En Sıcak Konular

Türkiye'nin vizyonunu kim biliyor?

13 Nisan 2009 09:19 tsi
Türkiye'nin vizyonunu kim biliyor? Esas soru onlar bizden ne istedi değil. Biz istiyor muyuz?

Fadime Özkan / Star

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Soli Özel: Obama dünyayı daha istikrarlı ve daha az çatışmacı bir düzene geçirmek istiyor. Türkiye’nin özellikleri bunun için çok önemli.

Obama ziyaretinin anlamı nedir sizce? Yenidünya düzenin gerçekleşmesi için Obama’nın hedefinde yahut bu düzenle ilgili vizyonunda Türkiye Avrupa’nın bir parçası, Batı ittifakının üyesi ve Batılı siyasi değerlere, yapılanmaya sahip bir ülke olarak hayli önemli bir ülke. O yüzden Türkiye’ye Avrupa’dan gelmesi de Türkiye’nin Avrupalılığı Batılılığı yönündeki mesajlarıyla örtüşüyordu. 

Yeni dünya tasavvurunu burada detaylandırdı. Bunun zamanın ruhuyla ilgisi ne?

Gücün Batıdan Doğuya doğru kaydığı bir dönemdeyiz. Dünyanın en istikrarsız ülkeleri etrafımızda. Türkiye, gelişmekte olan Doğuyla en üstün dönemini geride bırakmakta olan Batı arasında. Bunların entegrasyonunda coğrafi geçiş alanı. Arabulucu olma, herkesin dilini konuşabilme özelliği taşıyor. Obama’nın da niyeti, dünyayı daha istikrarlı ve daha az çatışmacı bir düzene geçirmek olduğu için Türkiye, o vizyon için de çok önemli.

Önemi konjonktüre göre mi arttı?

Obama’nın Türkiye vizyonu, 10, 12 yıldır ABD’nin Türkiye yaklaşımından farklı değil. Tam bir felaket olan Bush dönemi dahil Clinton döneminden beri Türkiye, Batıya entegre olmuş ve küreselleşmeye direnen büyük bir coğrafya içinde o coğrafyanın entegrasyonuna yardımcı olacak ülke olarak görülüyor.

OBAMA’NIN ZARAFETİ

Yaklaşım aynı, paradigma değişikliği yok diyorsunuz ama şu da önemli değil mi: Daha önce sadece stratejik ortak olarak görülen Türkiye’yi, Obama, ne yaptığı, neyi başardığıyla değerlendirdi ve bunun üzerine bina ettiği bir model ortaklıktan bahsetti?

Vurgu artmış, formülasyon farklılaşmış olabilir ama 1999’da Clinton’ın buradaki konuşmasına, 1995’te Holbrook’un bakışına baktığınızda görürsünüz ki, Türkiye ABD için sadece jeopolitik konumu nedeniyle birlikte hareket edilecek bir ülke değildir, aynı zamanda Türkiye’nin nitelikleri de önemlidir. 

Obama’nın farkı ne oldu peki?

Obama rafine bir tanımlama koydu Türkiye’nin önüne. Obama’yla, Türkiye ile birlikte hareket etmek, Türkiye’ye ‘hadi birlikte hareket edelim’ demenin önüne geçti. Burada, sizinle mi konuşuyorlar, size mi konuşuyorlar, farkı var ki bu da üslup farkı.

Obama, ABD ile Türkiye arasında romantik de kaçabilecek benzerlikler kurdu, ve model ortaklığı önerdi. Ama bu tanım tartışmaya yol açtı, sizce ne anlamak gerek?

Model ortaklık kavramı biraz romantik ama coğrafyanın, emlak değerinin ötesinde ortak paydalar, değerler üzerinden kuruluyor. Burada Obama’nın ve bizim ne yaptığımıza bakmamız lazım. Obama Türkiye’ye geldi ve 1) kendisinin dünya vizyonunu 2) Türkiye vizyonunun ne olduğunu 3) kendi vizyonuna ulaşabilmek için Türkiye’nin ABD ile hareket etmesinin önemini anlattı. Ama bu teklife verilmiş aynı düzeyde bir cevap görmedim ben. 

Nasıl bir cevap kast ettiğiniz?

Türkiye nasıl bir vizyona sahip, ABD ile o vizyonu gerçekleştirebilmek için çalışmak istiyor mu, istiyorsa hangi koşullarda istiyor? Önce bu sorulara cevap verecek sonra onun gerektirdiği şekilde iç düzeninizi yapacaksınız. Onun yerine, Kürt dedi mi demedi mi, PKK için ne dedi, yok efendim Ermeni meselesini... tartışıyoruz. 

İki ülkenin işbirliği için öncelikle netleşmesi gereken konular değil mi bunlar?

