En 'ulusalcı'sı böyleyse...

17 Nisan 2009 10:28 tsi
'Ülkemizin en 'ulusalcı' bilinen kişisi ile okurlarının 'anti-Amerikancı' saydıkları gazetenin etekleri zil çalıyor. George Bush'u bir türlü kendi çizgilerine getirememekten muzdariptiler, şimdiyse Obama'ya övgü düzüp duruyorlar...'

Taha Kıvanç / Yeni Şafak

Obama Cumhuriyet'e umut verdi

ABD Başkanı Barack Obama'nın ziyareti üzerinden on gün geçti. Geriye bakıp bir değerlendirme yapmak gerekirse, acaba onun gelişi ve yaptığı konuşmalar en fazla kimi/kimleri sevindirdi?

Düşündüğünüzü varsayarak cevabımı veriyorum: Bilemediniz. Aklınıza gelen isimlerden hiçbiri değil. Obama en fazla İlhan Selçuk'u ve Cumhuriyet gazetesini sevindirdi. Ülkemizin en 'ulusalcı' bilinen kişisi ile okurlarının 'anti-Amerikancı' saydıkları gazetenin etekleri zil çalıyor. George Bush'u bir türlü kendi çizgilerine getirememekten muzdariptiler, şimdiyse Obama'ya övgü düzüp duruyorlar...

Bu sütunun bir görevi de 'tarihe tanıklık' etmek; bu sebeple Cumhuriyet'in ve en önemli yazarının Obama serüvenini de burada okumalısınız.

Öncesine şöyle bir uzanalım. Tarih 16 Kasım 2006. Pencere sütununu okuyanlar Bush'a bir buket uzatıldığını fark ettiler. Yazının başlığı “Bush'un Türkiye siyaseti değişmeli” idi. Yazıda doğrudan mesajlar vardı. Okuyalım: "Bush, Ortadoğu'da bir yeni istikrar arayışına yönelmek zorundaysa bu işe Türkiye'den başlaması aklın yoludur... / (..) Ortadoğu cehennem... / Bu cehennemde ne yapacağını şaşıran Başkan Bush'un Türkiye'de dincilik ve bölücülük siyasetlerini bir yana bırakarak Atatürk'ün lâik Cumhuriyetini Ortadoğu'da bir denge unsuru gibi düşünmesi gerekiyor..."

İki gün sonra, 18 Kasım 2006'da, ağzındaki baklayı çıkarıyordu Cumhuriyet yazarı: "Bir yandan Ilımlı İslam Devleti tasarımında dinci iktidarı, öte yandan terör örgütü PKK'yi kullanarak Türkiye'yi sıkıştıran Başkan Bush bu tutumundan vazgeçmelidir; zararın neresinden dönerse dönsün, kârdır... / AKP'nin toplum temelinde oy desteği zayıflıyor, geriliyor; ülkede Amerika düşmanlığı yükseliyor, yoğunlaşıyor... / ABD'nin Ortadoğu tasarımında 'revizyon'a, Türkiye'de ise yeni bir iktidara gerek var!.."

Ülkemizde meydana gelen olaylar 'Güzel Amerikalı' adlı kitabı olan yazarın ABD'den beklentileri istikametinde gelişmedi. Nasıl geliştiğini hepimiz biliyoruz.

Nisan ayının başlarında Obama ülkemize geldi. Aynı beklentiler neredeyse aynı ifadelerle gazetenin başyazı sütununda yinelendi. Okuyalım: “Peki, Obama'dan beklediğimiz nedir? / ABD Başkanı elbette devletinin Ortadoğu'daki çıkarlarını savunmak ve yürütmek için ülkemize geliyor. / Ancak Obama'nın eski Başkan Bush'tan bir farkı olmalı ve 'Ilımlı İslam Devleti Projesi' gibi bir sevdadan vazgeçtiği duyumsanmalı... / Başkan Obama'nın Türkiye'nin laik devlet düzenine karşı bir tasarımın dışında kalmasını bekliyoruz.

“Amerika'nın uzun vadeli çıkarları da bunu gerektirir. / Ortadoğu ile Avrupa arasında İslâm dünyasının tek lâik ve demokratik Cumhuriyeti'nin varlığı, karmaşa ve kargaşa içinde yaşayan bir coğrafyada en etkili denge unsurudur. / Başkan Obama Türkiye'ye hoş geldi, sefa geldi... / Biz konuğumuzun eski Başkan Bush'tan farkını bu ziyarette görmek istiyoruz.” (6 Nisan 2009)

Şu da gezi sonrasında (16 Nisan 2009) yine başyazı sütununda çıkan 'mutlu' değerlendirme: “ABD olağanüstü çapta bir gücü yeryüzünde temsil ediyor; elbette bu gücün zaafları da vardır. / Ancak Amerika, tarihinde görülmemiş bir atılım yapmış, zenci kökenden gelen bir Başkanla bunalımını aşmayı öngörmüştür. / Yeni ABD Başkanı Obama ise ayağının tozuyla Türkiye'ye gelmiş, konuşmaları ve davranışlarında Atatürk, lâiklik, demokrasi üzerine vurgulamalarıyla eski Başkan Bush döneminin kapandığını, yeni bir sayfa açıldığını duyurmuştur. / Eğer Başkan Obama, söylediklerinin arkasında durursa, bu, Amerika'nın Türkiye'nin iç rejimini ve devlet düzenini değiştirmek sevdasından vazgeçtiği anlamına gelir.”

Aynı yazar 'Pencere' sütununu da sevincini belli etmek için kullandı. Hem de defalarca: “Her neyse, Başkan Obama Türkiye'ye boşuna gelmemiş... / Hiç olmazsa bizimkilere bir ders verdi... / (..) Yerel seçimlerin sonuçları alındıktan hemen sonra Türkiye'ye gelen ABD Başkanı Obama da Bush döneminin BOP'unu ve Ilımlı İslâm Devleti siyasasını savunmadı... / Bu durumda, dünyanın en büyük gücü, Türkiye'de lâik devlet düzenine karşıt tavrından vazgeçiyor demektir... / Mart ayının sonunda ve nisan ayının ilk haftasında yaşananlar, Türkiye'nin yazgısında ve geleceğinde bir dönüm noktasını vurguluyor... // Her şey birdenbire düzelmez... (..) Dünyada ve Amerika'da bir devir kapanıyor, bir devir açılıyor... / Bu süreçte Türkiye'nin eski hamam eski tasla yetinmesi olanaksızdır...” (9 Nisan 2009).

Yeniden beliren umutlar istikametinde belirlenen politika son (16 Nisan) başyazıda özetleniyor: “Toplumda yükselen bilinçli muhalefeti siyasal parti örgütlenmesine dönüştürmek, bu durumda, aklı başında politikacıların çağdaş ve kaçınılmaz görevidir.”

Ya Obama da Bush gibi aldatırsa Cumhuriyet gazetesini?

Bu haber 836 defa okundu.