Okay Gönensin / Vatan
Deniz Baykal’ın “tek şefliği” altındaki CHP’nin giderek sosyal demokrasiden, soldan uzaklaştığı, zaman zaman radikal milliyetçi konuma geçtiği çok söylendi.
Gerçi bunu görmek istemeyenler az değil. Onlar aynı zamanda Baykal’ın CHP’sinin bu durumuyla iktidar olmasının sonsuza kadar mümkün olmadığını, CHP böyle kaldıkça da asıl AKP’nin sonsuza kadar iktidarda kalacağını görmek istemeyenlerdir.
Baykal durumunu bu şekilde idare etmek, mümkünse bir dönem daha ana muhalefet lideri olmak dışında bir umuda ve ufka sahip olmadığını da sürekli olarak kendisi kanıtlıyor.
Baykal’ın CHP’si, ülkenin solsuz kalmasına yol açmıştır. Sağ iktidarları frenleyecek, sol seçeneğin anlamını halka anlatacak bir siyasi parti artık yoktur.
Bu özet Deniz Baykal’ın başarısız bir siyasetçi olduğunun da özetidir. Ama Baykal ile ilgili olarak daha da vahim bir duruma dikkat çekmek istiyoruz:
***
Dün, Danıştay saldırısı davasının yeniden görülmeye başlamasıyla ilgili haberlerde o gün neler olduğu da tekrarlandı. Bir nokta dikkat çekiciydi: Saldırının ardından Danıştay’a ilk gelenlerden biri Deniz Baykal ve bazı CHP’li milletvekilleriydi. Baykal saldırıyı şiddetle kınamıştı. Buraya kadar normal.
O sırada herkes bu saldırının, Danıştay’ın aldığı türban kararı dolayısıyla radikal İslamcılar tarafından yapıldığını düşünüyordu. Durumun farklı olduğu daha sonra ortaya çıkmaya başladı. Katil, kendisini siyasi İslama yakın gibi gösterme çabası içindeydi. Ama iş ciddileşince önce babasının ağzından bir “devlet” lafı çıktı.
Çok geçmeden anlaşıldı ki bu katil, göstermek istediğinin tam tersine, “Ergenekon” adıyla anılan gruplara yakındı, onların önde gelen isimleriyle temas halindeydi.
Hemen ardından gelerek üzüntülü bir ifadeyle kınadığı saldırı Ergenekon davası kapsamına girerken Baykal hâlâ Ergenekon’un “avukatı” olduğunda ısrar ediyor.
Katil Erenekon sanıkları ile bağlantılı, ama Baykal “Ergenekon’un avukatıyım” diyor. Aynı Baykal, radikal İslamın icraatı olduğunu düşündüğünde saldırıyı çok ağır ifadelerle kınamıştı.
***
Bu vahim çelişkinin makul bir açıklamasını kimse bulamaz. Ama bu çelişki Baykal’ın Türk soluna verdiği zararın ve neden ilk seçim yenilgisinin ardından emekli olması gerektiğinin en açık kanıtlarından birisidir. Hem de öyle bir kanıt ki, kendisini solcu, sosyal demokrat ilan edenlerin bazılarının solun asıl katilleri olduğunu hatırlatma zorunluluğunu hep duyacağız.
“Karşıdakiler öldürdüyse bağırırım, bizimkiler öldürdüyse unuturum...” Demokrasi her gün böyle katlediliyor.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle