'Kanlı 1 Mayıs'la ilgili şok iddialar | " /> 'Kanlı 1 Mayıs'la ilgili şok iddialar | "/>

En Sıcak Konular

İsvan'dan 'Kanlı 1 Mayıs'la ilgili şok iddialar

21 Nisan 2009 09:58 tsi
İsvan'dan 'Kanlı 1 Mayıs'la ilgili şok iddialar Taksim Meydanı'nda 1977'de meydana gelen ve tarihe 'Kanlı 1 Mayıs' olarak geçen dönemde İstanbul Belediye Başkanlığı görevini yapan CHP'li Ahmet İsvan, meydanda toplanan halkın üzerine ateş açanları net olarak gördüğünü söyledi.

"Ellerinde kısa namlulu silah vardı, paçaları botlarının içine sokulmuştu" şeklinde tarif ettiği saldırganları toplum polisi müdürüne gösterdikten sonra omzuna cop yediğini belirten İsvan, "Güvenlik güçlerinin kanlı 1 Mayıs'ı örtbas etmek için çalıştığına adım kadar eminim." dedi. Olayların "Ne yaptıysak vatan için yaptık" anlayışıyla gerçekleştirildiğini düşünen İsvan, kanlı 1 Mayıs ile Ergenekon eylemleri arasında benzerlik kurdu.

36 kişinin yaşamını yitirdiği 1 Mayıs 1977'deki olayların en yakın görgü tanıklarından biri Ahmet İsvan, 32 yıl önce yaşadıklarını detaylarıyla Cihan Haber Ajansı'na anlattı. 1973-1977 yılları arasında İstanbul Belediye Başkanı olan Ahmet İsvan, "1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim'de yaşanan katliam, güvenlik güçlerinin ayarladığı, uyguladığı, sonra da gerçeğin ortaya çıkmaması için gayretler sarf ettiği olaylardır." iddiasında bulundu. O tarihte çeşitli sol fraksiyonların birbirleriyle ters düştüğünü anlatan İsvan, "Birisi öbürüne Amerikan uşağı diyor, ötekisi diğerine Moskova uşağı diyordu." şeklinde konuştu.

1 Mayıs'tan önce vilayetten belediyeye resmi bir yazı geldiğini, "1 Mayıs kutlaması için Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na göre DİSK yetkilidir. Bilginiz olsun, olaylar çıkabilir, hazırlıklı olun" denildiğini anlatan Ahmet İsvan, bu yazı doğrultusunda gereken tedbiri aldıklarını, belediyenin ambulanslarını yollara yerleştirdiklerini, itfaiye araçlarını köşe başlarında hazır tuttuklarını dile getirdi.

-İSTENMEYEN GRUBUN MEYDAN ISRARI-

DİSK'in belediyeye başvurarak o sırada yeni hizmete alınan telsizli araçlardan yararlanmak istediğini söyleyen İsvan, 7 zabıta aracını, yanlarına birer DİSK görevlisi alarak şehir içinde yürüyüş kollarını zamanlamasına yardımcı olmak üzere görevlendirdiğini anlattı. Bu görevleri şeref tribününden el telsiziyle takip ettiğini belirten Ahmet İsvan, şöyle devam etti: "Bir çarpıcı durum Yeni Camii önünde oldu. Kümeleşmiş bir gençlik grubu, ellerindeki pankartlarıyla bekliyorlardı. DİSK'liler bu fraksiyonun meydana katılmamasını, törene girmemesini istiyordu. Ama bunların kim olduğunu bilmiyorduk. Yapılan önleme sonrası Yeni Cami önündeki bu grup dağıldı. Aynı grubun Valide Camii önünde kümeleştiği duyumu alındı. Bu grubun DİSK'in meydana sokmak istemediği vurucu, kırıcı bir fraksiyon olduğu tespit edildi. Aynı grubun Bozdoğan Kemeri'nin yanından köprüye oradan da Taksim'e gelecekleri öğrenildi. DİSK, traktör fabrikası işçileriyle bu grubun önünü kesti. Bu grup uzun süre Taksim Meydanı'na sokulmadı. Ama Haliç'in etrafından döndüler, yürüyerek Şişli istikametinden Taksim Meydanı'na ulaştılar."

