Ergenekon'un muhteşem geri dönüşü

24 Mart 2009 08:00 tsi
Ergenekon operasyonu, gerçek yapılanmaya ne kadar dokunabildi?

Orhan Kemal Cengiz - Hukukçu Yazar

Ankara'da konferans salonu yabancı misyon temsilcileriyle dolu... Prof. Binnaz Toprak İngilizce olarak, "mahalle baskısını" anlatıyor.  
 
Mesaj çok net: Anadolu hızla İslam'a doğru kayıyor ve bunun yarattığı "hoşgörüsüzlük" her yerde hissedilmekte! Hemen aynı gün, "karargâh evleri" aranırken "ışık evlerine" ulaşıldığı haberini okuyorum. Meğer, belli bir cemaatin üyesi astsubay komplo hazırlamaktaymış! Bu acaba arızi bir açıklama mı, yoksa yeni bir taktik mi söz konusu diye kendi kendime soruyorum. Derken "mahalle baskısına" ilişkin piyasaya çıkan yeni kitaplar gözüme çarpıyor. Son zamanlarda yabancı medyada "Ergenekon davasının muhalefeti sindirme amaçlı bir komplo olduğuna" ilişkin okuduğum haberler aklıma geliyor. Washington Enstitüsü'nün uzmanı Soner Çağatay imzasıyla, buram buram dezenformasyon kokan bir yazı Newsweek'in son sayısında yayımlanıyor. Müthiş bir propaganda ortalıkta kol geziyor... AB'nin genişlemeden sorumlu direktörü Michael Leigh'le yemek yerken kafasının ne kadar karışık olduğunu fark ediyorum. Elçilerle ve yabancı heyetlerle konuşurken, onlara Ergenekon'u anlatmaya çalışırken, benden önce kafalarının hep "son derece" karıştırılmış olduğunu fark ediyorum.

Tam bunlar üzerine düşünürken, Rasim Ozan Kütahyalı ve Gökhan Özgün'ün arka arkaya yayınlanan ve 2009 Eylül ayında yeni bir kapatma davasının yolda olduğuna ilişkin yazılarını okuyorum Taraf gazetesinde... Özellikle Kütahyalı son dönemde meydana gelen olayların tıpkı 28 Şubat öncesi gibi, yeni bir atmosfer yaratmaya matuf bir tertip olduğunu söylüyor. Tübitak-Evrim teorisi olayı, Tayyip Erdoğan'a ilişkin "Osmanlı Padişahı" ve "Son halife" pankartları, valiliklerde bulunan AKP broşürleri... Tüm bunlar yeniden açılacak bir kapatma davasının ön hazırlıkları olabilir mi? Ergenekon operasyonu, gerçek yapılanmaya ne kadar dokunabildi? Yapının geri kalanı intikam peşinde mi? Ergenekon son derece sinsi bir şekilde karşı ateşe mi hazırlanıyor? Günlerdir bu sorular kafamın içinde dolaşıp duruyor.

Öncelikle Batılı diplomatlara yönelik çok ciddi bir propaganda çalışması olduğu açık. Bunu Ergenekon üyeleri yapıyor diyemem. Ama o mantaliteyi paylaşan, AKP'yi atılması gerekli bir safra gibi gören insanlar yoğun bir beyin yıkama kampanyası içerisindeler. Bu propagandanın bir ayağı, Ergenekon'un AKP'nin bir intikam saldırısı olduğu, diğer ayağı ise Türkiye'nin hızla ılımlı İslam'a doğru kaydığı yönünde... Türkiye'yi çok çok iyi tanımadığı sürece bir "yabancının" bu kadar propagandadan etkilenmemesi nerdeyse imkânsız! Doğan Medya Grubu sadece Türkçe değil İngilizce yayınları aracılığıyla da ciddi bir propaganda yürütüyor...

