En Sıcak Konular

Krizin kazananı-kaybedeni

13 Nisan 2009 11:50 tsi
Danimarka Başbakanı Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliğine seçimi sırasında, olayın aktörlerinin kazananlaları ve kaybedenleri.

Selçuk Gültaşlı/Zaman

Rasmussen krizinde kaybedenler-kazananlar

Kazananlar:

Çankaya: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, devlet adamlığı kumaşını bir defa daha gösterdi. Rasmussen isminin tedavüle çıkmasından sonra tutturduğu dengeli, uzlaşmacı tavrı büyük bir hezimet olarak tarihe geçebilecek Vaka-yi Rasmussen'i "başarısızlık" sınırlarında tutabildi.

Türkiye'yi tahkir eden Merkel-Sarkozy ikilisinin görüşme taleplerini reddederek, Türkiye'nin Patagonya ile karıştırılmaması gerektiğini, Avrupa kibrini törpüleyerek ifade etti.

Barack Obama: İslam âlemine "Bush'un Haçlı Seferi bitti" mesajını ulaştırmak için didinen Obama, NATO'nun en mühim misyonunun Afganistan olacağını ilan ederken Türkiye'ye daha yakın durmalıydı ama Avrupa ile yeni bir dil üretmeye çalışırken "ilk günden" hır-gür çıkarmak istemedi. NATO Zirvesi'ndeki muhtemel hezimetin "başarısızlıkla" geçiştirilmesi ve ardından Prag'daki Türkiye çıkışı, "Obama (ihtiyatlı) severler"i memnun etti. "Avrupalıların uzun zamandır ABD'nin politikaları hakkında yorum yaptıkları ve bunları ifade etmekten kaçınmadıklarını görüyorum. Dostlar da bunu yapar. Türkiye NATO'ya üye olabiliyor ve müttefiklerini korumak için askerlerini ve gençlerini gönderiyorsa, Türklerin de Avrupa'ya kayısı satmasına ya da Avrupa'da daha çok seyahat etmelerine izin verilmemesini anlamak mümkün değildir." sözleri tarihe geçecek.

Ulusalcılar: "AB müzakereleri Türkiye için şantaj süreci olarak kullanılıyor" diye yıllardır olmayan belgeler yayınlayan ulusalcılar ilk defa elle tutulur, gözle görülür bir delile kavuştu. Mutluluklarına son yok!

Avrupa'daki Türkiye muhalifleri: Türkiye'nin muhtemel ve müstakbel üyeliğine muhalefetten ekmeklerini çıkaran siyaset esnafı dört köşe oldu. Türkiye'nin Avrupa'da yeri olmadığı, NATO krizinde bir defa daha ortaya çıktı, onlara göre. "Müzakereleri hemen keselim" çağrıları birbirini takip etti.

Avrupa'nın ırkçıları: Söze "Viyana'yı iki kere kuşatan Türkler" diye başlayan bu güruh Türkiye'nin İslam ülkelerinin sözcülüğüne soyunduğu yalanını ustalıkla kullanıyor. Hazır AP seçimleri yaklaşıyorken İslamofobiyi kabartmanın en iyi zamanı!

Anders Fogh Rasmussen: Gül ile Obama görüşürken kapının önünde cezasını müzakere eden hocalarının kararını bekliyor gibi bir görüntü verse de son gülen o oldu.

Kaybedenler:

Olli Rehn: NATO Zirvesi'ne kadar belki de Türkiye'de en fazla sevilen Avrupalı olan Rehn, izaha muhtaç çıkışı ile NATO ile AB'yi birbirine karıştırdı. Sadece itibarını zedelemedi, ulusalcılara bayram ettirdi, Türkiye'deki AB reformlarını destekleyenleri derinden üzdü. Hatasını nasıl telafi edecek, merakla bekleniyor.

Ankara: Rasmussen'e itirazında son derece haklıydı. Türkiye'nin itirazının kayıtlara geçirilmesi, NATO Genel Sekreterliği gibi mevzi başarılarının yanında, taktik hatalar, Türkiye'nin geri adım attığı resmini değiştiremiyor. Başbakan'ın danışmanları, "özür" ve "Roj TV" meselelerinde beklentiyi yükseltince, başarısızlık algısı derinleşti.

AB süreci: Brüksel'in tehditleri AB sürecine inanan birçok insanı derinden hayal kırıklığına uğrattı. Şahin Hoca'ya (Alpay) bile "AB Türkiye'ye mecbur olmadığı gibi, Türkiye de AB'ye mecbur değildir" yazdırabildiler ya helal olsun!

Merkel-Sarkozy ikilisi: Türk milleti, NATO Zirvesi sırasında Türkiye'ye layık gördükleri "Patagonya" tavrını unutmayacak. Çok umurlarında mı? Sanmıyorum.

Bernard Kouchner: Bugün Fransız siyasetini ve devletini işgal eden eşhasın çapının anlaşılması açısından ibretlik ve emsalsiz bir tahlil birimi. Yaklaşan AP seçimlerinde ırkçılardan bir iki puan tırtıklamanın ve sıkıştıran yolsuzluk dosyalarından "yırtmanın" en maliyetsiz yollarından biri Türkiye desteğinden vazgeçmek.

 



Bu haber 478 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,609 µs