I m f!.. | " /> I m f!.. | "/>

En Sıcak Konular

Emin misiniz: I m f!..

10 Nisan 2009 11:34 tsi
Emin misiniz:  I m f!.. Böyle yazılınca farklı oluyor tabi. Ama sonuçları açısından doğru olabilir. Yeniden IMF’li günler başlıyor. Oysa AKP’nin ‘genleri’ bunu istemiyor. Yanlış olduğunu biliyor. Keşke.. Keşke çıkar bir yol olsa?

29 Mart seçimlerinden çok önce başlayan IMF ile anlaşma tartışması, AKP’nin açık biçimde süreci ötelemesi nedeniyle günümüze kadar ulaştı.

AKP’nin konunun bu kadar uzamasına ilişkin mazereti, IMF’in Türkiye’nin yerine getirmekte zorlanacağı, hatta menfaatine aykırı şartlar ileri sürmesi.

Kuşkusuz bu erteleme de önemli nedenlerden biri de, AKP tabanının IMF’le anlaşmaya göstereceği sandık reaksiyonuydu. Az veya çok.

29 Mart’tan sonra ise süreç hızlandı. Bugün gelinen nokta önümüzdeki Mayıs ayında bir anlaşmanın imzalanacağı yönünde. Kimi yorumlar rakamın 45 milyar dolar meblağına erişeceğini söylüyor.

Hükümetin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek gibi yetkili ağızları ise, IMF’le şimdi anlaşma imzalamamın, önce imzalanmasına kıyasla daha avantajlı olduğu yönünde.

Örneğin G-20 zirvesinde çıkan ve IMF’i destekleyen, para rezervini yükselten, kredi verme şartlarını esneten kararları gibi.

İlaveten, Türkiye ile IMF arasında bir anlaşma, uzun süreli stand-by imzalanmasını isteyen genişçe ve etkin bir kesim bulunuyor. Bu cephenin liderliğini de genellikle büyük sermaye çevreleri ve hakim medya üslenmiş durumda.

Bir çok kalem hemen hergün geciken IMF anlaşmasının ortaya çıkaracağı faturalar ile imzalanacak anlaşmanın faziletlerini anlatıyor.

Ya iktidar partisi? IMF’le masaya oturmanın yararına, özellikle uzun vadeli faydasına inanıyor mu?

AKP’nin “genetik kökleri” aslında IMF ve benzeri kurumlarla anlaşma yapmanın çoğu zaman iyi sonuçlar doğurmadığı, ülkeyi “bağlayan” etkileri olduğu düşüncesinde.

Kavramsal tartışma daha önceye götürülürse, örneğin “milli görüş” sürecinden gelen fikri boyut, IMF’den uzak durulması gerektiğine inanıyor.

AKP artık farklı bir parti olsa da yönetiminde bunun izlerini gayet net görmek mümkün. Bizzat Başbakan Erdoğan’ın “gerekirse öderiz borcumuzu, zaten fazla birşey kalmadı, IMF’le ilişkimizi keseriz” sözleri henüz çok taze.

Aslına bakılırsa, bu sözler zikredildiğinde Türkiye’nin IMF’e borcu 4 milyar dolardı. Bugün de çok yüksek sayılmaz; 7.5 milyar dolar. Yani bugün de Türkiye’nin bu parayı-hem de bir kalemde-ödeyecek gücü var.

Ancak tartışma ekonominin bol rakamlı ve genellikle kafa karıştırıcı gereklerinden kaynaklanmıyor. Mesele daha çok küresel politik denklemle ilgili gibi

IMF’e yönelik bir çok eleştiri içinde, özellikle IMF’le anlaşması bulunan ülkelerin genellikle bir türlü başarılı olmadığı, hatta artık IMF’in anlaşma yaptığı ülkelerin de son derece, (bir elin parmaklarından bile az) kaldığı yönündeydi.

Bugün ise şartlar oldukça değişti. Küresel kriz IMF’i öne çıkarıyor ve büyük ülkeler tarafından destekleniyor.

Bu manada kısa süre sonra IMF’den para alan ülke sayısı çok artacak gözüküyor. Bunun politik sonuçları ne olur ayrı konu.

Fakat neticede dışarıdan para alınacak ve bu para şu anki borcumuzun kat kat üzerinde. Geri ödenirken de AKP’nin genetik kodlarının tüylerini diken diken eden faiz eklenecek.

IMF’in faydaları ve zararları masaya yatırıldığında, her iki tarafın cephanesindeki mühimmat hayli dolu. Dediğimiz gibi bir ton rakam masaya faş ediliyor.

Kimbilir belki de IMF’ciler haklı. Ama en azından insan şunu merak ediyor. IMF’e kalan borç ödense, yenisi alınmasa, ilişki kesilse, önümüzdeki 5 yıl için ekonomik sonuçları ne olur, politik sonuçları ne olur?

Bunun ikna edici bilimsel sonuçlarını kıyaslamadan, yine bol faizli ve bol miktarlı, ama en önemlisi politikada “alan al veren el” görüntüsü oluşturan IMF anlaşmasını anlayabilir miyiz?

www.iyibilgi.com



Bu haber 849 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,912 µs