Genelkurmay'dan manşet çıkarmak...

3 Nisan 2009 13:34 tsi
“Genelkurmay Karargahı’nın ışıkları sabaha kadar yandı” günlerinden bugünlere geldik. Hiçbir şey eskisi gibi değil. Ama söz konusu olan bir 'mantalite' olunca, alışkanlıklardan arınmak da kolay olmuyor. Konu 'Genelkurmay’dan seç

Genelkurmay’da bugün düzenlenen basın brifinginde, Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Gazetecilerin en fazla merak ettikleri ve Gürak’tan “manşetlik haber” çıkarmaya çalıştıkları husus, malum, 29 Mart seçimleri idi.

Nitekim bu yönde sorular geldi. Gürak seçim sonuçlarıyla ilgili bir açıklama yapmalarının mümkün olmadığını söyledi. “Ancak bu” diyerek ekledi, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki sonuçlarla ilgili düşünmemize engel değildir”.

Bu, ajanslar tarafından “Genelkurmay’dan DTP yorumu” türü başlıklarla duyruldu.

Durup biz de düşünelim. Söz konusu brifingde gazeteciler tarafından Tuğgeneral Gürak’a bu yönde bir soru sorulmamış olsaydı, Gürak yine de “Güneydoğu’daki sonuçları düşünüyoruz” der miydi?

“Derdi” veya “demezdi” gibi kesin bir şey söyleyemeyiz elbette. Ama medyadan başlamak üzere bu konuda ciddi bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç duyduğumuz kesindir.

Siyasal gündeme ilişkin önemli konularda “Genelkurmay ne diyecek bakalım” veya “bu ayki MGK toplantısında bakalım ne çıkacak” şeklinde düşünmekten vazgeçmemiz gerekiyor.

Bu alışkanlıktan ziyade bir “mantalite” sorunu. Ve bu mantaliteden kurtulabildiğimiz ölçüde, sivilleşme ve normalleşme adına ne kadar yol alabildiğimizi görmemiz mümkün.

“Genelkurmay’ın ışıkları sabaha kadar yandı” türü manşetler atılan günlerden bugünlere geldik. Süren bir Ergenekon soruşturması var. Soruşturma kapsamında muvazzaf subaylar da gözaltına alındı, sorgulandı, tutuklananlar oldu. Yani, kat ettiğimiz ciddi bir mesafe olduğunu görmezden gelemeyiz. Ama siyasi gündem ve gelişmelerle ilgili bir gözü Genelkurmay karargahında olmaktan tümüyle kurtulamadığımız da bir gerçek.

Genelkurmay’ın siyasi gündem ve gelişmelerle ilgili bir görüşü olamaz mı diye düşünülebilir. Elbette olabilir. Ama bunu ifade etmenin zemini MGK’dır. Başbakan ve Cumhurbaşkanıyla yapılan olağan görüşmelerdir. Sonuçta Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlığa bağlı bir kurumdur.

Genelkurmay’ın uzun süredir “siyasete müdahale” olarak algılanabilecek tutumlardan özenle kaçındığı bir gerçek. Ama alışkanlıklardan ve söz konusu mantalitenin etkilerinden arınmaya siyasetin, medyanın, toplumun olduğu gibi Genelkurmay’ın da ihtiyacı var.

Politikalarını beğenmeme hakkımız vardır. Ama DTP, yasal ve mecliste grubu bulunan bir partidir. Yasaların diğer partilere olduğu gibi kendisine de tanıdığı hak ve imkanlardan yararlanarak seçimlere girme hakkı vardır. Seçimlere de “kazanmak” amacı güdülerek girilir. Kazanılır veya kaybedilir.

Bu sonucun siyaset ve demokrasinin teamülleri içerisinde anlaşılması, kabul edilmesi gerekir. Bunu birileri “kaygı” ve “endişe” imalarıyla yüklü değerlendirmelere tabi tutarsa, bunun doğal karşılanması mümkün ve doğru değildir.

Seçim sonuçlarıyla ilgili birçok yorum ve değerlendirme yapıldı. Kimin, ne şekilde başarılı, başarısız olduğu yönünde tespitler yapıldı. Herkesin kendince algıladığı “derslerden” bahsedildi.

Bu yorum ve değerlendirmeler içerisinde bugün itibarıyla öne çıkan iki tanesi de birbirine paralel yankılar yarattı: Cemil Çiçek ve Genelkurmay sözcüsünün “düşünüyoruz” açıklaması.

Düşünmek, iyidir…

Ama bu tür durumlarda biraz da “özeleştirisel” düşünmek kaydıyla…

www.iyibilgi.com

Bu haber 622 defa okundu.