En Sıcak Konular

Baykal: Tartışmayı Mehmet Ali Erbil yönetsin

18 Mart 2009 18:33 tsi
Başbakan'a 'düello' çağrısını yineleyen Baykal yeni bir öneri getirdi...

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi önerdikleri tedbirleri uygulamaya başladığını belirterek, ''Aradan 2 hafta geçti, şimdi bizim önerdiğimiz politikayı uygulamaya başlıyor. Biz ona demiştik ki otomotivden ve beyaz eşya üretiminden vergileri indirin. '6 ay için indirin' dedik, onlar 3 ay için uygulamaya koydular. İnşallah onu da uzatacaklar'' dedi.

Deniz Baykal, partisinin Uşak İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, ülke borç içindeyken vatandaşın da durumunun farklı olmadığını, borcu borçla çevirmek zorunda bırakılan insanların giderek bunu sürdürmekte zorlandığını, borcunu ödeyemeyen kişi sayısın her geçen gün arttığını söyledi.

Türkiye'de 2007 yılında borcunu ödeyemediği için takipte olan kişi sasının 200 bin iken bu sayının geçen yılın sonunda 600 bine çıktığını, bu yıl ise sadece ocak ayı için 138 bin kişi olduğunu belirten Baykal, bu şekilde takipte olan kişi sayısının yıl sonunda 1,5 milyona çıkma tehlikesi bulunduğunu ileri sürdü.

Baykal, bu duruma mutlaka bir çare bulunması gerektiğini, bunun için hükümete daha eylül ayında tedbir alınması için çağrıda bulunduklarını ancak dinletemediklerini söyledi.

Alınması gereken tedbirleri son olarak, Başbakan Erdoğan'ın ''meydan okuması sonucu'' 2 hafta önce tek tek saydıklarında bu politikalara ''ağızlarını da bozarak karşı çıkıldığını'' ifade eden Baykal, şöyle devam etti:

''Aradan 2 hafta geçti, şimdi bizim önerdiğimiz politikayı uygulamaya başlıyor. Biz ona demiştik ki otomotivden ve beyaz eşya üretiminden vergileri indirin.' 6 ay için indirin' dedik, onlar 3 ay için uygulamaya koydular. İnşallah onu da uzatacaklar. Yani bu işin sadece bir tanesi. Halbuki başka önerilerimiz de var. Mesela diyoruz ki çalışan insanın üzerinden yüzde 50'ye yakın vergi, stopaj, prim alınıyor. Çok fazladır, dünyadaki en yüksek oran. Yani şu sıra bir insanı çalıştırmak, iş vermek, ekonomiye yapılabilecek en büyük hizmet. Şimdi bunu yapan insana diyor ki maliye, 'Madem sen yanında işçi çalıştırıyorsun, buna verdiğin paranın yarısı kadar bana da vereceksin.' Biz de diyoruz ki kardeşim 'Maliye çekil aradan.' Bırak vatandaş imkanı var, işçi çalıştırıyor, çalıştırıversin. Makul bir şekilde indir o yükünü, bak dünyada hiç kimse senin kadar almıyor.''

''TEŞKİLATLI YOLSUZLUK''

CHP lideri Baykal, Türkiye'nin bu dönem için en önemli gündem maddelerinden birinin de yolsuzluklar olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin yıllardır yolsuzluklara tanık olduğunu ancak bu dönemde yolsuzlukların da boyut değiştirerek, teşkilatlı, organize hale geldiğini öne süren Baykal, ''Yolsuzlukta Türkiye çağ atladı çağ. Eskiden yolsuzluk bireysel bir olaydı. Şimdi bir araya geliyorlar, 40 kişi, 50 kişi bir teşkilat, bir tezgah, bir şirket, dernek kuruyorlar. Muhasebecisi var, başkanı var, yatırım uzmanı var, halkla ilişkiler uzmanı var. Bir teşkilat. Her tepeden çıkıyorlar'' diye konuştu.

''Yurt dışındaki vatandaşların dini duygularını da sömürerek gerçekleştirilen böylesi bir yolsuzluğun Almanya hükümeti tarafından ortaya çıkarıldığını'' belirten Deniz Baykal, Almanya'nın yolsuzluğun asıl ele başlarının Türkiye'de olduğunu söylemesine hükümetin  duyarsız kaldığını ileri sürdü.

Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Aylar geçti Türkiye'den kimsenin kılı kıpırdamıyor. Onun üzerine dedik ki 'Niye bu konuyu incelemiyorsunuz?' Bize dediler ki 'Almanya'ya yazı yazdık, dosya göndersinler o dosya gelsin bakarız.' Biz de onlara 'Almanya'dan ne dosya bekliyorsun? Almanya kendi polisiyle, savcısıyla, mahkemesiyle gereğini yapmış. O suçu işleyenler bizim vatandaşlarımız, bu sahtekarlar bizim vatandaşlarımız, dolandırılan vatandaşlar bizim vatandaşlarımız, kurulan şirketler bizim şirketler, parayı taşıyan bizim vatandaşımız, kurulan televizyon kanalı bizim kanalımız, onlar mahkum etti, sen ne dosyası bekliyorsun, senin kanunun, jandarman, emniyetin, polisin, savcın, hukukun, vicdanın yok mu?' dedik.

