Kıbrıs’ta yavrulayan bataklık Kürt sorunu

9 Nisan 2009 16:25 tsi
Ergenekon’un Kıbrıs bağlantılarını sorduğumuz İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mensur Akgün, Ergenekon bataklığının Kürt sorunu olduğunu söylüyor ve ekliyor: Bataklık kurutulmadan bir yere varılmaz. <

Kıbrıs’ta bu bağlantılarının çıkması Ergenekon’un tasfiyesini ne kadar ve nasıl etkiler?

Tabi ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Kıbrıs’taki gazetelerin yazdığı kadarıyla, Metal-İş Başkanı Denktaş’ı devirmek için Eroğlu’nu destekliyor. Denktaş’ı yeterli görmüyorlar. Aynı zamanda Serdar Denktaş’ı da karşı tarafla uzlaşmaya yatkın, bir tehdit, riziko olarak görüyorlar. Bildiğimiz bu…

Fakat daha öncesinde gazeteci Kutlu Adalı cinayeti, onun araştırdığı Barnabas Kilisesi baskını, diğer gazeteci ve sendikacı cinayetleri, CTP binalarının ve Talat’ın evinin bombalanması gibi eylemleri de biliyoruz…

Bunlar dosyada var mı bilmiyoruz. Olmasa da ben çok şaşırmam. Olmaması, Türkiye’deki Ergenekon’un, yada adına ne derseniz, illegal örgütlerin orada bir şey yapmadıkları anlamına gelmez. Nerde çatışma varsa, bu tür örgütler ve eylemler oluyor. Burada ne varsa, Kıbrıs’ta da aynısı. Bataklık kurutulmadan bir yere varılmaz ve bataklık da Kürt sorunudur.

O halde, Ergenekon sürecinde tam manasında ilerlemek ulus-devlet mantığını sorgulamayı mı gerektiriyor?

Kimse onu yapmaz. Ama darbe girişimleri ayyuka çıktı, Kürt sorunu çözülmek istendi ve bu tür örgütlerin tasfiyesine karar verildi. Benzerleri her yerde ve her zaman vardı. ABD’de, CIA’den biliyoruz. Bakın NOKTA dergisi günlükleri ortaya çıkardı, doğruluğu mahkemece kabul edildi ama dergi kapatıldı, komutan yargılanmadı. Ne zaman siyaseten cesaret edilebildi biraz, bir şeyler yapıldı. Türkiye’de ve KKTC’de ne zaman yapılanlar ortaya çıktı, yavaş yavaş temizleniyor.

Sonuçta KKTC ayrı bir ülke. Orada ayrı bir soruşturma açılması gerekiyor değil mi? Buradakiyle birleştirilemez nihayetinde…

Elbette ayrı bir soruşturma gerekir. Ama bunu hukukçulara sormanız gerekir aslında. Oradaki cinayetlerin de aydınlatılması gerekiyor. Hukuk süreci içerisinde suçların cezalandırılması, aydınlatılması gerekiyor fakat bu tür şeylerin bir daha olmaması için bataklığın kurutulması gerekiyor.

Bu ilişki ağına baktığımızda, Kıbrıs’ın Ergenekon için adeta bir “yatırım alanı” olduğunu söyleyebilir miyiz? Yani tıpkı bir şirketin bir ile yada sektöre yatırım yapması gibi, burada da güç ve “stratejik kar” biriktirme hedefi güdülüyor?

Belki ama ben bu insanların yaptıkları şeylere samimi olarak inandıklarını sanıyorum. Doğru olanın Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağlanması, seçimlere bu yüzden müdahale edilmesi gerektiğini, seçilenlerin engellenmesi gerektiğini düşünüyorlardır. Nasıl ki burada AKP’den nefret edip indirmek istiyorlarsa, orada da kendi hedeflerine göre programlar, planlar, çalışmalar yapıyorlar.

iyibilgi röportaj

Bu haber 822 defa okundu.