Bankaların faiz indirimini uyanıklığı!

20 Mart 2009 12:24 tsi
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Merkez Bankasının faiz indirimini değerlendirirken, bankaların uyanıklığına böyle dikkat çekti...

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Merkez Bankasının faiz indirimini değerlendirirken, ''Burada asıl olan Merkez Bankasının indirmiş olduğu faizlerin bankalarımıza yansıması'' dedi.

Bakan Çağlayan, bankaların faiz indirimlerini mevduat faizlerine yansıttıklarını ama kullandırmış oldukları kredilere yansıtmadıklarını söyledi.

Çağlayan, Milli Prodüktivite Merkezinin (MPM) Genel Kuruluna gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Zafer Çağlayan, bir gazetecinin, Merkez Bankasının faiz indirimi ve gecikme faizlerindeki indirimlerle ilgili değerlendirmesini sorması üzerine, bankanın kararını son derece olumlu bulduğunu ifade etti.

''Öncesinde söylemiyorum, söyleyince sizler şikayetçi oluyorsunuz (A bakın hükümet Merkez Bankası'nın bağımsızlığına müdahale ediyor. Faizlere 'düş' diyor, Merkez Bankası faizleri düşmüyor) gibi garip yaklaşımlar vardı geçmiş dönemlerde'' diyen Çağlayan, Merkez Bankasının şu anda gayet doğru bir şekilde piyasaları izlediğini dile getirdi.

Bakan Çağlayan, bankanın dünya ekonomisini, ABD, Avrupa ve Japon merkez bankalarını izlediğini, onların tutum ve davranışlarına uygun bir şekilde, faiz konusunda son derece ciddi ve hassas davrandığını belirtti.

Faiz indirimde asıl olanın merkez bankasının indirdiği faizlerin bankalara yansıması olduğunu ifade eden Çağlayan, şöyle konuştu:

''Ama maalesef bankalarımız bunları sadece mevduat faizlerine yansıtıyor yani topladıkları paraya bu düşüşü hemen yansıtıyorlar ama kullandırmış oldukları kredilere, sanayiciye, esnaf ve sanatkara kullandırdıkları kredilerin faizlerine, bireysel kredi faizlerine, tüketici faizlerine yansıtmıyorlar. Burada asıl amaç ekonominin hareketlenmesi, faiz düşüşünün piyasaya yansıması, tüketimin artmasıdır.''

-OTOMOTİVDEKİ ÖTV İNDİRİMİ-

Türkiye'nin çok kuvvetli bir iç pazara sahip bulunduğunu ifade eden Çağlayan, bu çerçevede otomotivdeki ÖTV indirimini değerlendirdi.

Avrupa'nın birçok ülkesinde ve ABD'de de benzer indirimlerin yapıldığın, ancak o ülkelerin birçoğunda ''yaprak bile'' kıpırdamadığını dile getiren Çağlayan, ''Çünkü tüketicinin eğilimi ve iç pazar eğilimleri birbirinden çok farklı. Bizim ülkemizde şu anda duyuyorum otomobiller kalmadı. Bana göre de eldeki stokların tamamı bitecek şekilde bir çalışma devam ediyor'' diye konuştu.

Bakan Çağlayan, asıl olanın faizler düştüğü zaman bunun tüketiciye, üreticiye yansıması, genel ekonomi içine girmesi olduğunu yineledi.

Çağlayan, ''Bunun için bankalarımızın mevduat faizlerine bu faiz düşüşünü yansıtırken, mutlak suretle tüketiciye, üreticiye, esnaf ve sanatkara da yansıtması gerekiyor, ben faiz düşüşlerini son derece olumlu buluyorum'' dedi.

-''MEVCUT EKONOMİK KURALLAR RAFA KONULMUŞTUR''-

Dünya genelinde mevcut ekonomik kuralların rafa konulduğunu belirten Çağlayan, ABD Merkez Bankasının dolar, Avrupa Merkez Bankasının avro, Japon Merkez Bankasının yen bastığını ama bizim Merkez Bankamızın böyle bir imkanı bulunmadığına işaret etti.

Bakan Çağlayan, böyle dönemlerde bütçe açığı vermenin ayıbının olamayacağını söyledi.

Çağlayan, ''Konulmuş olan mali kurallar, mali çerçeve içinde biz de iç pazarımızı hareketlendirmek ve reel sektörümüzü bu krizden en az şekilde etkilenecek vaziyete getirme noktasında tabii ki bütçe açıklarımızı vereceğiz. Bunda utanacak, gocunacak bir şey yok'' diye konuştu.

Dünyada artık Maastricht kriterlerinin ve birçok ekonomik kuralın rafa kaldırıldığını belirten Çağlayan, bunun nedeninin büyük bir yangına benzettiği küresel kriz olduğunu söyledi.

Bu yangının bir şekilde söndürülmesi gerektiğini belirten Çağlayan, eldeki tüm araçların yangının söndürülmesi için seferber edileceğini ifade etti.

''Dur aman burada bir kural vardı, bu kuralı uygulayayım'' deme noktasında olunmadığını vurgulayan Çağlayan, pek çok ülkede yeniden korumacılık tedbirlerinin alınmaya başladığını, ithalata sınırlar, teknik engeller getirildiğini söyledi.

Çağlayan, artık her ülkenin ''önce can sonra canan'' diyecek şekilde kendi ekonomisini ayakta tutacak tedbirler almasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

-KREDİ GARANTİ FONU-

Reel sektör ile finans sektörü arasındaki sıkıntının çözülmesi noktasında yürütülen çalışmaya da değinen Çağlayan, çalışmanın özünde yeniden yapılandırma ve işletmelere taze kaynak getirmenin yer aldığını ifade etti.

Soru üzerine, bu kaynağın miktarının henüz belirlenmediğini bildiren Çağlayan, kredi garanti fonunu işleyişinin nasıl olacağının sorulması üzerine de şunları kaydetti:

''Burada önemli olan hazinenin koyacağı bir miktarın üzerinde çarpan etkisiyle, en az altı kat etkiyle, KOBİ'lerimize, sanayicimize, tüccarımıza bir kredi hacmi oluşturmak. Gerekirse onların alacakları kredilerde bir teminat yapısı oluşturma ve firmalarımızın bankacılık sektörüyle bozulmuş ilişkilerini yeniden düzenleyecek bir sistem kurmaktır. Geçmişteki İstanbul ve Anadolu yaklaşımlarını da içeren, üst üste koyan diğer taraftan da kredi alma mekanizmasını da kuvvetlendirecek bir çalışmadır bu.''

Bakan Çağlayan, çalışmanın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ve Ekren'e bağlı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından yürütüldüğünü, belli bir aşamaya geldiği zaman işin müdahili ve Kredi Garanti Fonu'nun sahibi olarak kendilerinin de görüşmelerde bulunacaklarını bildirdi.

Bu çalışmadaki bütün amacın reel sektör ile finans sektöründeki damar tıkanıklığının açılması olduğunu vurgulayan Çağlayan, ''Burada ya stent takılacak ya da by-pass yapılacak'' dedi.

-G-20 ZİRVESİ-

Bakan Çağlayan, bir gazetecinin Türkiye'nin G-20 Zirvesi'nden beklentisinin ne olduğu yönündeki sorusunu cevaplarken de G-20'deki ülkelerin dünya ticaretinin yüzde 85'ini oluşturan ülkeler olduğuna işaret etti.

Çağlayan, G-20'de, artık dünyada nasıl bir sistem oluşacağını ve birçok ülkenin koymuş olduğu, uygulamak istediği korumacılık tedbirlerinin nasıl yapılması ya da yapılmamasının ele alınacağını, bu konularda önemli gelişmeler olacağını söyledi.

aa

Bu haber 579 defa okundu.