En Sıcak Konular

Erdoğan'dan düşmanlara açık gözdağı

18 Mart 2009 17:41 tsi
Başbakan Erdoğan Şehitler Abidesi'nde konuştu. Erdoğan, "vatana ve milletin yüce varlığına el uzatmaya yeltenenlere verilecek cevabı" 94 yıl önceki yaşananlarla özetledi:

Başbakan Erdoğan, Çanakkale Şehitler Abidesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Deniz Zaferi'nin 94. yıl dönümünde, ölümsüz kahramanların, aziz şehitlerin manevi huzurunda bir araya geldiklerini bildirdi.

''Şehitler coğrafyasında vatan sevgisinin nişanesi olan bu abidenin önünde, bu anlamlı törende herkesi saygıyla selamladığını'' ifade eden Erdoğan, ''18 Mart'ta, bugün bir kez daha tarihimizin en dokunaklı, en parlak sayfalarımızdan biri olarak yazılan Çanakkale Deniz Zaferi'nin hatırasını yad ediyoruz. O günleri tekrar hissetmeye, anlamaya çalışıyoruz'' diye konuştu.

Çanakkale Zaferi'nin, milletin en parlak zaferlerinden biri olarak tarihteki yerini aldığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale'de destan yazan bütün kahramanlarımızın, bütün şehitlerimizin aziz hatırasını rahmet ve şükranla yad ediyorum. O savaş, Türk milletinin yokluklara, imkansızlıklara rağmen, yüksek bir ruh ve sarsılmaz bir inancın nelere kadir olduğunu göstermesi bakımından örnek bir mücadeledir. Sadece Türk milleti tarihi bakımından değil, bütün bir insanlık tarihi bakımından önemlidir. Çünkü Çanakkale'de, ağır silahlar hüsrana uğramıştır. Çünkü Çanakkale'de işgal ruhu hüsrana uğramıştır.

Burada, yürekler kazanmıştır. Vatan müdafaası kazanmıştır. İnanç galip gelmiştir. Vatan sevgisi, işgal arzusuna üstün gelmiştir Çanakkale'de... Çanakkale'de adeta sular yokuşa akıtılmıştır. Yanlış hesap Çanakkale'den dönmüştür. Çanakkale'de 1915'te bir kez daha görülmüştür ki yeryüzündeki hiçbir silah, vatan sevgisine, millet sevgisine karşı muzaffer olamayacaktır. Bu açıdan, Çanakkale Zaferi bütün milletler için, bütün insanlık için bir semboldür, ibrettir, örnektir. Bütün insanlar için umut tablosu olmuştur. Bir millet bir toprağı nasıl vatan kılar, nasıl vatan hürriyetine kavuşturur, işte Çanakkale ruhu bunu göstermiştir. İnanmış bir millet, vatanperver bir millet, vatan savunmasını nasıl yapar, işte Çanakkale ruhu tüm dünyaya bunu göstermiştir.''

-''MODERN DESTAN''-

Bu sebeple, Çanakkale Zaferi'nin, 20. yüzyılda yazılmış modern bir destan olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Tarihte eşine az rastlanır büyük bir kahramanlık destanıdır'' dedi.

Gelibolu cephesinde verilen benzersiz mücadelenin şüphesiz ki milletin küllerinden doğduğu İstiklal Savaşı ile büyük zaferin de müjdecisi ve ön sözü olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu vesileyle Çanakkale şehitlerimizle birlikte İstiklal Savaşı şehitlerimizi de rahmetle anıyoruz. Hepsinin ruhu şad olsun.

O kahramanların her biri bugünkü birlik ve beraberliğimizin ne kadar sağlam temeller üzerinde yükseldiğini bütün dünyaya en gür sesle ilan ettiler. Bugün gerçekleşen bu anlamlı törenden yansıyan hakikat de budur.

Bizler her yıl burada, Çanakkale şehitlerimizi saygıyla anarken yas tutmuyoruz, aksine birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinliyoruz.

Bu güzel günde, aynı aşkla, aynı ruhla, aynı heyecanla ve coşkuyla bu topraklara bir kez daha bakıyoruz.

