PKK'ya bakışı | " /> PKK'ya bakışı | "/>

En Sıcak Konular

İşte Avrupa Birliği'nin PKK'ya bakışı

19 Nisan 2009 12:15 tsi
İşte Avrupa Birliği'nin PKK'ya bakışı 
AB'nin yıllık “Terörizm Durum ve Eğilimler Raporu – TE-SAT 2009” yayınlandı.

Raporda “İslamcı terör grupları İslamcı olmayanlardan daha fazla para elde ediyor, çoğunluğu dolandırıcılıktan geliyor, ayrılıkçı ve sol teröristler ise daha çok haraçla finanse ediliyor” denildi.

Avrupa Birliği'nin 2009 yılına ait “Terörizm Durum ve Eğilimler Raporu – TE-SAT” yayınlandı. Raporda PKK/KONGRA-GEL üyesi ya da sempatizanlarının sonbaharda Avrupa'daki Abdullah Öcalan gösterileri sırasında “kundakçılık, terörist saldırı, mala zarar ve çeşitli suçlar” işledikleri belirtildi. Raporun bir dipnotunda ise, “Almanya'da PKK/KONGRA-GEL tarafından girişilen saldırılar düşük öneme sahiptir. O nedenle siyasi olarak motive edildiği düşünülse bile terörist saldırı sayılmamaktadır. Avusturya PKK/KONGRA-GEL'in beş saldırısını terörist saldırı olarak bildirmiştir” ifadesi yer aldı. Raporda Fransa'nın okullarda türban giyilmesini yasakladıktan sonra teröristler tarafından “Müslümanlara düşmanlık beslemekle” suçlandığı da belirtilirken, İslamcı terör örgütlerinde daha fazla para bulunduğu, bunun da çoğunlukla dolandırıcılıktan geldiği kaydedildi.
Raporun “İslamcı Terör” başlığı altındaki bölümüne göre 2008'de AB'de 187 kişi İslamcı terör şüphesiyle tutuklandı. Tutuklamalar çoğunlukla Fransa ve İspanya'da gerçekleşti. Tutuklanan şüpheliler Kuzey Afrika, Güney Asya ve Avrupa kökenliler yer aldı. 2008 yılında Avrupa Birliği İslamcı terörizmle ilgili tek saldırıyla karşılaştı. İngiliz tabiyetine mensup bir kişi güney İngiltere'de bir restoranı bombaladı. AB'de 2008'de başka bir İslamcı terör saldırısı görülmedi. Bununla birlikte İslamcı terörizmle bağlantılı birçok etkinlik yapıldığına ilişkin 2008 yıl boyunca açık kanıtlar bulundu, güvenlik güçleri İspanya, Fransa ve diğer ülkelerde birçok saldırı planını ortaya çıkardı.


"FRANSA TÜRBANI YASAKLADI TERÖRİSTLERİN HEDEFİ OLDU"

Büyük ölçüde Irak ve Afganistan'daki gelişmelerden kaynaklanan bir İslamcı terör riskinin Avrupa'yı tehdit ettiği belirtilen raporda “Fransa, terörist grupların ülkenin Afganistan'daki askeri geçmişine göndermede bulunan açıklamalarının ışığında kendisini İslamcı terörün bir hedefi olarak görmektedir. Fransa aynı zamanda tarihinde kolonyal bir güçtür, şimdiki Cezayir hükümetini desteklemektedir ve türbanın okullarda giyilmesine getirilen yasaktan sonra Müslümanlara karşı düşmanlıkla suçlanmaktadır” denildi.

Hollanda da “Fitne” adlı filmden sonra İslamcı terörün devam ettiğine inanıldığı belirtilen raporda, “Danimarka 2006'da Hz. Muhammed karikatürlerinin ülke gazetelerinde yayınlanmasından sonra kendini benzer bir konumda bulmuştur” ifadesi yer aldı.

İngiltere'de 2008'de bir restorana atılan ilkel bombadan sadece bombayı atanın zarar gördüğü, bombayı atanın etkiye açık bir kişilik olduğu, Müslümanlığa geçtiği, yalnız hareket ettiği, kendi kendisini radikal olarak yetiştirdiği belirtilen raporda bombacının “literatür” ve internetteki diğer malzemelerden cesaret bulduğu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığı belirtildi.

Avrupa Birliği'nde 2008 yılında 187'si İslamcı terör olmak üzere 1009 kişinin terör suçları nedeniyle tutuklandığı, İslamcı terör suçu oranının yüzde 7 düştüğü, tutuklamaların çoğunun Fransa (78) ve İspanya'da (61) olduğu belirtildi. Raporda Türkiye'nin söz edildiği paragraflardan biri şöyle:

“2006 ve 2007'de olduğu gibi tutuklanan şüphelilerin büyük bölümü, özellikle Cezayir, Fas ve Tunus gibi Kuzey Afrika ülkeleri kaynaklı. Fransa'da bu suçtan tutuklanan Fransız vatandaşları en büyük sayıya 2008'de ulaştı. Fransa'da tutuklananların yüzde 55'ini Belçika, Almanya, İspanya, Hollanda gibi diğer AB ülkelerinden, yüzde 37'sini Pakistan, Afganistan ve Türkiye gibi AB dışından gelenler oluşturdu.


TERÖRÜN FİNANSMANI

Raporun “Nihai Özet” bölümünde “İslamcı ve İslamcı olmayan terörist gruplarını değişik finansman metotları kullanmaktadır. İslamcı gruplar, İslamcı olmayan gruplara göre daha çok para elde etmektedirler. İslamcı terörizmin finansmanıyla ilgili şüpheyle tutuklanan kişilerin çoğunluğu dolandırıcılığa karışmışlardır. Ayrılıkçı ve sol kanat teröre karışanların çoğunluğu ise terörizmin finansmanında haracı kullanmaktadırlar” denildi. Alternatif havale sistemlerinin yaygınlaşmasının terörist parası transferini kolaylaştırdığı kaydedildi.


El KAİDE “FRANCHISE” VERİYOR

Tutuklamaların çok büyük sayıda “İslamcı terörle bağlantı” gerekçesiyle, kimilerinin ise Magrip El-Kaidesi ve Özbek İslami Hareketi gibi örgütlere üyelik nedeniyle gerçekleştiği belirtildi. Tutuklananların üçte ikisinin “bilinen” bir örgütle bağlantıları bulunmadığı kaydedilen raporda, “Herhangi bir örgüte bağlı olmayan bireysel ya da grup örgütlenmeleri vardır, ancak El Kaide tarafından teşkil edilen “küresel ortak cihad ideolojisiyle” bağlantılar söz konusudur. Bu aynı zamanda El Kaide'nin artık bağımsız terör grupları ya da bireyler için referans noktası olarak çalıştığı bir tür 'franchise' organizasyonu haline geldiğini ortaya koyuyor.

Raporda Afganistan'ın teröristlerin için Irak'ın yerini aldığı, camilerin İslamcı terörist toplanmasındaki rolünün azaldığı, buna cemaatin aşırılara karşı çıkma konusunda daha ihtiyatlı ve istekli hale gelmesinin yol açtığı, ancak İspanya'dan gelen raporlara göre bazı camilerde radikalleşmenin devam ettiği belirtilirken şu bilgiler verildi:

“-Örgütlere eleman alma büyük ölçüde yer altı faaliyeti olarak devam etmektedir. Küçük çapta camilerde de propaganda ve eleman kazanma görülmektedir. Hapishanelerde bulunanlar da radikalleşmede etkiye açıktırlar. Bunun nedeni, hapishanelerde yönlendirmenin yetersiz olması, yoğun kişisel travmalar yaşanmasıdır. Üye ülkelerden gelen raporlar hapishanelerde radikalleşme riskinin arttığına işaret ediyor.

-İnternetin örgütlere eleman bulma ve beyin yıkamada önemli rolü vardır. Belirli hedeflere iyi hazırlanmış propaganda malzemesi gönderme olanağı sunmaktadır. Yine de internet potansiyel elemanlar ve bunları temin edenler arasında kişisel etkileşimin yerini tam olarak alamaz.”


