Magazin tanrıları kurban ister!

0 0 0000 00:00 tsi
Nükhet Duru ve Emel Müftüoğlu'nun çocuklarının başına gelenlerden yola çıkan Bugün Gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan son yazısını "magazin tanrılarının kurbanları" için yazdı. İşte o çarpıcı yazı:

Polisten gelen haber şuydu: Bir torbacının cep telefonunda kayıtları bulunan 53 isim gözaltına alınmıştı.

Aralarında iki ünlü şarkıcının; Nükhet Duru ve Emel Müftüoğlu’nun çocukları da vardı. Ayrıca “bazı sinema oyuncuları”, “bir gazetenin pazarlama müdürü”, “ünlü bir gazetecinin yeğeni” gibi “ismi meçhul”ler de vardı listede. Doğrusu, ben bu haberde iki şarkıcının ve çocuklarının isminin deşifre edilmesini hiç mi hiç garipsemedim. Elbette çok çirkin bir şeydi; elbette başka hiçbir ismin verilmemesi işin çirkinliğini daha da artırıyordu. Ama orta yerde garipsenecek hiçbir şey yoktu. Neden mi? Anlatayım. Osman Sınav’ın harika ve vakitsiz biten dizisi Kapıları Açmak’ta, evden kaçan kızın babası olan imam efendi, kendisine uzatılan mikrofona şöyle diyordu: “Dedikodu meslek değildir kızım; günahtır!”

Bu çocukların psikolojisini hiç düşünmeden isimlerini basına sızdıran insafsız herif; “dedikoduyu meslek haline getirenler”den biri belli ki. Ruhen “magazinci” yani. Bana kalırsa, Bebek sahilinde öpüşen Kudret Sabancı’yla Sanem Çelik’i magazincilere ispiyonlayan adamla, Nükhet Duru ve Emel Müftüoğlu’nun çocuklarının ismini haberlere düşüren adam, kardeştir. Ruhları kardeştir. Zihinleri magazin kültürüyle iğdiş edilmiştir. Şöyle düşünelim: İki insanın yaptığı ahlaksızlığı televizyonlara haber edince alkışlanan birini gördünüz diyelim daha önce. İşte Bebek sahilindeki çaycıyı mesela. Eh, önünüze de Duru’nun ve Müftüoğlu’nun çocuklarının göz altına alındığı haberi gelmiş. Uçurmaz mısınız hemen?

Haberi geçen ajansa da kızmamak lazım, olayı haber yapan medyaya da. Türkiye’yi adım adım bu noktaya taşıyan magazin kültürüne, içinde ne yazık ki Emel Müftüoğlu’nun ve Nükhet Duru’nun da olduğu bu “dedikodu atmosferi” ne kızmak gerekiyor. Şurası net: Ana rahmine düşmesinden itibaren “bilmem kimin çocuğunun ultrasonlarını sadece biz yayınlıyoruz” diyerek çığırtkanlık eden; bebekleri reytinge çeviren; nerdeyse ünlülerin çocuklarının doğum anını naklen yayınlayan magazincilerin provoke ettikleri zihinler; göz altına alınma haberini medyaya uçurur. Medya da bunu haber yapar.

Emel Müftüoğlu da, Nükhet Duru da, evlatlarının bu olayda deşifre edilmelerine kızmakta yerden göğe kadar haklıdır. Ne var ki, bu kızma durumu biraz da Alman rahibin öyküsüne benziyor. Alman rahip şöyle anlatır: “Hitler, önce Yahudileri götürdü. Ben sessiz kaldım. Ardından komünistleri götürdü. Ben sessiz kaldım. Polonyalılar, özürlüler, Alman olmayan herkes sırayla götürüldü. Ben sessiz kaldım. Günün birinde, beni götürmeye geldiler. Etrafıma bakındım; ama yardım edecek kimse kalmamıştı.” Emel Müftüoğlu da, Nükhet Duru da, bundan sonra “dedikodu kültürünün” mağdur edeceği tüm ünlü isimler de bir kez olsun Can Tanrıyar’ı, Bekir Hazar’ı, Pazar Keyfi’ni, Uçan Kuş’u, Canlı Canlı’yı sorgulama ihtiyacı duymadılar. Ellerinde “servise hazır” haberleriyle hatta; magazincilerin önünde kuyruk oldular. Emel Müftüoğlu’nun bilmem kimle yaşadığı aşkı tüm ayrıntılarıyla bilen halkımız, işte, Emel Hanım’ın kızının da neler yaptığını bilmek istiyor.

Birileri de bunu haber yapıyor iğrenç şekilde. Duru da, Müftüoğlu’da tepki veriyorlar haklı olarak: “Çocuklarımıza yapılan şey ahlaksızlıktır” diyorlar. Kesinlikle haklılar. Bu; ahlaksızlığın dik alasıdır. Peki, bilmem kimlerle yaşadığınız aşkın her akşam odamıza, televizyonumuza gelmesi nedir? Umarım, bu son dedikodu iğrençliği, “magazin” denilen herzenin bir kez daha gözden geçirilmesi sonucunu doğurur.

Bu haber 412 defa okundu.