Üzülüyorum... Sadece üzülüyorum...
0 0 0000 00:00 tsi
Kaç gündür, "andıç medyası"yla ilgili şikayet mailleri alıyorum. Sayısı şimdiden binleri buldu. İlk kez böyle bir şey oluyor.
Şikayete konu isimlerin başında, hiç kuşkusuz, gelecekte nasıl ve hangi sıfatlarla anılacağını merak ettiğim Ertuğrul Özkök geliyor.
Bir bölük okuyucu, Danıştay olayı aydınlanmış olmasına rağmen bile, hâlâ "türban cinayeti" tamlamasını kullanan gazeteleri eleştirirken; bir bölüğü de "biz ve onlar" kabulünü eleştirir görünürken, aslında bu kabulü meşrulaştıran Ertuğrul Özkök'e sitem ediyor.
Birileri "azgın azınlık" nitelemesini kullansa da, ben buna "kamunun vicdanı" diyorum.
Kamu, bereket, "çok satarlığı" kıstas kabul eden refiklerimiz gibi düşünmüyor.
Medyanın (Umur Talu'nun yerinde kavramsallaştırmasıyla "andıç medyası"nın) tutumundan rahatsız olanlar sadece "dindarlar" değil. Kendilerini solcu, kemalist, liberal, milliyetçi, laik, ulusalcı olarak tanımlayan kişiler de durumdan şikayetçi.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:
Medya ("andıç medyası") sükunet, sağduyu ve demokrasi konusunda sınıfta kalmıştır. Ertuğrul Özkök ve gibileri bir kez daha mahçup olmuştur.
Bir yazımda, "Normal bir insan (normal bir insansa gerçekte), gelecekte nasıl anılacağını tasa eder. Özkök'ün böyle bir derdi oldu mu?" diye sormuştum.
Bu sorunun cevabını hâlâ çok merak ediyorum.
Ne diyecek insanlar "Ertuğrul Özkök" ismi geçtiğinde?
Medyada "kudretiyle" ünlü bir genel yayın yönetmeni mi?
Başarılı bir insan mı?
Zengin mi?
Daha doğrusu, Ertuğrul Özkök, hangi sıfatlarla anılmayı, hangi başarılarıyla övülmeyi tercih eder? Çocuklarına, torunlarına nasıl bir miras bırakmak ister? Böyle bir tasası oldu mu? Kendi kendisiyle ve vicdanıyla başbaşa kaldığında, bu sorulara nasıl cevap vereceğini düşündü mü?
Evet, çok başarılı bir insan. Birçok kişiyi kıskandıracak ölçüde başarılı. Çok yetenekli. Çok da zengin. Birçok iştirakte pay sahibi olduğunu biliyoruz. Bir dönem, Aydın Doğan'ın bir kuruluşunda "Trafik Müşaviri" olarak görev yapıyordu. Müzik yapımcılığı, prodüktörlük, canlı hayvan ticareti filan... TÜSİAD'a da üye olmuştu.
Mutlaka iyi yaşıyor. Mutlaka pahalı evlerde oturuyor. İyi giyiniyor. Seçkin mekanlarda boy gösteriyor.
Fakat şunu da üzülerek ifade etmek zorundayım: Bu "birçok insanı kıskandıracak" başarılarına rağmen "itibar skalası"nda hiç de iyi bir yere sahip değil.
Bunu anlamak için, çevrenizde küçük bir anket yapabilirsiniz:
Evde, sokakta, kahvehanede, barda, lokantada, gazete merkezlerinde, hatta "azgın azınlık" sayılmayacak her türlü toplulukta.
İddia ediyorum: Çıkan sonuç Özkök'ü ve (varsa) hayranlarını üzecektir.
Dün Ekşi Sözlük'e girdim ve Ertuğrul Özkök'le ilgili bütün entryleri okudum. Ekşi Sözlük, laikinden dincisine, liberalinden ulusalcısına, eşcinselinden zıtcinseline her türden, her düşünceden, her renkten insanın görüşlerine yer veren bir tür açık arena. "Küçük Türkiye" de diyebilirsiniz...
Dikkat ettim, Özkök hakkında yazılmış 332 entry arasında (durum tespiti sayılabilecek üç-beş nötr değerlendirmeyi saymazsanız) bir tane bile olumlu cümle yok. Küçük bir övgü, bir iltifat, herhangi bir güzelleme... Yok!
Merak ediyorum: Acaba bütün Türkiye mi "azgın azınlık" tanımına giriyor? Herkes mi Özkök'e düşman? Herkes mi onun başarılarını çekemiyor?
En yakın arkadaşı Enis Batur, "Bende kirlilik duygusu yaratıyor" demişti.
Eskiden olsaydı, "Bende de istikrah..." derdim.
Şimdi sadece üzülüyorum.
Herşeye rağmen bir "insan" olduğu, kalp taşıyan bir insan olduğu için üzülüyorum.
Bu haber 384 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle