Sizce kim getirilsin?

11 Nisan 2009 09:40 tsi
Washington’da şimdi yeni bir tartışmadır almış başını gidiyor: Rasmussen NATO Genel Sekreterliğine seçildi, yardımcısı bir Türk olmalı ama kim? Kimileri ‘Hikmet abi’ formülüne sarılıyor. İyibilgi ‘acele etmeyin’ diyor. Çünkü

Karikatür krizinde takındığı tavırla İslam dünyasının tepkisini çeken Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, NATO Genel Sekreterliğine adaylığını koyunca Türkiye’nin vetosuna takılmış, kriz Başkan Obama’nın araya girmesi ve Türkiye’ye bazı sözler verilmesi üzerine aşılmıştı. Türkiye’ye verilen sözlerden birisinin Rasmussen’in birinci yardımcılığına bir Türk’ün getirilmesi noktasındaydı.

Obama yönetimine yakınlığıyla bilinen Brookings Institute’ten Michael O’Hanlon ve Ömer Taşpınar, Washington Times gazetesinde yayınladıkları analizde önce Türkiye’nin Rasmussen’i veto gerekçesini haklı bulduklarını aynı eleştiriyi dile getirerek vurguladı, ardından Rasmussen’in yardımcılığına Hikmet Çetin’in getirilmesi gerektiğini savundu. İki uzman analizlerinde Türkiye’nin, NATO’nun yeni Avrupa liderliği veya Afganistan misyonunda daha büyük bir role sahip olma gerektiğini, bunun da Rasmussen’in başlıca yardımcısı olarak bir Türk’ün tayin edilmesiyle gerçekleşebileceğini belirtti.

NATO’nun en önemli müttefiklerinden, İKÖ Genel Sekreterliğini Ekmeleddin İhsanoğlu üzerinden yürüten, BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi ve pek çok uluslar arası kuruluşta üt düzey temsile sahip Türkiye’nin kurumun yönetiminde artık doğrudan söz sahibi olması diplomatik bir gereklilik. Öte yandan Türkiye’ye verilmiş bir söz olarak da görülüyor. Zira Ankara’nın Rasmussen üzerindeki vetosunu kaldırması için yardımcının bir Türk olacağı sözünün verildiği konuşuluyor.

Elbette NATO deyince akla Dışişleri eski bakanlarından Hikmet Çetin geliyor. 2003-2006 döneminde Afganistan’da NATO’nun en üst düzey sivil temsilcisi olarak görev yapan ve Afganların ‘abisi’ Hikmet Çetin’in bu iş için biçilmiş kaftan mahiyetinde olduğuna şüphe yok. Ancak Türkiye’nin aklında sadece Hikmet Çetin’in olmadığı vurgulanıyor. Daha önce yine NATO’da üst düzey görevlerde bulunmuş iki komutanın ismi Genel Sekreter birinci Yardımcılığı için geçiyor. Bu isimler eski Genelkurmay Başkanları Hilmi Özkök ile Yaşar Büyükanıt.

Amerikalıların neden Türk sekreter yardımcısına sıcak baktıkları satır aralarından okunabiliyor. Obama’nın yeni Afganistan stratejisi çerçevesinde Türkiye’den de muharip asker isteniyor ve eğer Türkiye yönetime gelirse Afganistan’a asker gönderme zorunluluğu olacağı düşünülüyor. Yine Taşpınar ve O’Hanlon’un yazısındaki şu satıra dikkat: Sayın Çetin’in seçilmesi, aynı zamanda, teşkilatın daha büyük bir Müslüman varlığına büyük ihtiyacı olduğu bir dönemde Türkiye’yi daha çok asker göndermeye cesaretlendirir… Peki, ikili neden Hikmet Çetin üzerinde duruyor? Sadece NATO’daki tecrübesi nedeniyle değil, Afganistan tecrübesi nedeniyle Hikmet Çetin’in yardımcılığının çok faydalı olacağının altı çiziliyor. Yani aslında Hikmet Çetin’in sekterer yardımcılığı için yapılan çağrı ABD’nin Afganistan’daki işlerini yoluna sokma amacı taşıyor.

Ancak kazın ayağı öyle değil… Zira en az başarılı siyaset adamı Hikmet Çetin kadar NATO’yu yakından tanıyan iki isim daha bulunuyor. Bunlar Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt. Aslına bakılırsa iki emekli Genelkurmay Başkanı’nın NATO’nun Güneydoğu Avrupa Komutanlığı’nda aldığı kritik görevler, NATO bürokrasisi hakkında onlara çok daha fazla tecrübe kazandırmışa benziyor. Türkiye’nin NATO’ya Genel Sekreter yardımcısı seçerken ABD’nin Afganistan ihtiyaçlarına göre değil, kendi stratejisine göre isim belirlemesi gerekiyor.

İyibilgi.com

Bu haber 889 defa okundu.