Oyun aynı, oyuncu farklı: Aczimendi yerine, 'vatansever'!
0 0 0000 00:00 tsi
iyibilgi saldırının neleri unutturduğunu daha önce analiz etmişti. Şimdi de saldırı sonrasında, kimlerin kaybettiğini yazıyor. iyibilgi yorum
İbre tersine döndü
Danıştay saldırısı hepimizin kafasını karıştırdı. Önce başörtülüler hedef gösterildi. İlk gün yapılan yayınlarda türban kurşunu başlıkları atıldı. İlk iki belki de üç gün, toplumun bir kesimi ciddi bir şekilde rencide edildi ve zan altında bırakıldı.
Bu sırada Emniyet araştırmalarını sürdürdü. Olayı deştikçe, içinden Susurluktan Şemdinliye uzanan kirli bir organizasyon ağı çıktı.
Demokratlar olarak, kirli çamaşırların gün yüzüne çıkmasına sevinebiliriz. Sevinmeliyiz de. Zira Susurluk ve Şemdinlinin aksine, bu olayın üzerine gidilebilirse, belki de uzun yıllar Türkiyenin barış ve huzuruna darbe indirmiş bir yapı çökertilebilir.
Kendimizi kandırmayalım
Fakat burada duralım ve düşünelim. Nasıl başörtüsü türban adı altında bu olaylar ile ilişkilendirildiğinde, dikkatlerimizi yoğunlaştırıp, zihnimizi yokluyor ve ölçüp biçtikten sonra, hayır, bu bir manipülasyon diyorsak, ibre başka yerlere döndüğünde de hemen evet, aynen bu dememeliyiz. Söz konusu olan ülkemiz ve deliller oraya buraya serpiliyorsa, ortada bir problem var demektir.
Aczimendiler ile Vatanseverler Güç Birliği arasındaki ince ilişki
Bu problemin nereden kaynaklandığı ise tarihsel tecrübelerimizde gizli. 28 Şubat sürecini hatırlayın. 28 Şubatta, toplumun geniş muhafazakar ama mutedil kesimini bastırabilmek için Aczimendiler ön plana sürülmüş, Hizbullah örgütünün yaptığı katliamlar temel alınmıştı. Bu tipik bir manipülasyon örneğiydi: Makul ve mutedil olanın potansiyelini, marjinalin marjinali ile etkisizleştirmek.
Şimdi de benzer bir süreçle karşı karşıyayız. Bu anlamda 28 Şubat benzetmeleri de doğruluk arz ediyor. Zira Danıştay saldırısı ile törpülenmeye çalışılan sadece ilk hedef olarak gösterilen başörtüsü değil. Devletin savunma birimleri. Her taşın altından emekli askerler çıktığına bakmayın. Ya da Vatanseverler Güç Birliği hareketine. Bu örnekler marjinalin marjinali olabilir ve mutedil olanın potansiyeli bu şekilde törpüleniyor.
İran ve Irak bağlantısı mı?
Yapılan haber ve yönlendirmelere bakılırsa, saldırı ile genelde Türkiyenin yara aldığı kesin. Özelde ise hükümet ve ordu açıkçası vurulmak için seçilmişler gibi. Bunun birçok sebebi var elbette. İbrenin tersine dönmesiyle benim aklıma ilk gelen, İran meselesinde Türkiyenin maruz kalacağı baskı ve bu baskı öncesi karar alma mekanizmalarının zayıflatılması geldi. Bu hükümet ile ilgili olan kısım. Bu kısma son dönemde artan ekonomik dalgalanmaları da katabilirsiniz. Saldırının ordu ile ilgili kısmı ise hem İran hem de Irak ile ilgili olmalı. Son dönemde İranla yakınlaşma, Kuzey Irakta PKKya karşı yürütülen ortak operasyonlar, sınıra asker yığmalar, Kuzey Irak Kürtlerinin rahatsızlığı. Uğur Mumcunun ağabeyinin Bir istihbaratçı bana geldi, MOSSAD kan dökecek dedi mealindeki açıklamalarını ve İsrailin Kuzey Iraktaki çıkarlarını da buna ekleyin.
Sonuç, bir taşla beş kuş. Çocukluğunda hep beş taş oynayan biz yetişkin Türkler için anlaşılması zor biliyorum. Ama öyle. İki değil, beş kuş
iyibilgi yorum
Bu haber 375 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle