Neden hayvan kemikleri çıkıyor?

8 Nisan 2009 17:05 tsi
Diyarbakır Barosu avukatlarından ve konunun takipçilerinden Av. Tahir Elçi’ye yapılan kazılardan hayvan kemikleri çıkmasını ve faili meçhuller gerçeğini sorduk. iyibilgi röportaj

Kazılarda bulunanlar gerçekten hayvan kemikleri mi? Neden son birkaç kazıda bu iddialar ortaya atılmaya başlandı?

90’lı yıllarda öldürülen, gözaltında kaybedilen insanların belli bir yere gömüldüğü gibi bir iddia yok. Böyle bir iddia doğru da değil. Öldürülenler sağda solda, dağınık bir şekilde gömülüyordu. Hatta gömülmeden atılanlar da vardı.

Kuştepe’deki kazıya gelince, JİTEM’e yakın birisinin savcılığa itirafı, beyanı üzerine tek taraflı bir arama yapılıyor. Orada hayvan kemikleri de gerçekten bulunabilir. Ama bu 90’lardaki faili meçhul cinayetler gerçeğini zayıflatmaz. Bu köyün etrafında çokça cesetler bulunmuştu daha önce. Mağdur yakınlarının böyle bir iddiası yok ve kendilerine göre arama yapmışlar.

Peki faili meçhul gerçeğini çarpıtmak ve zayıflatmak için bu tür çaba var diyebilir miyiz?

Bilemiyorum. Olabilir. Kesin bir yorum yapmam mümkün değil. Bu bilgilere biz de sahip değiliz. Adli Tıp Kurumu’ndan basına sızdırılmış olabilir. Ama ben bu tür hayvan kemiği iddialarına ihtiyatla yaklaşıyorum.  Diyarbakır’daki ve Silopi’deki kazıda cesetler çıktı. Kuyu olgusu gerçektir. Hatta gömmedikleri, yol kenarlarına attıkları cesetler de vardır.

Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için önemli bir fırsat yakalanmış durumda. Fakat bunu sağlayacak olan toplumsal duyarlılık maalesef zayıf. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben de yadırgıyorum bu duyarsızlığı. Bence daha çok yankı bulması gerekiyordu. Gerek siyasi partilerin, gerek Sivil Toplum Kuruluşları’nın, baroların, sendikaların, üniversitelerin daha duyarlı olmaları gerekiyordu. Bugün hala bunu görmüyoruz. Şu anda bir il jandarma komutanı bu çerçevede tutuklu. Bu çok önemli bir mesele. Dolayısıyla hayvan kemikleri diye geçiştiremeyiz. Maalesef Türkiye’nin bu konudaki tutumu, dünyadaki örnekleriyle uyumsuz…

Faili meçhul cinayetler Kürt meselesinin sadece dil hakkıyla, kültürel boyutla sınırlı olmadığını da gösteriyor. Acaba bu duyarsızlık ve geçiştirme hali, bu boyutu bastırmak yönünde mi?

Kürt meselesi insan haklarıyla, vicdanla ilgili toplumsal bir meseledir. Bu karanlık geçmiş, faili meçhuller aydınlatılmadan, yüzleşilmeden sağlıklı bir gelecek olmaz. Adalet sağlanmadan çözüm olmaz. Toplum, “tamam, zamanında devlet bana karşı hatalar işledi ama şimdi işte bir şeyler yapmaya, telafi etmeye çalışıyor” diye inanmadan sorun çözülmez.

Tabii ki Kürt meselesi sadece dil sorunu, kültürel bir sorun değildir. İnsani, toplumsal yaralar yönünü de görmek gerekir.

iyibilgi.com röportaj

Bu haber 1,559 defa okundu.