En Sıcak Konular

'Yazıcıoğlu olayı sonuçta etkili oldu mu?'

30 Mart 2009 22:46 tsi
'Yazıcıoğlu olayı sonuçta etkili oldu mu?' "72 Milyon vatandaşımız belki de dünyanın en büyük empatisini gerçekleştirdi ve Muhsin Başkan’la birlikte üşüdü. Sanırım bu durum insanlık tarihinin en büyük empati olaylarından biridir." Osman Özsoy'un yazısı...

Prof. Dr. Osman Özsoy/Haber7

Yazıcıoğlu olayı sonuçta etkili oldu mu?

 29 Mart yerel seçimlerinin sonuçları konusunda söylenebilecek çok şey söylendi. Sandıktan çıkan sonuca ilişkin birbirinden değerli analizlerde bulunuldu. Yazılıp söylenenleri tekrar etmek istemiyorum.

Fakat dün akşam Kanal A ekranında dile getirdiğim bir konuya ilişkin değerlendirmeye başka yerlerde denk gelmeyince satırlara dökmekte ve kayda geçirmekte yarar gördüm.
Öncelikle şunun altını çizelim. Sosyal olaylarda “bu durum kesinlikle şu nedendendir” demek mümkün değildir. Hiçbir sosyal olayın asla tek bir nedeni yoktur. Ve sıraladığımız yüzlerce faktörden hangisi aslında gerçek nedene daha yakındır meselesi ayrı bir konudur.

Türkiye’nin sevilen lideri BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun bindiği helikopter seçime birkaç gün kala düştü ve kendisine uzun süre ulaşılamadı. Türkiye nefesini tuttu ve günlerce Yazıcıoğlu’na ulaşılmasını bekledi. Türkiye aniden büyük bir yas evine döndü ve tüm seçim mitingleri ve eğlenceye dayalı aktiviteler iptal edildi.

Her ne kadar açıklamalarda Türk – İslam dünyasının başı sağolsun deniliyorsa da bu eksik bir ifadedir. Merhum Yazıcıoğlu bir insanın temsil etmesi gereken tüm değerleri temsil ediyordu. Bir bakıma tasavvuf kitaplarında yazılı olan kâmil insan portresinin somut bir abidesi gibi idi. Bu nedenle tüm insanlığın başı sağolsun demek daha doğru olur. Çünkü tüm insanlığın ihtiyaç insanlık modelinin bir ifadesi idi O…

Her ne kadar bugüne kadar yapılan seçimlerde BBP arzu edilen oyu bir türlü alamamış olsa da, Sayın Yazıcıoğlu’nun gönüllerin sultanı olduğu anlaşıldı ve milletimiz kendisine yakışan bir vakarla Yazıcıoğlu’nun savunduğu ve temsil ettiği değerlerin farkında olduğunu hissettirdi. 72 Milyon vatandaşımız belki de dünyanın en büyük empatisini gerçekleştirdi ve Muhsin Başkan’la birlikte üşüdü. Sanırım bu durum insanlık tarihinin en büyük empati olaylarından biridir.

Bu noktada sorum şu: Sizce seçime 3 gün kala meydana gelen bu olay, yani Türkiye’nin sevilen lideri Muhsin Yazıcıoğlu’na günlerce ulaşılamaması seçim sonuçları üzerinde iktidar partisi AKP aleyhine olumsuz bir sonuç ortaya çıkmasında ne kadar etkili oldu?

Eğer seçmen zaten AK Parti’ye bir mesaj vermek istiyorduysa, Genelkurmay’ın ülkemiz BBG evi gibi, her noktayı didik didik tarıyoruz dediği ortamda Muhsin Yazıcıoğlu’na günlerce ulaşılamamış olması seçmeni nasıl etkiledi? Seçmen bunu nasıl algıladı? Kendisini Yazıcıoğlu’nun yerine koyup neler hissetti? Ve bu duygu yoğunluğu seçmen üzerinde ne kadar etkili oldu? Bu konuda yorum yapmayacağım. Takdiri sizlere bırakıyorum.

Unutmadan bir de şu soruyu kayda geçireyim. Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşmesinin ardından 112'yle yapılan telefon görüşmesinin son bölümlerinde İHA muhabiri İsmail Güneş’in, ''Bu adam kim yaaa..” dediği duyuluyor. Bu durum kazanın etkisi ile oluşan ağır travma karşısında gerçekleşebilecek bir halüsünasyon muydu, yoksa gerçekten de orada birini gördü mü? Gördü ise kimi gördü, görmedi ise bu soruyu neden sordu?

