Yüzde 17.2’ye göre bizi Amerika/İsrail yönetiyor

0 0 0000 00:00 tsi
Türkiye’de yapılan bir araştırma ilginç sonuçları ortaya koydu. Örneğin toplumun büyük bir kısmı Ermeni iddialarına inanmazken, yüzde yirmiye yakın bir kesim Türkiye’nin Türkler tarafından yönetilmediğine inanıyor.

Bu, şimdiye kadar toplumun kutsal saydığı "devlet" kavramının yerine "hukuk" kavramını yerleştirdiğini de gösteren önemli bir sonuç. Diğer taraftan Ermeni sorunu konusunda da kafalar net. Türkler, Ermeni soykırımı iddiaları konusunda da tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuş durumda: İnanmıyoruz. Ama iş komplo teorilerine gelince, sıyrılmak o kadar kolay olmuyor. Araştırmaya göre, halkın yüzde 17.2’si, bu ülkeyi aslında Amerika/İsrail diye bir gücün yönettiğine inanıyor.

Ağar, parti tabanını etkilemiş

"Düz ovada siyaset" sözüyle, son aylarda Kürt sorununa demokratik açılımlar yapan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın çıkışları, parti tabanını etkilemiş gözüküyor. PKK’dan bağımsız siyaset yapma konusunu sorgulayan cümleye en özgürlükçü yorum, DTP seçmeninden sonra DYP’lilerden geldi. Ama iş anadil öğrenmeye ve anadilde yayın yapmaya gelince, daha az toleranslıyız. DTP’liler ise her iki soruya da yüzde 90’a yakın bir oranda olumlu yanıt verdi.

Toplum Ermeni soykırımı iddialarına inanmıyor

Ermeni soykırımı iddialarına toplumun sadece yüzde 13’ü katılıyor. Yüzde 72.7 net bir şekilde inanmadığını söylüyor. İlginç olan, soykırım iddialarının en büyük dayanaklarından biri, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermenilere yönelik saldırılarda, Kürt aşiretlerden kurulu Hamidiye Alayları’nın kullanıldığı iddiasıyken, Kürt tabana hitap eden DTP’de seçmenin ancak yüzde 19.4’ünün iddialara katılmadığını belirtmesi.

Komplo teorilerinin yarattığı etki

Ankete verilen yanıtlar karşılaştırıldığında, belki de en ilginç sonuçların çıktığı soru. Ülke yönetiminde, Amerika/İsrail diye oluşturulan bir şıkkı ve derin devleti etkili gören kitle, komplo teorilerinin toplumda yarattığı etkiyi anlama bakımından çok önemli bir gösterge. Üstelik genelde eğitim seviyesi arttıkça, diğer bir deyişle bu teorilere kitap ya da gazete sayfalarında ulaşma ihtimali yükseldikçe, bu iki şıkka yönelme oranı da artıyor. Medyanın en etkin güç olduğu konusunda ise bütün parti seçmenleri arasında bir konsensüs var.

TOPLUM DAHA ÖZGÜRLÜKÇÜ

Araştırma sonuçları, neredeyse hemen her konuda toplumun siyasi partilerden, siyasetçilerden ve kanaatleriyle siyaseti yönlendirenlerden daha ileride olduğunu ortaya koyuyor.Tek başına bu sonuç bile siyasette neden büyük bir tasfiye yaşandığını ve siyasetin nerelerde tıkandığını gözler önüne seriyor.

Gerekirse AHİM’ye giderim

Toplumun büyük çoğunluğu (yüzde 61), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni kendisine bir güvence olarak algılıyor. Türkiye’de hukuk ve yargı sisteminin adil olduğuna kesinlikle inanmayanların yüzde 73.9’u AİHM’ye güveniyor.

Eğitimliler hakça düzen istiyor

Bu soru sorulurken, sloganların, kimin tarafından ve ne zaman söylendiği görüşmecilere belirtilmedi. Sonuçta 1970’li yıllarda Bülent Ecevitli CHP’nin "Ne ezilen, ne ezen; insanca, hakça bir düzen", 1940’lı yıllarda Adnan Menderesli Demokrat Parti’nin "Yeter! Söz milletin!" söylemleri, en beğenilenler çıktı. "Türkiye’de tam demokrasi yoktur" diyenler ve üniversite mezunu olanlar "Hakça düzen"; "Tam demokrasi vardır" diyenler, daha çok "Söz milletin" yanlısı. Süleyman Demirel’in "Yollar yürümekle aşınmaz" sloganını en yüksek oranda seçenler ise diplomasız okur-yazarlar.

İdamda bölündük

Toplumun çoğunluğu hangi gerekçe ne olursa olsun işkenceye karşı. Ancak Anavatan ve MHP tabanı, bu konuda o kadar net değil. İdam konusunda ise toplum ortadan ikiye bölünmüş durumda. Anavatan’ın tabanı burada da açık ara idam yanlısı gözüküyor. PKK terörünün etkisi çok açık. Bu sonuçta, gazetelerde çıkan haberler sayesinde arttığı gözlenen toplumdaki suç olaylarının da katkısı olmalı.

Hürriyet

Bu haber 381 defa okundu.