İster tamamı planlı isterse de bir kısmı tesadüf olsun, gerçekten bir yandan ikinci bir kapatma davasının zemini hazırlanırken, diğer yandan da, bu kapatma davasına Batıdan gelebilecek muhalefetin en aza indirgenmesini amaçlayan bir çalışma var gibi ortada...Acaba, seçimlerden sonra hazırlığı iyi yapılmış son bir hamleyle AKP'nin kapatılması söz konusu olabilir mi? Eğer böyle bir hamle yapılacak ise, Batıya yönelik yapılan çalışma ciddi bir anlam kazanmış oluyor. Çünkü hiç kimse inkâr edemez ki, ilk kapatma davasının neticesiz kalması AB'nin büyük çabaları sonunda gerçekleşti. Şimdi acaba, bu gücün devre dışı bırakılması mı hedefleniyor? Öyle ya, eğer AKP'ye karşı açılacak bir kapatma davasında AB'nin etkin bir baskı yapmasını engellerseniz hem partiyi kapatmayı başarır ve hem de iktidar partisi kapatılmış bir ülkenin artık müzakerelere devam etmesi mümkün olmayacağından Türkiye'nin AB macerasını geriye dönüşü mümkün olmayacak bir şekilde sonlandırmış olursunuz! Ergenekon'un en önemli amaçlarından bir tanesinin Türkiye'yi batıdan ve AB sürecinden koparmak olduğu malum. Kısacası bir tek hamleyle pek çok amacınıza birden ulaşırsınız.

Hele hele bu kapatma süreci işlerken, Kayseri'de ortaya atılmış olan tezi (Ergenekon belgelerinin Gülen cemaati üyelerince yaratıldığı) bütün bir Ergenekon operasyonuna şamil olacak bir şekilde genişletmeyi başarırsanız, bu sefer bu da AKP'nin kapatılmasının başka bir gerekçesi olur ve ayrıca bu sayede tüm Ergenekoncuları serbest bırakırsınız.

Ben Türkiye'deki tüm darbelerin zeminin "derin güçler" tarafından son derece sistematik bir şekilde yaratıldığını düşünen bir kişiyim. Bu topraklarda, Bizans'tan, Osmanlıya oradan da Cumhuriyete aktarılan son derece sofistike saray oyunları ve entrikalar hüküm sürdü hep. Ama sanırım AKP atacağı birkaç basit adımla bu makûs talihimizi sonsuza kadar değiştirebilir. Bunlardan bir tanesi Ergenekon soruşturmasını gidebileceği en ücra köşeye kadar götürmektir. Bunun için de acilen Ergenekon davasının Fırat'ın diğer yakasına uzanması gerekiyor. Bu sadece tüm Ergenekon yapılanmasını deşifre etmek için değil, ama aynı zamanda Ergenekon soruşturmasının bir komplo olduğu yönündeki dezenfarmasyon çabalarını etkisiz kılmak için de gerekli... İkinci adım bu ülkeyi çok sağlam bir şekilde AB çıpasına bağlamak ve demokratikleşme için gereken adımları süratle atmaktır. Kıbrıs, potansiyel bir tıkaç olarak AB sürecinin karşısında duruyor. Onun derhal halledilmesi lazım. Ermenistan sınır kapısını açmak, Ermeni oylarından çok etkilenen Fransa'nın muhalefetini ciddi bir şekilde kıracaktır. Gayrimüslim ve Alevilerin haklarının ilerletilmesi için atılacak adımlar, ülkenin gizli gizli "Ilımlı İslam"a sürüklendiği yolundaki zehirli propaganda karşısında en etkin bir panzehir niteliğindedir. Kürt sorununu çözmek için adımlar atmak, Ergenekon'un içinde nefes alıp verdiği "olağan üstü" koşulları ortadan kaldırır. Ve tabiî ki parti kapatmanın zorlaştırılması da dahil olmak üzere, demokratikleşmeye ivme kazandıracak yeni bir Anayasa'nın acilen yürürlüğe konması gerekiyor. Tüm bunlar yapılmazsa, Türkiye'de tarihin komplolar aracılığıyla yazıldığını bir kere daha acı bir biçimde fark etmemiz işten bile değil! Kısacası hala bıçak sırtındayız! Tam huzura eriyoruz derken, Ergenekon'dan ölümcül bir darbe yememek için gözlerinizi dört açın! Artık bu oyunları geçersiz çıkarabilmeliyiz! Artık yeter...! 
 
zaman

Bu haber 2,105 defa okundu.