PROPAGANDA


Teröristlerin ajandalarını medya ve özellikle internet üzerinden büyük kolaylıkla yapabildikleri belirtilen raporda, Orta Doğu, Pakistan ve Afganistan gibi bölgelerde meydana gelen olayların küresel cihad ideolojisi propagandacıları tarafından istismar edildiği, “İslam'a karşı küresel savaş” olarak tek yanlı sunulduğu öne sürüldü. Avrupa'daki yeni kuşakların eski ülkelerini kültürlerini bilmedikleri, yerel halkın da bu kişileri yabancı olarak algıladığı belirtilen raporda, “Bu grup için sanal dünya İslam cemaatinin 'vatandaşları' haline gelme düşüncesi, bölgesel ve ulusal kültürden ayrılma, ilk kuşak göçmenlere göre daha cazip olabilir” denildi. Propagandayla ilgili şu saptamalara yer verildi:

“-El Kaide ideolojisi Avrupa'da toplumdan dışlanmışlık algısı içindeki Müslümanları, Orta Doğu, Afganistan, Pakistan, Irak, Cezayir ve Somali'de olan bitenler gibi dünya çapındaki bölgesel çatışmalara bağlamaktadır. El Kaide ideologları ve bağlantılı terörist gruplar bu bölgelerdeki herhangi bir siyasi ve askeri krize anında karşılık verebilmektedir, İsrail ve Filistin çatışmasındaki gelişmelere de özel ilgi göstermektedirler.

-İnternet eğitim için de önemli bir araçtır. İnternet askeri eğitim kamplarında klasik eğitimin yedeği olma yerine, kendiliğinden radikalleşmiş ve 'evlerinde kendilerini yetiştiren' özerk hücreler ya da reel hayatta eğitimin sorunlu olabileceği durumlar için bir bilgi kaynağıdır. Örgüte yönelen elemanlar hala radikalleşme süreçlerinin bir parçası olarak eğitim kamplarına gitmektedirler.

-Kimi AB ülkeleri İslamcı terörizmden kaynaklanan tehdidin azaldığını değerlendirse de İslamcı terör gruplarının bölgelerine lojistik destekle ilgili birçok rapor bulunmaktadır.

Örneğin İspanya'daki terörist hücreler sahte evrak düzenleyerek ya da para, güvenli ev temin ederek ülkeye teröristlerin girişini kolaylaştırmaktadır. Avusturya'da 2008 yılında İslamcı terörizmin finansmanıyla ilgili birçok soruşturma yapılmıştır. Davaların çoğuna finansal kurumlardan gelen uyarılar sonucu başlanmıştır. Soruşturmalar özel ve tüzel kişilerin her ikisine de odaklanmıştır. İsveç'te yerleşen bazı İslamcıların temel amacı saldırı değil diğer ülkelerdeki eylemler için bir lojistik destek temin etmektir. Slovenya da ülkenin teröristlerin diğer hedef ülkelere ulaşmaları için bir transit bölge olduğu bilgisini vermişti.”


"IRAK'TAKİ İNTİHAR SALDIRILARININ YÜZDE 90'INDAN EL KAİDE SORUMLU"

ABD harekatının başladığı dönemden itibaren Irak'a geçen gerçek terörist sayısının bilinmediği, bu kişilerin “El Kaide Mezopotamya” örgütü güçlerinin yüzde 10'unu teşkil ettiği, belirtilen raporda, bu yüzde 10'un Irak'taki intihar saldırılarının yüzde 90'ından sorumlu olduğu belirtildi.

2008'da Afganistan'da Taliban'ın çok önemli saldırılar gerçekleştirdiği, tam sayısı bilinmemekle birlikte örgütün 2006 ve 2007'de 140 dolayında saldırıda bulunduğu kaydedilen raporda, eylemlerin devam ettiği ve birçok sivilin hayatına mal olduğu anlatıldı.

Raporda Pakistan anlatılırken “En azından El Kaide liderliğinin bir bölümünün Pakistan'ın kabilelere ait bölgesinde olabilir. El Kaide buradan bazı AB devletleri dahil dışarıdan yeni gönüllüler çekmektedir. Pakistanlı Terhik-e Taliban hareketi kabile bölgelerinde tam kontrol sağlamıştır ve Kuzey Batı eyaletlerinde zemin kazanmıştır” satırları yer aldı.

Hindistan'da Kasım ayında otellere yapılan saldırılar için de “Saldırılar 'yumuşak' hedefler seçip olabildiğince çok zayiat amaçlayan Pakistanlı terörist grup Laşkan-e Taliba'ya atfedildi. Planın bir parçası da saldırıların batı ülkelerinden gelen kişiler de dahil olmak üzere çok sayıda ölümle sonuçlanması ve böylece basında daha büyük yer tutmasıydı” denildi.


ETNİK VE AYRILIKÇI TERÖR

Raporun “Etnik-milliyetçi ve Ayrılıkçı Terör” başlığında, Avusturya'da üç başarısız, iki de başarılı kundaklama eyleminin PKK/KONGRA-GEL'e bağlandığı, bunlardan en az ikisinin doğrudan Türk hedeflerine yönelik olduğu belirtildi. “Tutuklanan Şüpheliler” bölümünde ise şöyle denildi:

“2008'de Alman yetkililer PKK/KONGRA-GEL üyesi oldukları sanılan bazı kişileri tutukladılar. Bunlar arasında bölge sorumluları dahil yöneticiler bulunuyordu. Sadece Ekim ayında 40 yaşında Kürt asıllı bir Türk terörizmle ilgisi olduğu için tutuklandı. Bu kişi 1993-1994 yılları arasında Almanya'da PKK/KONGRA-GEL güney bölgesi sorumlusu olarak örgütü yönetmekle suçlandı. 2008 martında İtalyan yetkililer PKK/KONGRA-GEL'in bir kuryesini tutukladılar. Slovakya'da da bir kişi bu örgütü desteklemekten dolayı tutuklandı.”


PKK/KONGRA-GEL'İN DURUMU

Raporda ayrılıkçı “ETA, Korsika, Kuzey İrlanda, Tamil Elam, PKK/KONGRA-GEL” başlıkları altında örgütler birkaç paragrafta tanımlandılar. PKK/KONGRA-GEL hakkında şöyle denildi:

“Türkiye'de 'Halkın Savunma Güçleri' olarak adlandırılan PKK/KONGRA-GEL'in silahlı kanadı, bağımsız Kürdistan ya da en az Türkiye'nin güneydoğusundaki Kürt halkının kültürel ve siyasi özerkliği için mücadele etmektedir. Kimi AB ülkelerinde çok sayıda Kürt, Avrupa'da yeni sempatizanların dikkatini çekmek üzere, gösteriler, yürüyüşler, kültür festivalleri, çeşitli kampanyalar gibi propaganda etkinlikleri düzenleyebilmektedir.

2008 ekiminde PKK/KONGRA-GEL'in Türkiye'de hükümlü bulunan kurucusunun avukatları, müvekkillerinin hapishanede kötü muameleye uğradığını açıklamıştır. Kürt medyasının işkence iddialarıyla ilgili yayınlarından sonra PKK/KONGRA-GEL'in propaganda kanadı Avrupa'daki Kürtlerden 'demokratik' protesto mitingleri düzenlemelerini istemiştir. Bu zemin üzerinde birçok üye devlette Kürtlerin katılımıyla gösteriler düzenlenmiştir. Gösteriler sırasında PKK/KONGRA-GEL üyesi sayılan kişiler ya da sempatizanlar zaman zaman kundakçılık, terörist saldırı, mala zarar ve çeşitli suçlar işlemişlerdir. Bu eylemler temel olarak Türk hedeflerine karşı yapılmıştır. Gösterilerin zamanlaması dikkate alındığında, bu eylemlerin PKK/KONGRA-GEL tarafından organize edildiği düşünülebilir.”


DİPNOT: ÜLKELERİN DEĞERLENDİRMESİ EYLEME GÖRE FARKLI OLABİLİR

Raporun 30'uncu sayfasında yer alan bir dipnotta ise, “Şimdilik Almanya'da PKK/KONGRA-GEL tarafından girişilen saldırılar düşük öneme sahiptir. O nedenle siyasi olarak motive edildiği düşünülse bile terörist saldırı sayılmamaktadır. Avusturya PKK/KONGRA-GEL'in beş saldırısını terörist saldırı olarak bildirmiştir. TE-SAT verileri, üye devletlerin terörizm tanımlarına dayanmaktadır” bilgisi verildi.


PKK TERÖRÜNÜN EĞİLİMİ

TE-SAT raporunun “Eğilimler” bölümünde ise PKK'yla ilgili olarak “Türkiye'de PKK/KONGRA-GEL Kürt nüfusunun siyasi ve kültürel özerkliği için mücadelenin içindedir. Bu Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine şiddete başvurmayan eylemler ve propaganda çalışması olarak yansımaktadır” denildi.

yenişafak



Bu haber 840 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,995 µs