En Sıcak Konular

İyibilgi'den ürküten senaryo!

28 Mart 2009 22:24 tsi
İyibilgi'den ürküten senaryo! Türkiye Anadolu’nun bağrından çıkmış yiğit delikanlısını toprağa vermeye hazırlanıyor. Derin ve sarsıcı bir yas bu… Bu acının matemini tutsak da bazı soruları sormadan olmuyor. Yazıcıoğlu’nun kaybı Türkiye’nin geleceği ile ilgili ü

Bir süre de olsa ülkeden uzakta kalmak, ona ve tartışmalara dışarıdan bakma, olan biteni daha net kavrama konusunda haberciye net bir alan açıyor. Ülkenizde yaşananları, tartışmaları, kısır çekişmeleri net görüyor, kimi zaman kuşbakışı konumunuzdan siyasi haritayı daha net seçebiliyorsunuz. Diğer yandan saat farkına rağmen kara haber size ulaşmakta gecikmiyor. Sadece Türkiye değil, dünyanın dört bir yanındaki Türkler, Anadolu’nun yiğit delikanlısının Hakk’ın rahmetine kavuşması haberini derin ama vakur bir matemle sinelerine gömdüler.

Tüm Türkiye’de olduğu gibi burada da o acı haber alındığında, yani Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopter düştüğünde akıllara hemen o korkunç senaryo geldi. Birkaç gündür basında yapılan tartışmalar da o can yakıcı sorunun etrafında dönüyor: Acaba Anadolu'nun yiğidi bir suikasta mı kurban gitti?

Eşref Bitlis’i unutmadık

Yazıcıoğlu elim bir kazanın kurbanı olabilir. Zira eldeki veriler, resmi kaynakların yaptığı açıklamalar şu anda bunu gösteriyor. Yani aksini kanıtlayacak hiçbir veri henüz haber merkezlerine düşmüş değil. Ancak buna rağmen kurgucu akıllar o soruyu sormaktan kendini alıkoyamıyor. Sebebi basit: gerçekten de kazada bazı açıklar var. Dahası Eşref Bitlis gibi bir komutanını kuşkulu bir uçak kazasına kurban etmiş bir ülke burası. Üstelik üzerinden on yılı aşkın bir zaman geçse de hala kazanın asıl nedeni ile ilgili tartışmaların sürdüğü bir ülke... Tüm bunlarla birlikte kaybedilen Muhsin Yazıcıoğlu olunca kuşkular dimağı zorluyor.

Dünyadan alnının akıyla çıktı

Çünkü Muhsin Yazıcıoğlu ilginç bir siyasi kimlik. İdealizmi reel politiğin önüne koyan, başarıdan çok hizmeti amaçlayan, kendisini ülkesine adayan, başı dik duran, hatta diklenen ve tüm yaptıklarıyla alnının akıyla bu dünyadan giden, sınavını başarıyla vermiş, temiz, mert ve dürüst bir siyasetçi. Şimdi bir arama motoruna girin ve arşivleri tarayarak Yazıcıoğlu’nun son iki senede ortaya koyduklarına bakın. Neler söylediğine, neleri amaçladığına, kimlerle mücadele ettiğine… Yazıcıoğlu’nun neden 2007’de ikisi düpedüz kuşkulu dört kaza atlattığına, o dönemin sancılarına kulak kabartın. Aldığı tehditlere, canına kastettiği izlenimi uyandıran kazalara rağmen ölümle barışık yaşayıp yoluna durmadan devam eden o siyasetçinin büyüklüğünü anlayın.

Yazıcıoğlu özellikle son yıllarda siyasete dışarıdan yapılan müdahalelere hep sert çıktı. “Halkımla hareket ederim” dedi… Hrant Dink cinayetinden bu yana kendi tabanını "karmaşanın" içine sokmaya çalışanlara geçit vermedi. Karanlık odaklara karşı kararlı bir mücadele ortaya koydu. Yani birilerinin ekmeğine yağ sürmedi Muhsin başkan… Aklıselim, vakur ve soğukkanlıydı.

Türkiye nereye?

Son üç-dört yıldır bu ülkede yaşananlar artık her gelişmeye şüpheyle bakmaya zorluyor bizleri. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün evinden sefertasıyla yemek taşıdığı zamanın üzerinden asırlar değil şunun şurasında birkaç yıl geçti. Hal böyle olunca o soru akıllara takılıyor. Ya şüpheler doğruysa? Ya birileri Türk siyasi yaşamını belki de son kez ama en etkili biçimde dönüştürmeyi, belirlemeyi amaçlıyorsa…

O halde Yazıcıoğlu’nu kaybedişimizin, ona sahip çıkamayışımızın bir bedeli olacak demektir.

Belki de bu ülkeye birileri bedel ödettirmeye çalışıyordur.

Belki de bu Davos’ta dik duruşumuzun yine dik duran bir siyasetçi üzerinden karşılığıdır.

Belki de tıpkı Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra Türkiye’nin karıştırılmaya çalışılması gibi bir şeydir bu. Can yakan bir işaret fişeğidir...

Belki de ileriye dönük bir amaçtır. Oyun kurulmuş, planlar yapılmıştır. Yani bu, yeni ve alçakça bir oyunun başladığı anlamını taşır.

Bu kimin oyunu?

Bu kısım önemli… Çünkü zihinleri kemiren kuşkular şunu söylüyor:

Erdoğan ve Yazıcıoğlu’nun arası kardeşlikten ve dostluktan biraz daha öte miydi? AK Parti ile ilgili yeni bir kapatma davasına hazırlanıldığına yönelik iddialar ortalıkta ol geziyor. 22 Temmuz öncesi Erdoğan ve Yazıcıoğlu birlikte hareket etmek için konuşmuşlar mıydı?

Seçime birlikte girmek istemişler miydi?

Eğer AK Parti kapatılsaydı, ya da kapatılırsa, eğer AK Parti’yi parçalama çalışmaları meyve verseydi, o çalışmalar başarıya ulaşırsa, Erdoğan’ın güvendiği isim Yazıcıoğlu muydu? Sağ siyasetin genç ama bir o kadar sevilen, ağırbaşlı, toparlayıcı başkanı olağanüstü günler için bekliyor, bekletiliyor muydu?

Bu şekilde mi konuşulmuştu kapalı kapılar ardında?

Hal böyleyse Türk siyaseti bir kapana alınıyor demektir. Yeni bir kirli oyun başladı demektir? "Olağanüstü" günlerin karizmatik lideri hayatını kaybetti… "Olağanüstü" günler yaklaşıyor mu demektir? Görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler…

İyibilgi.com



Bu haber 4,268 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,254 µs