Birliktelik şekillenirken bunlar öne çıkabilir ama önce, daha üst ve soyut düzeyde, bu birliktelikten ne beklediğimizi bilmemiz gerek. ABD’nin ne beklediğini Başkanının ağzından duyduk, bizden cevap çıkmadı henüz.

Türkiye ne kadar hazırlıklıydı böyle bir ortaklık tanımına ve işbirliği önerisine?

Kanada dışındaki ilk ikili ziyareti Türkiye’ye yapacağının açıklanması fikir verdi aslında. Clinton’ın gelmesiyle de provası yapıldı. Sürpriz olduğunu sanmıyorum yani. Belki Obama’nın stilinden kaynaklanan bir zarafet söz konusu, o da Türk kamuoyuna hoş geldi.

LAİKLERİ DE RAHATLATTI

Obama İslam alemine mesaj verdi, laik Türkiye’den söz etti... Acaba bu coğrafyaya üzerimizden bir model biçiyor da olabilir mi?

Batının İslam álemiyle kuracağı ilişkinin diyalog merkezli, daha az çatışmacı olacağını söyledi Obama. Bu da Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada, Müslüman topluma sahip fakat Batılı değerlere göre şekillenmiş, başarılı bir ülke olmasını önemli hale getiriyor. Fakat bu modellik değil örnek olma anlamında. Ilımlı İslam tartışmaları için de Amerika yeni bir formüle başvuruyor. Şöyle dedi Obama: ‘Biz Hıristiyanız fakat siyasetimizi demokratik usullerle belirleyen bir ülkeyiz’. Bunu Türkiye’de söyleyerek laik demokrasi kavramını dilimize yerleştirmek için adım attı. Laiklik konusunda aşırı hassas kesimlerin kaygı kaynağını da ortadan kaldırdı böylece.

HAMAS YANLIŞ ADIM DEĞİLDİ

Dünya konjonktürünün de etkisi var elbette ama Türkiye’yi ABD’nin model ortaklık teklif ettiği ülke konumuna ne getirdi? Bunda Davudoğlu etkisi nedir?

Davudoğlu ilişkilerin başlamasında değil ama derinleştirilmesinde etkili oldu. Süreç 99’da başladı. Komşularla ilişkiler 2002’de rayına oturmuştu. Kuşkusuz alınan ivmede hükümetin Davudoğlu kaynaklı tutumunun etkisi var. Irak savaşı sonrasında ABD’den gelen baskılara direndi, Suriye ve İran’la ilişkilerini bozmadı Türkiye. Irak fiyaskoya döndüğünde de bu ilişkiler avantaja dönüştü. İsrail devlet terörü yapıyor... gibi gerginliklere rağmen İsrail’le ilişkileri koparmadı. Sıfır sorun, angaje olma ve Türkiye’yi yapıcı aktör görme ve tanımlama politikaları Türkiye’ye önemli manevra alanları yarattı. ABD’ye rağmen Suriye ve İsrail görüşmelerinde Türkiye inisiyatif aldı. Hatta çok eleştirilen Halid Meşal ziyareti bile 3 yıl içinde -amaç oydu zaten ama- öngörülü bir adım olarak görüldü. Şimdi herkes Hamas ile konuşmak gerek diyor.

Amerika en az 20 yıl daha dünya lideri

Obama eski dünyayı mı restore edecek yeni bir dünya mı kuracak?

Eski dünya restore edilemiyor zaten, maddi temelini oluşturan ekonomik sistem çöktü zira. Yaşanan kriz büyük bir servet transferini, ekonomik gücün dağılımını getirecek. Yükselen ülkeler ekonomik olarak etkili olacak. G-7 yerine G-20’nin umut olmasının nedeni bu. Obama’nın restorasyon işi, Bush’un ABD’deki siyasi ve ekonomik hasarını onarıp yeni yapıda ABD’nin liderlik konumunu pekiştirmektir.

ABD yeni dönemde yine lider mi olacak eşitler arasında birinci mi?

Eşitler arasında birincilik için Obama’nın vizyonuna diğerlerinin katkısı gerek. Ama kimse elini taşın altına sokmuyor. ABD ve Çin’in dansı belirleyecek ne olacağını ama 20 yıl daha böyle.

Obama derin Amerika projesi değil


Ziyaret nasıldı sizce?

Koreografisiyle, her şeyiyle çok iyi ayarlanmıştı. Diliyle, Obama’nın vücut diliyle sembolik jestlerin verdiği mesajlarla, konuşmaların kompozisyonu ve dengesiyle çok başarılı bir ziyaretti. 

Çiçeği burnunda bir başkan ama Obama nasıl bir lider profili çiziyor?

Hedefini iyi saptıyor, hangi tempoyla gideceğini iyi biliyor. Yani o tam bir maraton koşucusu. 

 Obama bir ‘USA projesi’ mi?

Hayır. Amerikan derin devleti tarafından başkan yapılmış birisi değil Obama.


