Obama neden Türkiye'den başladı?

6 Nisan 2009 14:10 tsi
Obama’nın ziyaretlerine ilk Türkiye’den başlaması ve öncesinde AB liderlerine ''Türkiye’yi AB’ye alın'' demesi ile görüşmeden Türkiye’nin demokratikleşmesine yönelik katkı beklentisi de birbiriyle alakalıdır.Yani dünyanın

Küresel umutlarla başa gelen ABD’nin yeni başkanı Barack Obama, G-20 ve NATO zirveleri ardından çıktığı ziyaret turuana Türkiye’den başladı. Bu yeni başlayan dönemde Türkiye’nin önemine dair kritik bir işaret...

Fakat Türkiye’nin öneminin sebebi irdelenmeye muhtaç. Çünkü bu sebep anlaşılmadan sonrasına ve Türkiye’nin rolüne dair anlama çabaları eksik kalır...

Bunu Türkiye’nin “merkez ülke” olduğuna yormak kanımızca abartı olacaktır. Çünkü Türkiye’nin pozisyonları ve gücü buna işaret etmiyor. Eskisine nazaran daha aktif bir politika izleniyor olması da böyle bir yorum için yeterli değil. Nitekim bu aktif politika da diğer aktörlere göre belirleniyor.

Sonuç olarak “merkez ülke” olmak başka bir şey...

Kanımızca Türkiye’nin son dönem yükselen ve dolayısıyla Obama’nın ilk ziyaret ettiği ülke olmasına vesile olan gücü, esas aktörler arasındaki ilişkilerinden kaynaklanıyor... Yani kendisi başlı başına bir aktör değil...

Bugünkü küresel politik arenada esas aktörlerin kim olduğu açık: ABD, AB, Rusya, İran ve Çin...

Fakat ilişkiler arası ilişkileri, içinde durduğu ilişkiler ağı Türkiye’yi başka bir noktaya taşıyor...

Yani Türkiye ne ABD, AB gibi ne de Çin, İran ve Rusya gibi çekişme halindeki bir güç olmaktan değil; tüm bunların arasında “gidip geliyor” olmaktan, bunlarla aynı anda temas kurmaktan kaynaklanan bir gücü var...

Dolayısıyla bu aktörlerden en etkin olanı, bundan sonrasını ve diğer aktörlerle ilişkilerini tayin sürecinde böylesine “ilişki yoğun” olan Türkiye ile başlamayı önemsemesi ve diğerlerine buradan mesaj vermesi doğal...

Çünkü Obama’nın politika ekseni, Soğuk Savaş sonrası devreye sokulan “medeniyetler çatışması” tezini bertaraf etmek...

Yani Soğuk Savaş’taki pasif pozisyonuyla kritik bir rol oynayan Türkiye, “medeniyetler çatışması” sonrası dönemde çok daha aktif bir konumda...

Türkiye, bu konumunu ise AB üyeliği ve demokratikleşmesiyle taşıyabilir. Obama’nın AB liderlerine hitaben “Türkiye’yi AB’ye alın” demesi bundandır...

Buna bağlı olarak, Türkiye’de 1993’ten bu yana laiklik-dindarlık gerilimi üzerine oturan siyasi eksen de değişecek... Seçim sonuçlarından çıkan mesaj da budur...

Yani sadece dünya değiştiği için biz değişmiyoruz; şimdi dünya değişsin diye bizim değişmemiz gerekiyor....

iyibilgi.com

Bu haber 720 defa okundu.