Çanakkale'de gördüğümüz hüzün değil, gurur tablosudur. Onun için bugün de tek nefes, tek ses, tek yürek halinde bir kez daha 'Çanakkale Geçilmez' diyoruz. Onun içindir ki ecdadımızın, uğruna can verdiği mukaddes topraklar üzerinde, ay yıldızlı bayrağımız ilelebet dalgalanacaktır.

Bizler, bugünkü nesiller olarak, bu vatanı ecdadımızdan miras aldık. Bizler bugünkü nesiller olarak bu vatanı yarınlarımıza kutsal bir emanet olarak aktaracağız.

Bu vatanın mirasçıları olarak bayrağımızı ilelebet dalgalandırmak boynumuzun borcudur.''

Başbakan Erdoğan, bugünkü nesiller olarak, bu vatanı gelecek nesillere kutsal bir emanet olarak aktaracaklarını vurgulayarak, ''Bu vatanın mirasçıları olarak bayrağımızı ilelebet dalgalandırmak bizim boynumuzun borcu. Bu vatanın emanetçileri olarak da hilalimizi, yıldızımızı, gelecek nesillere teslim etmek aynı şekilde bizim için kutsal bir ödevdir'' dedi.

-TÜRK MİLLETİNİN KARAKTERİ-

Çanakkale Zaferi'nin, çok önemli bir miras devrettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu savaş açıkça göstermiştir ki Türk milletinin karakteri özgürlüktür, istiklaldir, bağımsızlıktır, başka hiçbir millete boyun eğmemektir. Onun için hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. Hiçbir zorluk karşısında yılmayacağız. Şehitlerimizin aziz hatırası ebediyen Türk milleti ile yaşayacaktır. Onların verdiği mücadele ruhu, bugünkü nesillerin yolunu aydınlatacak meşale olacaktır.

Nitekim aradan 94 yıl geçmiş olmasına rağmen ne mutlu ki bu topraklarda yaşayan her insanımızın gönlünde aynı istiklal ateşi bütün canlılığı ile yanıyor. Çanakkale Zaferi, geleceğe yürüyüşümüzün en güçlü ilham kaynaklarından biri olarak bugün de milletimizin hissiyatını belirliyor.

Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetimizi temel ilke ve nitelikleri ile geleceğe, dünya milletleri arasında hak ettiği konuma taşımak için mücadele veriyoruz. Bir yandan yurt içinde atalarımız istiklal mücadelesini verdi, şimdi bizler de istiklal mücadelesinin yanında istikbal mücadelesini veriyoruz, kalkınma mücadelesini veriyoruz. Diğer yandan da dünya barışına katkı sağlamak için gerekli adımları atıyoruz. Zira Çanakkale Savaşı'nı diğerlerinden ayıran en önemli özellik, esas itibarıyla kahramanlığın yanında asaletin, insani değerlerin ön plana çıkmış olmasıdır. Birbirini tanımayan milletler, hazin bir şekilde bu cephede karşı karşıya gelmiştir. Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan binlerce genç, ilk defa bu cephede tanışmıştır.''

-MEHMETÇİK-

Mehmetçiğin, en ağır savaş şartlarında, karşısındaki düşmanın kendisi gibi bir aile evladı olduğunu unutmadığını, insan onuruna yakışır şekilde davrandığını anlatan Erdoğan, ''Savaşın içinden barış doğmuştur, kardeşlik doğmuştur, dostluklar inşa edilmiştir. Vatanını savunan vefakar, fedakar Türk milleti, NATO'da, BM Güvenlik Konseyinde, bölgesinde ve dünyada barışa ara buluculuk etmiştir'' diye konuştu.

''Yurtta sulh, cihanda sulh'' şiarını samimiyetle benimsemiş bir milletin fertleri olarak, her zeminde, dünyanın barışa ve kardeşliğe duyduğu ihtiyacı büyük bir sesle seslendirdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Şanlı tarihimizden aldığımız ilham ile ülkelerin bağımsızlıklarına, insanların hürriyetlerine, milletlerin onurlarına saygı göstermenin gereğini ısrarla vurguluyoruz. Türkiye'nin bu değerlere sahip çıkmaktaki ısrarını dile getiriyoruz. Bugün burada insanlık değerlerini savaş meydanlarında bile terk etmeyen bu aziz kahramanların huzurunda dostluk ellerimizi bir kez daha birleştiriyoruz. Ne mutlu ki milyonlarca vatandaşımız, gencimiz her yıl buraya gelerek, Çanakkale ruhuna sahip çıkıyor.

Şu kesin olarak bilinmelidir: Türkiye, dünya meselelerine şartlar ne olursa olsun, daima barışçı yaklaşmakta ısrarlı olacak ancak vatanımızın ve milletimizin yüce varlığına el uzatmaya yeltenenlere vereceğimiz cevap, bundan 94 yıl önce bu topraklarda verdiğimiz cevaptan asla farklı olmayacaktır.

Bugün bu millete karşı sorumluluğumuz, ne olursa olsun hepimiz aynı aydınlık geleceğin imarı için canımızı dişimize takarak çalışma azmindeyiz.

Ekonomide, dışişlerinde, adaletin ve güvenliğimizin tesisinde, üretimde ve teknolojide, eğitim ve sağlıkta, sporda her birimiz farklı alanlarda olsa da bu milletin geleceğini aydınlık kılmak için çalışıyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın ki Türkiye Cumhuriyeti, 100. kuruluş yılını dünyanın en parlak 10 yıldızından biri olarak kutlayacaktır. Bu ideali mutlaka gerçeğe dönüştüreceğiz.

Çanakkale Deniz Zaferi'nin 94. yıl dönümünü kutluyor, 18 Mart şehitler gününde başta Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum ve şükran ile yad ediyorum.''

GELİBOLU YARIMADASI'NDAKİ ŞEHİTLER ABİDESİ'NDE DÜZENLENEN TÖRENE, BAŞBAKAN ERDOĞAN, GENELKURMAY BAŞKANI İLKER BAŞBUĞ VE ÇOK SAYIDA VATANDAŞ KATILDI

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 94. yıl dönümü dolayısıyla Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'nde tören düzenlendi.

Törene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, kuvvet komutanları ile Türkiye'nin dört bir yanından gelen çok sayıda vatandaş katıldı.

Tören, Atatürk Anıtı'na hükümet adına Başbakan Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına İlker Başbuğ ile Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık'ın çelenk sunmasıyla başladı.

Saygı duruşunda bulunulması ve askeri birliğin saygı atışı yapmasının ardından, İstiklal Marşı eşliğinde Türk bayrağı göndere çekildi.

Törende, TSK adına konuşma yapan Tuğgeneral Gökhan Gökay, Çanakkale Zaferi'nin, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, Türk ulusunun makus talihini yendiği, tükendi denilen bir devletin şaha kalkarak dünyaya meydan okuduğu, düşman zırhlılarına karşı göğsünü siper eden Mehmetçiğin kahramanlık ve fedakarlığının eşsiz örneklerini vererek anıtlaştığı bir kahramanlık destanı olduğunu söyledi.

Bu zaferin, Türk milletinin tek başına, bir neslin yok olması pahasına, dünyanın en güçlü, en modern harp silah ve araçlarına sahip ülkelerine karşı verilen bir kahramanlık destanı olduğunu vurgulayan Tuğgeneral Gökay, ''Türk ulusu Balkan Savaşları'nda zedelenen güvenini Çanakkale'de tekrar kazanmış, yeni bir ulusal ruh doğmuş, kazanılan büyük moral ve kendine güven duygusu, Kurtuluş Savaşımızın da kazanılmasına temel teşkil etmiştir. Unutulmamalıdır ki, hiçbir devlet, hiçbir ordu, hiçbir silah, yurt sevgisinden ve milli onurdan daha güçlü olamaz ve olamayacaktır'' diye konuştu.

-''HUZUR VE GÜVEN İÇİNDE UYUYUNUZ''-

Tuğgeneral Gökhan Gökay, bugüne kadar bütün dünyanın, Türk milletinin her zaman mazlumun yanında olduğunu gördüğünü, barışsever ve iyi niyetli çabalarına şahit olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Ancak bilsinler ki Türkiye Cumhuriyeti'ni karalamak, milli değerlerimizi yıpratmak ve yok etmek isteyenler, her zaman karşılarında Türk milletinin asil duruşunu ve onun bağrından çıkmış Türk ordusunu bulacaklardır. Binlerce şehit kanıyla sulanan bu kutsal topraklarda, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti bugün, bulunduğu coğrafyada geniş bir risk ve tehdit yelpazesiyle karşı karşıyadır. Bu risk ve tehditleri karşılayacak nitelikte politik, ekonomik, teknolojik, sosyo kültürel ve askeri güce sahip olmak ve onu kullanmak azim ve iradesini göstermek zorundadır.''