''Dosyayı kaplumbağanın sırtına koysan 6 ayda gelir'' diyen Baykal, şunları söyledi:

Baktık bunların getireceği yok. Bir arkadaşımdan rica ettim 'Git Almanya'ya şu dosyayı al getir' diye. Gitti Almanya'dan aldı getirdi. Meydanlarda gösterdim, dedim ki 'Dosya dosya diyordun al sana dosya.' Şimdi Recep Tayyip Erdoğan buna cevap veriyor. Diyor ki 'Kırtasiyelerde kırmızı dosya çok.' Rahat adam, geniş adam, umrunda değil. Kırmızı kaplı dosya çokmuş. Sen dosyanın rengini bırak da içindeki belgelere gel. Bu olay ortaya çıktığında Başbakan'a sordum ' Tanıyor musun bunları?' 'Ik mık'. Sonradan anlaşıldı ki çocukları bacanakmış.''

HÜKÜMET HİMAYESİNDE YOLSUZLUK İDDİASI

Tüm bu yolsuzlukların hükümetin himayesinde yapıldığını iddia eden Baykal, şöyle konuştu:

''Hükümet bunlara ne diyor? 'Siz kamuya yararlısınız' diyor. Bütün devlet teşkilatının kapıları açılıyor, ondan sonra bunlara bir de vergi muafiyeti veriliyor. 'Senin topladığın paradan, kazancından hiç vergi vermeye gerek yok.' Niye? 'Çünkü sen hayırlı iş yapıyorsun.' Bunlara vergi muafiyeti veriyor ama bu vatan için gözünü budaktan sakınmayan, canını veren, mayına basıp kolunu, bacağını kaybeden şehitlere, gazilere, onların ailesine yardım etmek için kurulmuş Mehmetçik Vakfına o vergi muafiyetini tanımıyor. Onlara yapılan bağışlardan vergi alıyor. Bu ne anlayıştır.''

Türkiye böyle bir tabloyla karşı karşıyayken Başbakan Erdoğan'ın bu iddialara cevap vereceğine ve işsizlikle uğraşacağına meydanlarda tek derdinin kendisi olduğunu belirten Baykal, ''Başbakan gece yatağa Deniz Baykal ile giriyor, sabahleyin yataktan Deniz Baykal ile kalkıyor. Başka derdi yok, varsa yoksa Deniz Baykal'' dedi.

Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'a bu iddiaları ve ülkenin sorunlarını televizyon kanalında tartışma önerisini yineleyerek, bu tartışmayı yönetmek üzere Uğur Dündar, Ali Kırca ve Mehmet Ali Birand'ın dışında, Başbakan istediği takdirde, Mehmet Ali Erbil yönetiminde bile yapabileceklerini söyledi.

Yapılanların ''yoksullukla mücadele'' denilerek açıklanmak istendiğini ifade eden Baykal, şunları söyledi:

''Yoksullukla mücadele ediyorsan, gel Uşak'a, Uşak'ta da yoksul var. Uşak'ta niye dağıtmıyorsun? Vali talimat veriyor. Vali bunların başında. Yüksek Seçim Kurulu diyor ki 'Olmaz böyle bir şey ayıptır, hukuk var, seçim adaleti var, doğru değildir' diyor. Başbakan, 'Benim valim devam edecek. Beni Yüksek Seçim Kurulu ırgalamaz' diyor. Seni Yüksek Seçim Kurulu ırgalamaz, kanun ırgalamaz, yasa ırgalamaz, anayasa ırgalamaz. Ne ırgalar seni arkadaş? Ne ırgalar seni? Ben onu neyin ırgalayacağını biliyorum. Seçim zamanı milletin kararı ırgalar mı, ırgalamaz mı? Bir gösterin bakalım el mi yaman, bey mi yaman? Başbakan mı yaman, millet mi yaman? Bir gösterin bakalım.''

Deniz Baykal, hukuka uygun davranmadıklarını ileri sürdüğü valileri uyararak, ''O valiler, Başbakan, AKP var diye kendilerini güvende hissetmesinler. AKP ile gelenler APS ile Acele Posta Servisi ile giderler. İnşallah olacak. Hep beraber yapacağız bunu'' diye konuştu.

"BAŞBAKAN GİDİCİ OLDUĞUNU GÖRDÜ''

CHP lideri Baykal, tüm bu olanlara insanların içinden geldiği gibi sesini yükseltmeye başladığını ve bunun karşısında Başbakan'ın vatandaşa bile tepki göstermeye başladığını söyledi.

Bunun altında yatan şeyin, Hükümetin, artık yolun sonuna gelmesi olduğunu ileri süren Baykal, ''Başbakan artık gidici olduğunu gördü. Abbas gidicidir. Bu iş, bu gidiş gözüktü'' dedi.

Baykal, Yüksek Seçim Kurulunun seçimlerde TC kimlik numarası bulunan resmi bir kimlik bulundurma şartını da hatırlatarak, vatandaşlardan bu konuda duyarlı olmalarını istedi.

Deniz Baykal, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen miting öncesinde parti otobüsüyle şehir turu atarak vatandaşları selamladı.

aa 

 



Bu haber 791 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,466 µs