikleri o olayı nasıl saklayacaklarını şaşırdılar…

Danıştay saldırısından sonraki gün Doğan Medya’nın “Amiral Gemisi” Hürriyet ile Milliyet’in manşetlerini hatırlıyor musunuz?

Hürriyet ve Milliyet, 18 Mayıs 2006 tarihinde, dönemin birçok gazetesinin de yaptığını yapmış, olaya dair hükmünü vermişti: “Laikliğe kurşun”, “Siyasilere öfke askere alkış”, “Bu kez de aynı el” vb.

“Bu kez de aynı el” manşetleri atılan bu gazeteler, 21 Nisan 2009 tarihli nüshalarında ise, bir haberi saklama gayreti içindeydiler. Ve o haber, Danıştay cinayeti davasının, Ergenekon davasıyla birleştirilmesiydi.

Adı geçen gazeteler, neresinden bakılsa önemli olduğu tartışma götürmez olan bu haber için “Danıştay’dan Ergenekon’a” şeklinde renk vermeyen başlıklar atmayı tercih etmişlerdi.

Oysa Danıştay cinayeti gerçekleştiğinde Hürriyet ve Milliyet gazeteleri, saldırganın “Allahın askeriyim” diye bağırdığından tutun da Danıştay’ın “türban” kararına atfen “türbanın cezasını verdim” dediğine kadar, olayı son derece detaylı işleyen bir “habercilik” yapmıştı.

Saldırganın “Allahın askeri” değil de “darbecilerin askeri” olduğunun ortaya çıkmasından sonra ise aynı gayretkeş habercilikten eser kalmadı.

21 Nisan 2009 tarihli Hürriyet, Danıştay davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesini birinci sayfasının dibinde, “Danıştay davası İstanbul yolunda” başlığıyla verdi.

Milliyet de mahkemenin birleştirme kararında “manşetlik” bir şey görememiş, haberi manşetin yanından vermeyi tercih etmişti. Başlık ise “Danıştay’dan Ergenekon’a”.

Hadi yeri gelmişken Cumhuriyet gazetesini de hatırlatalım. 18 Mayıs 2006’da Cumhuriyet manşetten “Bu kez de aynı el” demişti. Yani olayın “sürekliliğine” vurgu yapılmıştı. “Tehlikenin farkında mısınız”, “Danıştay hükümeti suçladı” diğer başlıklardan bazılarıydı. 21 Nisan 2009 tarihli Cumhuriyet ise, “Danıştay ve Ergenekon davaları birleşiyor” başlığıyla duyurulmuştu. “Yorum yok” dercesine.

Darbe plan ve hazırlıkları içerisinde olanların “şartların olgulaşması” istek ve beklentilerine kimler “tetikçilik” yaptı; bunları unutmayalım…

Kamuoyunu tahrik ve provoke edecek bir “habercilik” anlayışını yıllarca “gazetecilik” diye satamaya çalışanlar, darbe planlayıcılarının arayıp da bulamayacakları bir “gazetecilik” anlayışının sahipleri idi…

2006 ve 2009 yılları birbirinden çok uzak zaman dilimleri değil. Ama bu 3 yıl içerisinde çok şey değişmiş; daha da değişecek…

Gazetecilik "eyyamcı" bir anlayışla yapılırsa, sahibini zora sokar. Ama "ya ar ve haya yoksa?" diye soracak olursanız, o zaman ne denilebilir ki...

www.iyibilgi.com