En Sıcak Konular

Hem kendimizi hem onları yakar mıyız?

10 Nisan 2009 10:21 tsi
Hem kendimizi hem onları yakar mıyız? Türkiye karşıtlığı prim yapıyor. Peki ya cevap verirsek?

Beril Dedeoğlu / Star

Kızgın Fransa küpüne zarar 

Fransa’nın yaklaşık dört yıldır hemen her tür seçim kampanyasındaki ana konularından birisini Türkiye oluşturuyor. Doğrusu Sarkozy’nin partisi Halk İçin Birlik Hareketi (UMP) bakımından bu karşıtlığın verimli sonuçları olmadığı söylenemez. Türkiye karşıtlığı biçiminde bile olsa, Türkiye’nin Fransız seçmenleri bu kadar etkilediğini görmek bir açıdan şaşırtıcı değil, ama bir açıdan da gurur verici. Zira Fransız seçmeni korkutarak Fransa’yı Sarkozy’ye muhtaç hale getiren unsurlardan biri Türkiye olmuş.

NATO zirvesi sırasında Türkiye’nin Rasmussen’in genel sekreterliğine getirilmesine karşı çıkışı sonrasında Fransa devlet başkanı yeniden tepkilerini dile getirdi. Bir süre sonra, herhalde Sarkozy tepkileri dile getiren tek kişi olmasın diye dışişleri bakanı Kouchner de ekibe katıldı ve kızgın Fransa imajını güçlendirdi. Konu, Türkiye’nin Avrupa’da, AB’de bile değil, yerinin olmaması.

Hazirandaki Avrupa Parlamentosu seçimlerine yatırım yapıldığı anlaşılıyor, ama kızgın Fransa’nın neden kızdığı ve karşı çıkışın sonuçları bilinemiyor.

Fransa’nın Sarkozy ile birlikte yeniden, Napolyon dönemi gibi olmasa da, eski büyük gücüne kavuşacağı, dış ilişkilerinde eski topraklarında ‘etki’ oluşturacağı, iç düzeninde de ‘Amerikan dinamizmi’ni uygulayacağı düşünülmüştü. Amerikan dinamizmi olarak ifade edilen hemen her uygulama, üniversite reformundan emeklilik düzenlemesine kadar hemen her konuya kendi ekibiyle kapalı kapılar arkasında karar veren Sarkozy, Amerika’daki çoğunlukçu karar sistemini es geçti ama sendikaların direncini aşamadı. Sonuçta reform yapayım derken toplumsal tahribat yarattı, memnuniyetsiz kesimleri şiddet kullanan gruplar haline getirdi. Üstelik Bush dönemi ABD’ye gidip 2. Dünya Savaşı’nda kendilerini Almanlardan kurtardıkları için teşekkür eden Sarkozy, G-20 toplantısında ABD modeline direnip Alman ittifakını tercih etti.

Aynı Sarkozy, Papa ile yaptığı görüşmede de, Fransızların önce Hıristiyan olduklarını söylemiş, ülkedeki Yahudi ve Müslümanların Fransızlıklarını şüpheye sokarken şu meşhur ‘vatandaşlık’ anlayışlarını ve yapılmış onca iç savaşı da unutuvermişti.

Dış ilişkilerinde ilk hedefi Akdeniz yapan Sarkozy, pek bağlı olduğu AB ülkelerini, mesela Almanya’yı dışarıda bırakan bir proje geliştirmeye kalkışmıştı. Bu hesap, sadece Berlin’den değil ‘Bağdat’tan döndü ve dönmesinde etki oluşturan ülkelerden biri de Türkiye oldu. Benzer biçimde, Gürcistan krizi yoluyla Kafkasya açılımı, Lübnan krizi nedeniyle Ortadoğu girişimi Türkiye ve Türk-Amerikan işbirliği ile mümkün olamadı. Son hamle, Obama’nın ayrıcalıklı desteğini alma oldu, ilk denizaşırı ziyaretin Normandiya’ya yapılacağı sanıldı; Obama Ankara’ya geldi.

Fransa’nın kızması doğal da Türkiye’ye kızması anlamlı değil. Karikatür krizini yönetememiş birinin NATO’ya Afganistan’da nasıl güven sağlayacağını ileri süren Türkiye’yi İslamlaşmakta olan ülke diye açıklayan bir Fransa dışişleri bakanı varsa, zaten fazla söze hacet yok. Bu tutum, bizdeki muhalefete benziyor, itiraz olsun da nasıl olursa olsun.

Fransa tutumu, Türkiye-AB ilişkilerinde bir engel, ama aynı oranda Türkiye’de bir ısrar ve inat yaratıyor. Üstelik yarın hemen AB’ye girilmeyecek, dolayısıyla Fransa erken muhalefet başlattı. Bu, Türk-Fransız ilişkilerini bozar ve Türkiye’nin Fransa’yı başka ülkelerle ikame etmesinin yolunu açar. Sarkozy ve ekibinin öngörüsüzlüğü Türkiye’ye kısa vadede ama Fransa’ya uzun vadede zarar getirecek gibi. Bilmiyorlar ki Türkiye, kendisini yakma pahasına başkalarını yakmaktan da çekinmez.



Bu haber 1,022 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,817 µs