TSK'nın, bu geniş tehdit yelpazesi karşısında, klasik harekattan iç güvenlik harekatına kadar her harekatı başarıyla uyguladığını belirten Tuğgeneral Gökay, ''Bugün de iç güvenlik harekat bölgesinde bölücü terör örgütüne karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. Bu uğurda, yurt içinde ve yurt dışında, canlarını feda etmiş binlerce şehidimiz, bu mücadeledeki kararlılığımızı daha da perçinlemektedir'' dedi.

Tuğgeneral Gökay, şöyle konuştu:

''Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet temeline dayanmaktadır. TSK, ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin korunması ve kollanmasında her zaman taraftır ve taraf olmaya devam edecektir.

Bugüne kadar esaret zincirleri altına girmeyen, hür ve bağımsız yaşamayı var olma sebebi sayan Türk Milleti, bu uğurda Balkanlar'da, Çanakkale'de, Yemen'de, Sarıkamış'ta, Sakarya'da, 1. ve 2. İnönü'de, Dumlupınar'da, Kore'de, Kıbrıs'ta, iç güvenlik harekat bölgesinde ve tarihin her döneminde binlerce şehit vermiştir.

Vatan, millet ve bayrak uğruna, canlarını vermekten çekinmeyen aziz şehitlerimiz. Hiç endişe etmeyiniz. Dökülen asil kanlarınız, şanlı bayrağımıza renk katmaya devam edecektir. Ne mutlu size ki, hepimizin özlem duyduğu şehitlik mertebesine ulaştınız. Sizler canınızı feda ederek, bu topraklar üzerinde Türk'ün sonsuza kadar hür ve bağımsız yaşama iradesini tüm dünyaya gösterdiniz.

TSK olarak, tarihimizde ve yakın geçmişimizde yaşananları unutmadan, sizlerden aldığımız güç ve heyecanla, kutsal vatan topraklarını koruduğumuzu, daima hazır ve her zamankinden daha güçlü olarak Türk Milletinin emrinde olduğumuzu bilerek huzur ve güven içinde uyuyunuz.''

Bu arada, Başbakan Erdoğan ve Orgeneral Başbuğ, ''Şehitlik Defteri''ni imzaladıktan sonra anıtın arkasında bulunan şehitliği ziyaret etti.

-NOTLAR-

TSK Toplumsal Gelişim Destek Faaliyeti kapsamında Diyarbakır'ın Lice Kulp ve Hani ilçelerinden 133 öğrenci törenlere getirildi. Ayrıca, Türk dilinin kullanılması ve yaygınlaştırılması amacıyla yürütülen faaliyet programı kapsamında da 19 Kosovalı öğrenci törenlerde misafir edildi.

Bu arada, törenler öncesinde Çanakkale Savaşlarında şehit olan Kosovalı Eşref oğlu Ali'nin torunu Muzemil Nado Ese, dedesinin mezarını ziyaret etti. Ese, gazetecilere yaptığı açıklamada, çok duygulandığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, helikopterle geldiği alandan yine helikopterle ayrıldı. Erdoğan, buradan ayrılırken, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İlahiyat Fakültesinden kız öğrenciler ve töreni izlemek için Diyarbakır ve Kosova'dan gelen öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, tören alanına geldiği sırada, tören için Diyarbakır ve Kosova'dan gelen öğrencilerle görüştü. Öğrenciler, Başbuğ'a, burada bulunmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. Bazı öğrenciler, Orgeneral Başbuğ'a, denizi ilk kez gördüklerini anlattı.

Öte yandan, 1989 yılında Siirt'in Pervari ilçesinde şehit olan Yüzbaşı Halil İbrahim Sert'in annesi, Genelkurmay Başkanı Başbuğ'a ''Her türlü haklarımızı koruyun'' dedi.

Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bölgeye, vatandaşlar erken saatlerde akın etti. Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı botlar tören boyunca denizde önlemlerini sürdürürken, tören öncesinde eğitilmiş köpeklerle birlikte bomba imha uzmanı ekipler tören alanını kontrol etti.

DIŞİŞLERİ BAKANI BABACAN: BARIŞI HAKİM KILMA ARAYIŞI CESARET İSTEYEN BİR İŞTİR. BİZ HER BİR ÜLKEYİ VE TÜM ULUSLARARASICAMİAYI BU CESARETİ VE AKLI SAHİPLENMEYE ÇAĞIRIYORUZ

Yurt dışında görev yaptıkları sırada uğradıkları saldırılar sonucu hayatlarını kaybeden Dışişleri şehitleri, Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki Dışişleri Şehitliği'nde düzenlenen törenle anıldı.

18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla düzenlenen törende saygı duruşunun ardından konuşan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, bir 18 Mart daha aziz şehitleri anmak için bir arada olunduğunu belirterek, "Onları anmak her boyutuyla Türkiye'yi kavramaktır. Bu böyle olduğu içindir ki, onları anma günü milletimizin gücünü, inancını, iradesini en kuvvetli şekilde hatırlatan Çanakkale zaferimizle aynı gün olarak, 18 Mart olarak belirlenmiştir. Tüm şehitlerimizin yüce hatırası önünde rahmet, minnet ve saygıyla eğiliyoruz" diye konuştu.  

Babacan, Dışişleri Bakanlığının da Türkiye'ye şerefle hizmet veren birçok değerli mensubunu şehit verdiğini kaydederek, çok sayıda diplomatın, kamu görevlisinin, diplomatların eşlerinin ve çocuklarının şiddetin en ahlaksızcasını benimsemiş örgütlerin hain saldırılarına hedef olduklarını, şehit düştüklerini söyledi.

Sadece Türk oldukları için ve Türk milletini temsil ettikleri için öldürülen Dışişleri Bakanlığı mensuplarının en yüksek onur mertebesi olan şehitlik makamına yükseldiklerini ifade eden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak onları kaybetmek, bu denli menfur koşullarda yitirmek, bizlere acı vermiştir. Acımız yüreğimizde yaşamaktadır ve yaşayacaktır. Bu çok kıymetli insanlarımızın aziz hatırasını, gelecek nesillerimiz de aynı hislerle taşıyacaktır. 

Türkiye uluslararası kurallara ve iyi komşuluk ilişkilerine her zaman saygılıdır. Bulunduğu coğrafya nedeniyle geniş bir bölgenin barış, istikrar ve refahına katkıda bulunmaktadır. Bölgemizde ve dünyada barışın kalıcı kılınmasına yönelik çabalarımızı sürdürme kararlılığımızı burada, huzurunuzda yineliyorum."

Bakan Babacan, Türk milletinin barışa olan inancında ve bu yolda gösterdiği çabalarda samimi olduğunu vurgulayarak, "Ancak barış yolunda gösterdiğimiz çabaların da karşılıksız kalmaması gerekir. Biz, ebedi düşmanlık anlayışının sadece acılara sebep olduğunu, insani değerlere en uygun yaklaşımın ebedi barış arayışı olduğunu en iyi bilen milletiz" dedi.

Barışı hakim kılma arayışının cesaret isteyen bir iş olduğunu kaydeden Babacan, her ülkeyi ve tüm uluslararası camiayı bu cesareti ve aklı sahiplenmeye çağırdıklarını bildirdi. Babacan, şu sözlerle konuşmasını tamamladı:

"Ülkemiz için canını feda eden şehitlerimize, minnet duygularımızı kelimelerle ifade edebilmemiz mümkün değildir. Bu acı günde, şehitlerimizin aziz hatıraları önünde, bir kez daha saygıyla eğiliyor ve geride bıraktıkları saygıdeğer ailelerin acılarını paylaştığımızı da tekrar belirtmek istiyorum. Ruhları şad olsun."

Bakan Babacan'ın konuşmasının ardından şehitliğe, sırasıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın ve Dışişleri Bakanlığının çelenkleri konuldu.

Törene şehit ailelerinin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ertuğrul Apakan ve çok sayıda bakanlık yetkilisi katıldı.


AA

 



Bu haber 868 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,128 µs