-POLİS COPU OMUZA İNİYOR-

Bu grubun meydana girer girmez iki üç el tabanca sesi duyulduğunu, alandaki kalabalığın rüzgarda ekinin dalgalanması gibi hareketlendiğini anlatan Ahmet İsvan, şunları kaydetti: "Kısa süre sonra Sular İdaresi duvarı, Pamuk Eczanesi ve bugün The Marmara olan Intercontinental Otel önünde yay biçiminde meydana doğru yaylım ateşi başladı. Kurşunlar şeref tribünün üzerine doğru geliyordu. Ateş açılmasının ardından kimileri yerlere yattı kimileri koşturmaya başladı. Büyük panik yaşandı, insanlar kaçışmaya başladı. Asıl dehşet verici olay bir polis panzeri çocuklu kadınlı o kalabalığın üzerine inanılmaz bir hışımla saldırdı. Büyük gürültü çıkaran bu panzer kalabalığın üzerine hızla geldi. Bu paniği daha da artırdı. Olayların ardından çok sayıda ceset vardı, yaralı vardı. Biz şeref tribününden çıkamadık. DİSK'li görevliler tribünün etrafından kol kola girerek bir zincir oluşturup bizim güvenliğimizi sağladı. Sular İdaresi'nin üzerinde silüet halinde görünen 6-7 belki daha fazla kişi ellerinde silahlarla durduklarını gördük. Ayrıntı olarak söylüyorum; pantolonlarının paçaları botlarının içine geçirilmişti. Herkes bunları gördü. İnsanlar 'Ateş buradan başladı, bunlar bize ateş ettiler, kim bunlar?' diye konuşuyorlardı. Ben DİSK koruma zincirini açarak toplum polisinin başındaki müdüre gittim. Sular İdaresi'nin üzerini göstererek, 'Bak burada insanlar var. Buradan ateş ettiler. Kim bunlar? Bunlar sizden mi, güvenlik görevlisi mi? Bunları tespit etmeniz lazım' dedim. Ben bunları söylerken toplum polisleri içinden homurdanma geldi. 'Kim bu herif, ne arıyor bu herif?' laflarını duydum. Müdür de beni tutarak, 'Beyefendi şöyle yürüyelim' diyerek beni ters istikamete çevirdi. O esnada omzuma bir cop vuruldu. Olaya herkes tanık oldu, 'İsvan'ı dövüyorlar' sesleri yükseldi."

-"ÖRTBAS EDİLDİĞİNE ADIM KADAR EMİNİM"-

Olayların ardından basın mensuplarına, baştan sona kadar görgü tanığı olduğunu, bunu inceleyecek savcının kendisinin bilgisine başvurması gerektiğini söyleyen Ahmet İsvan, "Savcı beni çağırdı. Kendisine bu olayı anlattım. 'Bence bu polis müdürüne, Belediye Başkanı sana silahlı insanlar göstermiş, bunların kimliğini tespit ettin mi? niçin etmedin?' diye sorarsanız sanırım çorap söküğü gibi bunun arkası gelir' dedim. Çünkü o polislerin görev yapmadığı çok aşikar." şeklinde konuştu. Ancak bu olayla ilgili yapılan soruşturmanın sonuçlanmadığını belirten İsvan, "Güvenlik güçlerinin olayı örtbas edilmesi için çaba sarf ettiğine adım kadar eminim. Olaylar sırasında polis hiç görev yapmadı. 10 dakika boyunca süren ateş sırasında yüzlerce binlerce mermi atıldı. Polis bir tek kovan bulamadı, bir tek zanlı getirmedi. İnanılır gibi değil bir kamyon getirdiler arka kapağını açtılar. Kaçışmakta olan insanları kamyonun arkasına tıktılar. Sanık diye bunları götürdüler. Ertesi gün hepsi serbest bırakıldı. Ben bu olaylarla ilgili tanık olarak ifade verdim." ifadelerini kullandı.

-"SOL SİYASET SUÇLANDI"-

Bu olayı hangi amaçla gerçekleştirildiğini bilmeyen Ahmet İsvan, "Ama sonucunu biliyorum. Bundan dolayı sol siyaset suçlandı. Sol siyasetin toplantılarının güvensiz olduğu, bunların birbirini öldüren insanlar olduğu görüntüsü yaratıldı. Hatta ertesi yıl 1 Mayıs, belirli bir basın 'Yine katliamlar olacak. İstanbul tehlikeli yer' diyerek adeta İstanbul'un boşalmasını sağladı. Sonuç böyle oldu ama amaçları bu muydu bilemiyorum." Değerlendirmesini yaptı.

DİSK'in 1 Mayıs ısrarına değinen Ahmet İsvan, Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlanır da olaysız, uygar şekilde geçerse en azından 1977'nin ayıbının bir miktar örtüleceğine, telafi edileceğine inanıyor. DİSK'in sorumluluğu altında bir kere daha kutlama yapılması o kötü anıları silmek anlamında katkı sağlayacağını anlatan İsvan, "Rövanş almak demek ağır kaçabilir; ama kötü anıları ortadan kaldırmak, kendi suçsuzluğunu ya da uygarlığını ispat etmek için olabilir." dedi.

-ERGENEKON BENZERLİĞİ-

DİSK avukatı Rasim Öz'ün, 1977'deki olaylarla Ergenekon arasında ilişki olup olmadığının araştırılması isteğine de değinen Ahmet İsvan dikkat çekici açıklamalar yaptı. İsvan şunları söyledi: "Aradan 32 yıl geçmiş. Bugünkü Ergenekon'un zanlıları ile o tarihteki kişiler arasında bir ilişki kurulamaz diye düşünüyorum. Ama yöntem olarak, devletin gücünü kötüye kullanarak, olay yaratma kavramı bakımından bir benzerlik var. Katliamın neden yaptırıldığını bilemem ama yaptırıldı. Bunun suçlusu güvenlik güçleridir. Bir düşünce tarzının, bir yurtseverlik anlayışının, 'Ne yaptıysak vatan için' diyenlerin anlayışının eseri. Onlar bütün yaptıkları usulsüzlükleri, kanunsuzlukları, cinayetleri vatan için yaptıklarını iddia eden bir düşünceye sahiplerdir. Bir başbakan 'Vatan için kurşun atan da kurşun yiyen de bizim için yücedir.' diyordu. Bu düşünce çerçevesinde bu olay geliştirildi. Ama kim yaptı hiç bilemedim."

cihan



Bu haber 504 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,558 µs