Ben gazeteciyim, işim soru sormak. Sadece bir soru sorup geçiyorum. Kenan G. adlı bir okuyucumuz da bu yöndeki kuşkularını mailinde bize dile getirmiş. Bakalım Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirdiği araştırma komisyonunun çalışmalarından ne çıkacak?

Ve seçim…
Birebir örtüşmemiş olsa da, hatta şartlar kısmen değişik olsa da 1989 yerel seçimini andıran bir tablo çıktı ülkenin karşısına. Başbakan Erdoğan’ın tablo karşısında büyük bir şok yaşadığını düşünüyorum. Fakat bu sonuçların ülke için hayırlı olacağına inanıyorum.

Eğer AK Parti seçimden ezici bir üstünlükle çıksaydı, hükümeti devirmeye yönelik siyaset dışı organizasyonlar tekrar harekete geçer ve kumpaslar başlardı. En azından alınan bu sonuçlar, istenirse hükümetlere sandıktan da alternatif çıkarmanın mümkün olduğu konusunda bir düşünce iklimi gelişmesine katkı yapacaktır. Yani demokrasimiz güçlenmiştir. Giderek artan oranda tek parti endişesi yaşayanlar sanırım bu kaygılarından kısmen de olsa kurtulmuşlardır.

Üstelik bu sonuç yerel yönetimlerde ve hükümette otokontrole de zemin hazırlayacak ve “ben yaptım oldu” anlayışından ziyade “ne yaptın, ne oldu” diye sorgulanmasına fırsat verecektir.
Başbakan Erdoğan’ın G. Doğu açılımından sonuç alamaması kendisinde bir kırılma yaşanmasına neden olabilir. Üstelik bu girişimlerin Türklük hassasiyeti fazla olan seçmenleri rahatsız ettiği anlaşılıyor. Nitekim Yörük vatandaşlarımızın yoğun olduğu illerle, yurtdışından gelip ülkemize yerleşen soydaşlarımızın bulunduğu seçim çevrelerinde belediyeleri MHP aldı. Bu durum Başbakan Erdoğan’ın gözünden kaçmayacaktır.

Yerel seçimde oylarını artıran her parti ilk genel seçimde de patlama yaptığından bir sonraki seçimde başa güreşen partilerden biri de MHP olacaktır. Bunda sonraki süreçte AKP ile MHP arasında kim ne kadar milliyetçi tartışması yaşanacak, bayrak ve vatan üzerinden kıyasıya rekabet oluşacaktır. Üstelik DTP bu tartışma alevlensin diye gündeme körükle gelecektir.

CHP de ağırlık genel merkezden Gürsel ve Kılıçdaroğlu ikilisinin ağırlığını hissettirdiği İstanbul İl Teşkilatına kayacaktır. Uzun vadede İstanbul teşkilatına yakın olmak genel merkeze yakın olmaktan daha çok prim yapacaktır. CHP alınan sonuçla ağır laikçi görüntüden açılımcı çizgiye doğru yol alacaktır. Hatta başörtüsü sorununun çözümü konusunda bile çıkış yolunun bulunabileceği fırsatlar oluşabilir.

Saadet ve Demokrat Parti kısmen de olsa biz de varız dediler. Yazılarımızda sıklıklı vurguladığımız gibi, siyaset bundan sonra ülkemizde yeniden kurgulanacaktır.

Ergenekon tutuklularının bulunduğu Silivri Cezaevi'nde CHP’nin birinci partiçıkması sanırım gözlerden kaçmamıştır. Baykal’ın sanıkların avukatlığını neden yaptığı daha iyi anlaşılmaktadır.
Son olarak, yüzde 10’u sadece 3 parti geçecek, diğerleri altında kalacak iddiasında bulunmuş ve arabamı da ortaya koymuştum. Kazandım. İddiayı kaybedip arabamı ne zaman almaya gelir diye bekleyenlere arabalarını iade ediyorum. Güle güle kullansınlar. Kimsenin arabasında gözüm yok. Benimkine göz dikenler varsa sorun değil, isteyene hediye edebilirim.

Seçimlerin ülkemize yeniden hayırlı olmasını diliyorum. 



Bu haber 708 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,235 µs