AB ile ilişkiler ABD üzerinden yürüyecek


AB üyeliği konusunda ABD, Türkiye’nin hep arkasında, AB’ye bunu açıkça da söylüyor. Ama Rasmussen krizinde görüldüğü gibi -krizi çözen Obama olmasına rağmen- AB hayli agresif...

Obama olmasıydı zaten kriz çözülmeyecekti. NATO’nun lideri olarak AB’ye de Türkiye’ye de yaramazlık etmeyin, demiş oldu. Ayrıca medeniyetler arası diyalog zemininin kurulacağı iddia edilen bir dönemde Rasmussen gibi bir adamın oraya konulması sembolik olarak da sakil oldu. 

Obama niye izin verdi buna, kendi tezine, vizyonuna ters sonuçta?

Rasmussen’in buraya gelişi, özür dilemese de dilini uygun hale getirmesi, diyalog ortamını oluşturabilmek için azami gayreti gösterebileceğinin işareti. Obama’nın Rasmussen’i odaya çağırması da onu sigaya çekilmesi demek aslında. 

Bundan sonra AB Türkiye ilişkileri biraz da ABD üzerinden mi yürüyecek?

Evet, özellikle Sarkozy ve Merkel’in tutumu nedeniyle. Ama AB ile ilişkiler kopmayacak. Önemli bir değişiklik olmazsa Türkiye bütün Batıyla ilişkisini ABD üzerinden yürütecek. ABD’nin dahliyle bu yıl sonuna dek Kıbrıs konusunda aşama kaydedebilirsek 8 fasıl açılmış olacak. O zaman topu çevirebiliriz.

AB bağımsız bir birlik ve ‘evimizi kendimiz idare edebiliriz’ dese de ABD ‘şunu şöyle, bunu böyle yapın’ diyebiliyor. ABD, AB’ye girmemiz konusunda niye bu kadar ısrarcı?

ABD açısından Türkiye’nin Batılı sistem içinde kalmasının ve Batılı yapılanmaya sahip olmasının kilidi AB üyeliği. Bu nedenle destekliyor. AB’ye söylediğini de şöyle değerlendiriyorum: Eğer AB ile ABD arasında bir ittifak varsa bunun büyük ortağı beğenin ya da beğenmeyin ABD’dir; Batının çıkarlarını kollamak konusunda ABD’nin bir ağırlığı varsa, diğerlerinin görmediği noktada ABD’nin hatırlatma hakkı da vardır. Ben ‘Obama AB için son şans’ diyen Almanya eski dışişleri bakanı Fisher gibi düşünüyorum.

Obama 24 Nisan’da pişmiş aşa su katmayacaktır 

Türkiye devinen bir ülke ama Ermenistan ile ilişkiler, Kürt sorunu, terör gibi çözümü zor konular var hızımızı kesen. Türkiye’nin ABD ile gireceği iş birliği biraz da bu alanlarda yaşanacak açılımlardan sonra olacak. Türkiye bunu nasıl başaracak?

Ermenistan konusunda Türkiye zaten bir hamle yapmak zorundaydı. Hiç bir ülke sittin sene soykırım tasarısı gibi bir Demokles kılıcıyla yaşayamaz. Kaldı ki güney Kafkaslardaki tüm ülkelerle ilişkide bulunmak bizim çıkarımıza. Hem Ermenistan’ın Rusya’nın avucundan çıkarılması gerekiyordu. Ayrıca Ermeniler de artık Türkiye’nin canını sıkma, acıtma politikasından vazgeçtiler. 

Obama’nın 24 Nisan’daki tavrı netleşti değil mi?

Başkan ‘fikrim değişmedi ama Türkiye ile Ermenistan sorunu aşmak için bir yola girdi, pişmiş aşa su katmam. Türkiye’yi kıracak, süreçten çekilmesine sebep olacak şey, soykırım kelimesini kullanmam ise kullanmayıveririm’ demiş oldu. Kongreye de ‘yapmayın işler iyi gidiyor’ diyecektir.

Azerbaycan’da kırgın ve teyakkuz halinde...

Azeriler bir jestle ültimatom verdiler de aslında. İlham Aliyev davetli olmasına rağmen İstanbul’a gelmedi. Türkiye üzerinde bir baskı var. Azeriler ellerindeki kozu kaybetmek istemiyor ama Rusya mı, ABD mi karar vermeleri gerekli. Eğri oturup doğru konuşalım. Azerbaycan için Türkiye kendince bazı fedakárlıklarda bulundu. Tabiî ki bizim için önemli, milli bağlarımız var vs ama Azerbaycan da mesela KKTC’yi tanıyabilir, uçak kaldrırabilirdi, yapmadı. Buna karşılık Ermenistan’ı Türkiye’ye daha yakınlaştırırsanız -ki asıl mıknatıs odur- sorunun çözülmesi için manevra alanınız genişler. Bunda Amerikalıların da katkısı gerekecektir.



Bu haber 1,017 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,158 µs