En Sıcak Konular
Ergenekon’un KKTC’de işi ne?
14 Nisan 2009 13:37 tsi
KKTC ne Türkiye’nin bir ili veya federatif parçası ne de eş düzeydeki bir devlet... KKTC’nin özel bir konumu var. Bu özel konumu, Ergenekon’a orada geniş bir alan açıyor. Nasıl mı?
iyibilgi analiz
Ergenekon’un Kıbrıs’taki ilişki ağına ve faaliyetlerine baktığımızda, iki önemli nokta görüyoruz...
Birincisi, Kıbrıs’ın Ergenekon için adeta bir “yatırım alanı” olduğunu söyleyebiliriz. Yani tıpkı bir şirketin bir şehre yada sektöre yatırım yapması gibi, burada da güç ve “stratejik kar” biriktirme hedefi güdülüyor.
Bir “nüfus mühendisliği” olarak Mersin, Karadeniz gibi Türkiye’nin çeşitli yerlerinden Kıbrıs’a götürülen binlerce insanın yanı sıra, muhaliflere yönelik “faili meçhul” cinayetler de birer “yatırım enstrümanı”...
İkincisi de, bu birikim üzerinden Ergenekon, orada kendisini kopyalayarak KKTC’yi de (devlet yapısı ve zihniyet babında) kendilerinin şekillendirdikleri-egemen olmak istedikleri Türkiye’nin küçük bir kopyası haline getirmek niyetinde...
KK-TC bunun ifadesi: TC’nin Kuzey Kıbrıs kopyası...
Rum ve Türk halklarının eşit yurttaş olarak barış içinde birlikte yaşadıkları bir ortak devleti engellemek için, aynı yola baş koymuş Rum milliyetçileriyle çatışmak da bu kopyanın yaşayarak aslını beslemesi için önemli bir yol...
İşte Ergenekon’a alan açan bu hem “yatırım alanı” olma, hem de “kopya” olma vasıfları, KKTC’nin ne eş düzeyde bir devlet ne de bağlı bir il yada federatif bölge olmaması nedenli “özel konumundan” kaynaklanıyor.
Fakat tarih ilginç bir akış içinde...
Bu “kopyalama stratejisi” çerçevesinde Kuzey Kıbrıs’ın özgürleşip Rum ve Türk halklarının barış içinde yaşamalarını Türkiye’nin bölünmesinin-kaybetmesinin ilk aşaması olduğu paranoyasına ciddi ciddi inanan Ergenekoncu bakış, 2004 yılında halkın Annan Planı’na çoğunlukla destek vermesiyle tarihsel yenilgisini tadarken; Türkiye’de de bölünmenin tersine demokratikleşme, sivilleşme ve dünyaya eklemlenme sürecinde kademe atladı, AB ile müzakerelerin önü açıldı...
Yani “kopyasının” özgürleşmesi ile “aslı” özgürleşme sürecine girdi...
Bu, oldukça normal çünkü Türkiye iç politikası otoriter-içe kapanması-paranoyalarla örülü dış politika üzerinden tanzim ediliyor...
Dolayısıyla dış politikadaki normalleştirici bir adım elbette içerisini rahatlatacak, özgürleştirecektir...
Şimdi de burada Ergenekon davasıyla içerde normalleşme-özgürleşme süreci derinleşip kurumsallaşırken KKTC’nin bundan kaçınması imkansızdı.
Yani önce kopya özgürleşti, bu aslına yansıyıp derinleşti ve tekrar kopyaya döndü...
Bu sayede de artık bu ilişki, asıl-kopya ilişkisi olmaktan çıkıp, iki eşit-özgür-normal devlet olacak...
Bugün olanın ana özeti budur...
www.iyibilgi.com analiz
Bu haber 471 defa okundu.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle