En Sıcak Konular

Günlükleri görmeyen gazeteci değildir!

20 Mart 2009 12:14 tsi
Günlükleri görmeyen gazeteci değildir! Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Cumhuriyet Gazetesinin Ankara Temsilcisi ve yazarı Mustafa Balbay'a ait olduğu öne sürülen günlükler tartışılmaya devam ediyor. Milliyet gazetesi yazarlarından Hasan Cemal de konuyu bugün köşesine taşıdı.

İşte Hasan Cemal'in günlükler konusunda görüşlerini 13 başlıkta sıraladığı yazısı:

Bir kez daha Balbay günlükleri ve medyanın halleri üzerine...

 

Önce sözü uzatmadan bir kez daha belirtmek istiyorum. Mustafa Balbay günlükleri, her şeyden önce Türkiye'de rejimin 2000'li yıllarda ciddi bir askeri darbe tehdidi yaşadığını iyice gözler önüne sermiş durumda...

Balbay günlükleri, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek günlükleriyle birlikte okunduğunda tablo çok daha netleşiyor.

Bir başka deyişle:

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en üst düzey komutanlarının özellikle 2003-2004 döneminde şöyle ya da böyle karıştığı, isimlerinin geçtiği darbe tertipleri konusunda artık pek öyle kuşku kalmamış durumda.

Uzun lafın kısası:

Balbay günlükleri, Ergenekon olayıyla davasını baştan beri sulandırmaya, önemsizleştirmeye çalışanlar açısından kötü bir haber oldu.

Kimilerinin kafası karıştı.

Kimilerinin ezberi bozuldu.

'Balbay günlükleri'nin ardında yatan gerçek karşısında bugün hâlâ kıvırmaya çalışanların inandırıcılığı fena törpülendi. Minareyi kılıfına uydurmak bugün artık çok daha güç...

Şu rahatça söylenebilir:

Balbay günlükleri, Ergenekon olayı açısından bir dönüm noktasıdır. Böylece Türkiye belki tarihinde ilk defa darbecilikle yüzleşebilecek, darbe ve darbecileri yargılayabilecektir.

Bu kapı aralanmış durumda...

Balbay günlüklerinin bir boyutu daha var önem taşıyan:

Medya...

Bu konuda bazı düşüncelerimi satır başlarıyla özetlemek istiyorum.

(1) Balbay günlükleri haberin Allah'ıdır.

(2) Böylesine büyük bir haberi tümüyle görmezlikten gelmenin gazetecilikte yeri yoktur.

(3) Balbay günlüklerini yok sayan medya yöneticilerinin gazetecilik dersinden alacakları not sıfırdır.

(4) Balbay günlüklerine burun kıvıran ya da haberi kerhen, yasak savarcasına gören gazete yöneticilerinin notu da kırıktır.

(5) Gazeteci milletini de bağlar hukuk. Ama hukukçu değildir gazeteci! Bazen kamu yararı öylesine ağır basabilir ki, bedelini ödemeyi göze alır ve yürüyüp gider gazeteci, eğer gerçekten gazeteciyse...

(6) Ulusal çıkarlar, ulusal güvenlik... Ve gazetecilik, basın özgürlüğü... Avrupa'sı da, Amerika'sı da dahil bizim mesleğin hiç bitmeyen tartışma konusudur bu. Devletler ve hükümetler, bu klişelerin arkasına sığınıp bizim mesleğin kolunu kanadını kırmaya çalışırlar. Bazen başarılı, bazen başarısız olurlar.

(7) Bu bakımdan Türkiye'de ise siyasal iktidarların başarı oranı çok yüksektir. 'Devletin âli menfaatleri' dendi mi, bizde akan sular sular durur. Türkiye'de özellikle asker kaynaklı baskı ve ricalar, basın özgürlüğünün alanını fazlasıyla daraltır.

(8) Oysa neyin haber, neyin haber olmadığına karar verecek olan gazetecilerdir; ne iktidar sahipleridir, ne büyük paşalardır, ne de patronlardır.

(9) Mustafa Balbay günlüklerinin içeriği, bir gazetecinin, bir gazete başyazarının ne yapmaması,(veya bir gazetenin ne olmaması) gerektiği konusunda çarpıcı örneklerle doludur.

(9) Bu örnekler, gazeteciyle haber kaynakları arasındaki olağan ilişkinin ne kadar aşıldığını sergiliyor. Bu örnekler, darbe tertipleri konusunda 'askere hizmet arzı'nın hüzünlü ipuçlarını veriyor. Bu örnekler, ne yazık ki, darbe tertiplerinde taraf olmanın çizgilerini de taşıyor.

(10) Gazetecilik nedir diye sorduğunuz vakit, gerçek bir gazeteciden ancak, “Balbay günlüklerinde okuduklarınız gazetecilik değildir” diye yanıt alırsınız.

(11) Darbeye teşebbüs suçlamasına muhatap olanları, 'basın özgürlüğü'ne sokarak savunmaya kalkışmak ise bir başka yanlıştır, talihsizliktir.

(12) Tayyip Erdoğan iktidarı Türkiye'de 'sivil darbe' kotarıyor, buna karşı 'askeri darbe' meşru ve haklıdır diyenleri biliyorum. Onlara karşı yıllardır elimden geldiğince demokrasi mücadelesi veriyorum. Bu yazı bu gibiler için değil.

(13) Bu yazı daha çok kafası karışıklar için; laiklik ve demokrasiden yanayım derken darbeseverlik çizgisine düşenler için...

Cumhuriyet gazetesindeki selefim ve gazetecilikte benim elimi tutanlardan biri olan Genel Yayın Müdürü rahmetli Oktay Kurtböke'nin böyleleri için sempatik bir deyimi vardı:

Safoşlar!

Balbay günlükleri inşallah böylelerinin ayılmasına, uyanmasına yol açar.

 



Bu haber 386 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,365 µs