Hepiniz Balbay mısınız?

17 Mart 2009 13:14 tsi
Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay tekrar tutuklandığında kimi gazeteciler peşin hükümle ‘hepimiz Balbay’ız’ dedi, kitaplarına kendi imzalarını bastı. Bir sitede yayınlanan ‘ikinci darbe günlükleri’nde ise B

Ergenekon operasyonu her an yeni bir aşamasına giriyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin gündemine damgasını vuran ancak daha sonra gündemden elini ayağını çeken operasyon önce ikinci iddianame, ardından da Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın tekrar tutuklanmasıyla gündeme hızlı bir dönüş yaptı. Seçimler öncesinde Balbay’ın tutuklanmasını gazeteci dostları “hepimiz Balbay’ız” kampanyasıyla eleştirirken, daha önce silindiği halde gazetecinin bilgisayarının hafızasında bulunan ve kurtarılan dosyalarda önemli belgelerin bulunduğu iddia edildi. Basında çıkan haberlerde emniyet kaynaklarının Balbay’a bilgisayarından çıkan belgeleri sorduğu onun da “ben onları silmiştim nerden buldunuz” diyerek şaşkınlığını ortaya koyduğu belirtilmişti. Şimdi Balbay’ın bilgisayarında bulunduğu iddia edilen “top secret” belgeler bir bir basına sızmaya başladı. Önce Balbay’ın bilgisayarında İsrail’e üçüncü devletlerin bilgilerini geçtiğini gösteren belgelerin bulunduğu iddia edildi.

Gazetecilerle 3 saat baş başa

Şimdi de Mustafa Balbay’ın tuttuğu iddia edilen günlükler bir internet sitesi tarafından yayınlandı. Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisinin bilgisayarından çıkan “darbe günlükleri” üzerinde uzun bir incelemeyi hak edecek düzeyde bilgiler içeriyor. O bilgiler yine Ergenekon davası sanığı eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ve diğer komutanların gazetecilerle yaptığı konuşmanın detaylarını içeriyor. Günlükte görüşmenin ne zaman yapıldığı belirtilmese de soruşturma kaynaklarının 2003 yılını not düştüğü belirtiliyor. Eruygur bir sohbetinde “amacımız darbe değil” diyor ve ekliyor: Yapılacak şu, korkutup yerlerinde tutmak, kendi hedefleri bakımından bir şey yapamayacakları bir yerde tutmak. Biz bunu yapmaya çalışacağız.

Enerjilerimizi birleştirelim

Darbe günlüklerinde göze çarpan Eruygur’un gazetecilere yaptığı “enerjilerimizi birleştirelim” çağrısı. Daha konuşmanın başında yer alan Eruygur’un “bu iktidar yapacağı her şeyi yapıyor” şeklindeki sözleri ise görüşmenin AK Parti iktidarına karşı yapıldığına en önemli kanıt olarak görünüyor. Cumhuriyet mitinglerinin mimarı Eruygur’un şu sözleri ise miting fikrinin nasıl ortaya çıktığının açık bir göstergesi: birçok dernek var, gazeteciler var, memlekette olup bitene duyarlı insan var. Bunları bir araya getirmek gerekiyor. Mesela siz öncülük etseniz, burada üç kişi bir araya geldi, bu on olur, sonra 20 olur. Derneklere yön verilir. Toplumu biraz duyarlılığa sürüklemek lazım.

Özkök’ü indireceklerdi

Öte yandan günlüklerde Hilmi Özkök ile ilgili yapılan konuşmalar, Eruygur’un Hilmi Özkök’ü indirmek için de ayrı bir plan yaptığını ortaya koyuyor. Bir gazetecinin dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile ilgili söyledikleri ve Özkök’ü açıkça hedef göstermesi ikinci darbe günlüklerinde hemen göz çarpıyor. İsmi belirtilmeyen gazeteci, Eruygur’a şunları söylüyor: Paşam sizi çok iyi anlıyoruz. Belki bizimle her şeyi bütün açıklığıyla paylaşamayacaksınız ama, şöyle bir gerçek var ortada; sizin bir numara (dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök) ile sizin kafanızdakileri yapmak çok zor…. Bu bir tek bizim görüşümüz değil. İnanın buna. Sokakta her yerde insanlar böyle konuşuyor… sizin de kulağınıza gelen şeyler... İşte cumhurbaşkanlığı adaylığıyla tavladılar deniyor. 'Hükümetle anlaştı' deniyor … Siz tamam, bütün kuvvet komutanları tamam, bloksunuz, ama üstünüz olmayınca olmuyor.

Eruygur da gazetecinin bu sözlerine şöyle yanıt veriyor: yüzde 1, yüzde 99'a uymak zorunda. Uyar... Öyledir. O yüzde bir. Kalan yüzde 99. Uymak zorunda… Daha sonra Özkök’le ilgili planlarını açıklıyor: Şöyle bir senaryo düşünüyorum. Şimdi siz de söylediniz kuvvet komutanları blok,4 kişi. Altında ordu komutanları, orgeneraller, korgeneraller blok, onun altında tümler, tuğlar blok, hepsi bir araya gelse ve dese ki; 'sizinle olmuyor.' İşte Kara, Genelkurmay olur, siz Kara'ya geçersiniz, İzmir'deki Jandarma olur, İstanbul'dakini de artık ne yaparsanız.
İşte Balbay’ın tuttuğu günlüklerden sızan bilgilerin bir kısmı böyle. Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisinin Sarıkız ve Ayışığı darbe planları yapıldığı dönemlerde komutanlarla çok ayrıntılı şeyler konuştuğu görülüyor. Üstelik bu ayrıntıları paylaşan tek gazetecinin Balbay olmadığı da ortaya çıkan diğer bir gerçek. Diğer yandan basına sızan bu günlüklerin gerçek olup olmadığı soru işareti. Dolayısıyla buradan yola çıkarak “Balbay suçlu” demek yargısız infaz olur. Ancak, süren bir davada hakkındaki iddialar ve belki de güçlü deliller nedeniyle tutuklanan bir gazeteciyi de peşinen savunmak, belgeleri görmeden “o susturulmaya çalışılıyor” demek de yargıya karşı yapılan diğer bir yargısız infaz. Anlaşılan bazı şeyler ortaya çıkıyor. En iyisi mahkeme sürecine saygı gösterip, “hepimiz Balbay’ız” demeden önce sabırla beklemek.

İyibilgi.com

Bu haber 1,001 defa okundu.