tehlikeli mi? | " /> tehlikeli mi? | "/>

En Sıcak Konular

Kimlik siyaseti tehlikeli mi?

3 Nisan 2009 14:32 tsi
Kimlik siyaseti tehlikeli mi? Seçim haritasına 'kimlik' gözlüğüyle bakanları bir 'kimlik siyaseti' endişesi sardı. Bu yeni bir şey değil! Sorunları çözmedik ki, başka beklentimiz olsun.İlginç olan bu, son 15 yıldır en az kimlikçi seçimdi. Kimlikten ve siyasetten korkmamalı. Korkul

Seçim sonrasında partilerin aldığı belediyelere göre oluşan haritaya bakanlar ve siyasete sadece kimlik penceresinden bakanlar ‘kimlik siyasetinden’ dem vurup, bunun tehlikelerine işaret ediyorlar...

Bunu kısmen CHP kanadı din üzerinden AK Parti’ye ve etnisite üzerinden DTP’ye yüklenmek için yaparken, AK Parti kanadı da DTP’ye yüklenmek için yapıyor...

Bu noktayı üç husus üzerinden belirtmek gerek...

Birincisi bu harita son derece indirgemeci bir haritadır. Yani AK Parti kazandığı için sarıya boyanan illerde oldukça CHP ve diğer partilerin oyları varken; DTP aldığı için mora boyanan yerlerde de AK Parti oyları var. MHP’nin birinci geldiği yerde de keza öyle...

Yani bu indirgemeci harita Türkiye’nin çoğulluğunu, çoğunlukçu bakışa saplanarak ıskalıyor...

İkincisi ve daha önemlisi, eğer sanıldığı gibi bir ‘içe kapanma’ söz konusu olduğunu kabullensek bile; AK Parti’nin Kürt ve Alevi açılımları ile CHP’nin ‘çarşaf açılımları’ sorunları derinden kuşatan çözümler sunmadılar ki, tarafların ‘oylarıyla’ birbirlerine açılmalarını bekleyelim...

Fakat kanımızca bu seçimler, öncesindeki propaganda süreci ve sonuçları itibariyle son 15 yılın en az kimlik eksenli ve en fazla sosyal politika eksenli seçimleri oldular... Zaten CHP ve MHP, oylarının artmasını kimlik tartışmalarından uzaklaşmaya ve sosyal politika temelli söylemler geliştirmelerine borçlular ve onlar da bunun farkındalar.

Bu partilerin aday profilleri de ideolojik konumlarına saplanmamışlıklarıyla farklıydı. Örneğin oylarını yüzde 26’ya çıkaran Mansur Yavaş kaba milliyetçi bir profil çizmiyor ve milliyetçi oylar çekmedi. Keza oyları yüzde 10 artıran Kılıçdaroğlu da laikçi oyları çekmedi.

Eğer kimlik meselesinden bakacak olursak, laiklerin arttığını, başörtülülerin-dindarların azaldığı gibi bir sonuca varmak durumunda kalıyoruz. Yada Kürtlerin çoğunluğu İslami değerlerinden uzaklaşıp, seküler-sol DTP’ye yönelirken daha az namaz kılmaya başlayacaklarını mı iddia edecek değiliz herhalde?

Velhasıl asıl kimlik siyasetinden şikayetçi olanların kendileri kimlik meselesine saplanmış durumdalar ve oradan bakıyorlar... Ayrıca bu şikayetlerde bulunanlar ne kadar kimlik meselelerinden sıyrılıp, literatürde alternatifi olan ‘sınıf siyasetini’ yazı ve söylemlerinde konu edindiler ki?

Üçüncüsü, kimlik sorunları varsa bir ülkede siyasetin konusu olurlar doğal olarak... Bu sorunlar çözülmeden bu şikayetlerde bulunmanın kıymeti yok. İnsanlar kimliklerinden dolayı acı çekerken ve endişe duyarken, “kimlik siyaseti yapmayın” buyurganlığı hakkaniyetli değil...

Mesele kimliğin ve siyasetin nasıl tanımlandığıdır...

Eğer sorunlu ve otoriter bir bakış içinden tanımlanırsa, değil sadece kimlik, sınıf-ekonomi siyaseti de tehlikelidir.  Dünya ve Türkiye bunun deneyimini maalesef yaşadı. Kimlik sorunlarımızın kaynağı da bu sorunlu bakıştır...

Çözüm, kimliği de, siyaseti de, sınıf meselesini de demokratik bir bakış ve yöntemle ele almaktan geçiyor.

Demokratik bir laiklik tanımıyla Alevilik ve başörtüsü-dindarlık sorunlarını, demokratik bir yurttaşlık tanımıyla Kürt, gayri-Müslim ve milliyetçilik sorunlarımızı bir an önce çözmemiz gerekiyor...

Yani demokratik bir perspektifle yapılan kimlik siyaseti tehlikeli değil, ihtiyacımız olandır...

Elbette bu sorunlarla uğraşırken iktisadi adalet sorunları da beraber ele alınmalı ve çözülmeli... Adil bölüşüm sorunları ancak demokratik bir iktisadi perspektifle aşılabilir.

Fakat iktisadi adaleti problem edinmeyenlerin ‘kimlik siyaseti’ şikayetlerinin kimlik sorunlarının demokratik çözümüne katkısı olmayacağını da görmek gerekiyor. Çünkü kimlik sorunları da iktisat gibi adalet ve demokrasi temelli sorunlardır.

Örneğin Kürt halkı umutlarını yerine getirmeyen AK Parti’den çok, dışlanan ve muhatap alınmayan DTP’ye oy verirken, kimlik siyasetine saplanmadı; kimlik sorunlarının önemli yer tuttuğu demokrasi ve adalet taleplerini dile getirdiler... Çünkü onların yaşadığı adaletsizlikler ve baskılar en çok kimliklerinden dolayı idi... AK Parti’ye oy verirken de Kürt sorunu saikiyle oy vermişlerdi nitekim...

iyibilgi.com



Bu haber 382 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,137 µs