Bunlar mı darbe yapacakmış, daha neler... | " /> Bunlar mı darbe yapacakmış, daha neler... | "/>

En Sıcak Konular

Bunlar mı darbe yapacakmış, daha neler...

26 Mart 2009 13:21 tsi
Bunlar mı darbe yapacakmış, daha neler... İkinci iddianame sadece Ergenekon’un amaç ve faaliyetlerini adını koyarak yargı önüne getirmekle kalmıyor, yakın dönemin gelişmelerinin iç yüzünü anlamamızı da kolaylaştırıyor. Davayı sulandırmak, muğlaklaştırmak isteyenlerin “işleri” zo

Ergenekon davasının ikinci iddianamesi, Ergenekon adlı oluşumun iç yüzünü herhangi bir muğlaklığa meydan vermeden açığa çıkardı.

Ergenekon davasını sulandırmak çabası içinde olanların argümanlarından biri, Ümraniye’de bir evde ele geçirilen el bombalarını kast ederek “bu bombalarla mı darbe yapacaklardı?” şeklinde idi.

Bu sözlerin sahipleri de çok iyi biliyorlardı ki, o bombalar darbe yapmak için değil, ama “darbe yapmanın şartlarını olgunlaştırmak için” kullanılacaktı…

Davayı ve soruşturmayı sulandırmak, güdülen amacı muğlaklaştırmak için öne sürülen ve ilkinden daha “tehlikeli” olan argüman ise, “hükümete muhalif olan herkesi dinliyorlar, muhalif herkesi içeri alıyorlar, her herkesi alabilirler” şeklinde yorum ve değerlendirmeler yapılmasıydı.

Bu yorum ve değerlendirmeler ile “korku imparatorluğu yaratıyorlar” denildi.

Hızlarını alamayıp “Hitler dönemi”, “George Orwell’in 1984 adlı romanı gibi” türünden benzetmeler yapanlar bile oldu.

Bu görüşü savunanlar, kamuoyuna yansıyan ve “ortam dinlemeleri” aracılığıyla elde edildiği anlaşılan telefon ve ses kayıtlarını işaret ettiler.

Bilindiği gibi bu görüşün siyasetini yapanlar da eksik olmadı. Kendilerini “Ergenekon’un avukatı” ilan edenler, soruşturmanın daha da derinleştirilmesini değil, var olan haliyle sınırlı kalmasını sağlamaya çalıştılar.

Ergenekon davası ve soruşturmasının seyri ve mahkeme tarafından kabul edilen ikinci iddianame, bu görüş ve “siyaset”in iflas ettiğinin belgesidir.

Bu noktada ipuçları açığa çıkan bir gidişata dikkat çekmek gerekiyor.

Ergenekon soruşturmasına konu olan isimlerin neredeyse tamamı, bugüne değin, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ü hedefleyen bir tutum içerisinde oldular.

Ardından, Genelkurmay Başkanlığı’nın ilk günlerinde, Şemdinli davasındaki sözleri nedeniyle (Şemdinli davasında yargılanan astsubay Ali Kaya için söylediği “Tanırım, iyi çocuktur” sözünü kast ediyoruz) “şahin”, “sert komutan” yorumlarına konu edilen Yaşar Büyükanıt için benzer bir yıpratma kampanyası düzenlendi. Büyükanıt, AKP ile “uzlaşmakla” itham edildi. Şimdi sırada İlker Başbuğ vardır.

Meseleye Ergenekoncu ya da Ergenekoncu bir zihniyet ile bakanların ölçüsü, demokrasi ve hukuk normları içerisinde hareket etmek değil, “darbeyi” düşündürecek tavır ve söylemler, eylemler içerisine girmektir.

Bu “ölçü” ile hareket edilmemesi halinde, “AKP ile uzlaştı” türü yorum ve suçlamalar birbirini takip etmektedir. Şimdi İlker Başbuğ da bu “zihniyete” sahip olanların hedefi durumundadır.

İkinci iddianamede öne çıkan hususlardan birinin, “darbeyi” öncelikle TSK içerisinde gerçekleştirmek olduğunu unutmayalım.

İddianameye konu olan hususlardan biri, “darbe planları” yapanların sorumlu kademelere getirilmesi, hatta TSK teamüllerini de çiğneyip Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna “kendi” adamlarının oturtulması için sistemli bir gayret içine girilmesidir.

Ergenekon zihniyetine sahip olanların kurumlar arası uyumla bir alakaları yoktur. Ülke çıkarlarını gözetmek gibi bir hassasiyetleri bulunmamaktadır. Türkiye’nin demokrasi standartlarını yükseltmek gibi bir amaçları ise hiç yoktur.

Bu nedenle TSK da dahil kurumların yıpratılması umurlarında dahi olmadığı gibi, aksine, bu yönde tahrik edici bir çaba gösterildiğini görüyoruz.

Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olduğu Yüksek Askeri Şüra toplantısının yapıldığı günleri hatırlayın. Alışık olmadığımız bir “gerginlik” söz konusuydu. Sonuçta “normal” olanın gerçekleşmiş olmasının yarattığı bir “gerginlik” içerisine girenler ülke gündemini de germeye çalışmışlardı.

Başbakan Erdoğan’ın Yaşar Büyükanıt’la yaptığı görüşme de çeşitli spekülasyonlara konu edilmiş Erdoğan’ın Büyükanıt için “dosya tuttuğu” dahi iddia edilmişti.

Bugün Büyükanıt paşa için kimlerin ne maksatla “dosya” tuttuğu belgelenmiş durumdadır.

Ergenekon davası asıl mecrasında derinleşmektedir ve bu mecrayı kimse artık kolay kolay sulandıramayacaktır…

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,150 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,169 µs