Kendin pişir kendin ye operasyonu yolda!

18 Mart 2009 17:50 tsi
'Ortam yoksa hiçbir derin operasyon başarılı olamaz... Sibirya’da muz yetişmez... '

Rasim Ozan Kütahyalı / Taraf

Darbe önleme amaçlı erken uyarı sistemi!

28 Şubat darbesinin zemininin yaratılması için yapılanları hatırlıyoruz... Hepimiz şu an somut belgeleriyle o dönemin derin yapılanma tertiplerinin farkındayız... Oysa o dönem Fadime Şahin-Müslüm Gündüz meseleleri üzerine, Aczmendiler gibi “tarikat”lar üzerine analizlerle doluydu Türk medya köşeleri... Tezgâhlanan tertipler üzerinden bir temsil kabiliyeti aranır, bundan hareketle bu olaylara karşı saldırı ya da savunma pozisyonunda olurdu Türk gazetecileri ve akademisyenleri...

Bugünden bakıldığında o köşelerde yazılanlar acı acı gülmek için birer vesileden ibaret... Benzer şekilde 27 Nisan darbe girişimine ortam yaratılması için de çok şey yapıldı... 28 Şubat’a oranla daha da kanlı operasyonlardı bunlar... Danıştay saldırısı, Cumhuriyet Gazetesi bombalaması gibi Kendin pişir, kendin ye operasyonları bağlamında neler yazıldığını hatırlıyoruz... Onlara daha da acı hisleri içimizde duyarak gülüyoruz ya da belki hiç gülemiyoruz...

Sonuç olarak dünyanın düz olduğu kabulünden hareketle yazılanlardan bir farkı yok bugün, o darbe ortamının yaratılması sürecinde kaleme alınan satırların... Farklı toplumsal kesimler arasına nifak sokmak için, bir iç çatışmayı kışkırtmak için, bir kaos ve paranoya ortamı yaratmak için yapılanları farkedemeyip bu derin tezgâhlara gelerek yapılan analistçiliklerin hepsi boş bugün... Tabii bile bile, kasıtla yazılan satırlar hariç... O kalemler zaten o derin operasyonun bizatihi tamamlayıcı parçalarıydı. Dolayısıyla onlar görevlerini yerine getirdiler... Ama ya gerçekten bu ülkede hukuk ve ahlak dışı bir askerî vesayet rejimini samimiyetle istemeyen kalemler? Gerçekten bu ülkenin özgürlükçü-demokrat bir rejimi hak ettiğini düşünenler? Her şeyden evvel yapılacak muhtemel darbenin ilk hedefleri olacak olan dindar yurttaşlarımız?

Evet, bu oyuna 28 Şubat darbesinin hazırlanması sürecinde hep beraber geldik... 27 Nisan muhtırası ve ardından gelen 14 Mart yargısal darbe girişimi sürecinde hem geldik hem gelmedik, o daha karmaşık bir süreçti... Ama şimdi gelin bu oyunu tümden ve kökünden bozalım!!!

Lafı uzatmayacağım... Özellikle bu ülkenin dindarları için tezgâha düşmeme, oyuna gelmeme noktasında son derece net üç maddelik bir erken uyarı sistemi önerim var... Belli söylemler dillendirildiği an bu ülkede bir darbenin başarıya ulaşmasını istemeyen her yurttaşımızda erken uyarı zilleri çalmaya başlamalı... O sözler duyulduğu an alarma geçilmeli...

1. Her kim ki mason, sabetayist, Yahudi, siyonist anahtar sözcükleriyle şu an yaşadığımız ülkeyi yorumlamaya kalkıyorsa oradan kaçın!!... Türkiye’de yaşananlar bağlamında mason, sabetayist, Yahudi, siyonist anahtar sözcüklerini duyduğunuz an bilin ki orada Türkiye dindarlarının aleyhine bir tezgâh kurulmak üzeredir... Samimi olarak böyle obsesyonları olan ve bu sözcükleri kullanarak izahlar yapmaya kalkanlar da bilsinler ki bir derin yapılanma operasyonu tarafından kullanılmaktadırlar!!

2. Her kim ki Darwin, evrim, yaratılış anahtar sözcüklerini duyduğu an bilsin ki bir derin yapılanma tertibi devrededir!!! Bu sözcükleri dindarlara sempatik görünecek vurgularla kullananlarla, dindarları rahatsız edecek bir tonlamayla konuşanlar arasında hiçbir ama hiçbir fark yoktur!!! Bilsinler ki görünen çatışma köküne kadar sahte ve yalan bir çatışmadır!! Darwin, evrim, yaratılış sözcüklerinin etrafında bir popüler tartışma varsa bu kesinlikle ve kesinlikle dindarlar aleyhine kullanılacak demektir!! Bu anahtar sözcükleri duyduğunuz anda hiçbir yorum yapmayın, yapana da mesafe alın!!

3. Eğer herhangi bir AKP toplantısında birileri aşırı övgü pankartları açıyorsa ya da bir ayet veya hadis okumaya başladıysa yada vurgulaya vurgulaya İslami söylemler içindeyse o adamı durdurun ve “Ne halt yiyorsun hemşerim?” diye sorgulayın!! Yine aynı şekilde medyanın da olduğu bir ortamda geleneksel bir İslami kıyafetle meşayih yada ulema kılığında birileri dolanıyorsa o adamın ortamdan çıkarılmasını sağlayın!! Aynı şekilde medyada böyle tipler görünüyorsa karşılarında laikçi tipler falan oluyor, kavga ediyorlarsa bilin ki orada yeni bir operasyon var demektir!! Laikçi tiplere karşı o “dindar” tipini savunmayın, aksine o “dindar” tipinin ilgili makamlar tarafından detaylı soruşturulmasını talep edin!!

Bu üç maddede de ilgili kişiler sonuna kadar samimi olabilir (az ihtimal ama olabilir)... Ama sonuç olarak bir kaos ortamının yaratılması için operasyonel amaçla kullanıldıkları kesindir... Bu ülkenin tarihiyle bu sabittir!! Özelikle bu konuların seçilmesi bu meselelerde dindarların hassas dolayısıyla provokasyona açık olduklarını bildikleri içindir... Ortam yoksa hiçbir derin operasyon başarılı olamaz... Sibirya’da muz yetişmez... Lütfen şu ortamı bu darbe özlemcilerine bu sefer vermeyelim!! Önce AK Partililer, sonra dindarlar sonra da tüm özgürlükçü-demokratlar bu süreçte uyanık olmak zorunda... Şu an yine kendin pişir, kendin ye operasyonları yürürlüktedir... Biliniz ki birileri Eylül 2009 için yargısal darbe sürecini başlatmıştır...

Bu haber 707 defa okundu.