'Sanıklar yönlendiriliyor' tartışması

13 Mart 2009 19:25 tsi
Ergenekon davasının öğlenden sonraki oturumunu sanık avukatlarının soruları ve talepleri ile devam etti. Oturumda söz alan Veli Küçük'ün avukatı ve kızı Zeynep Küçük'ün Rasim Görüm'e yönelttiği sorular "Sanık yönlendiriliyor" tartışmalarına yol açtı.

13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda görülen Ergenekon davasının öğleden sonraki oturumu sanık avukatlarının soruları ve talepleri ile devam etti. Duruşmada söz alan Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük, sanık Rasim Görüm'e, "Beni tanımıyorsunuz değil mi?" diye sordu. Görüm'ün tanımadığını belirtmesi üzerine "Benim Şile'deki toplantıya katılıp katılmadığımı biliyor musunuz? Beni orada gördünüz mü?" diye sordu. Sanık Görüm'ün "Hayır" cevabı üzerine avukat Küçük, "Ben o toplantıya katılmış olamaz mıydım?" diye sordu. Görüm "Hayır" cevabını verince Küçük, "Yani üçüncü bir kişi olarak orada bulunamaz mıydım?" diye sordu. Yine hayır cevabını alınca avukat Küçük ısrarla "O toplantıda bulunmuş olamaz mıydım yani?" diye tekrar sordu. Görüm'ün, "Olabilirdi" cevabından sonra Küçük, "Siz ve ben aynı fotoğraf karesinde yer alamaz mıydık?" diye sordu. Görüm, yine "Olabilir" cevabını verdi. Bunun üzerine Küçük, aynı yerde ve aynı karede görüntülenmenin, iki kişinin birbirini tanıması anlamına gelmeyeceğini ileri sürdü. Avukat Küçük'ün bu ısrarlı soruları, salonda bulunanlar arasında sanığı yönlendirmeye yönelik olup olmadığı şeklinde tartışmalara neden oldu.

Duruşmada daha sonra talepler bölümüne geçildi. Tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz Ergenekon Davası'nı yürüten savcılar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Savcıların iddianamenin 48. sayfasında Genelkurmay Başkanlığı'ndan "Ergenekon tipi bir yapıya ait herhangi bir bilgi ya da belgenin mevcut değildir" şeklindeki yazıyı değiştirdiğini iddia eden Kerinçsiz, savcıların Genelkurmay'a ait yazıyı "Böyle bir oluşumun TSK ve Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde bulunmadığı" şeklinde iddianameye koyduğunu savundu. Bu şekilde savcıların böyle bir yapılanmanın TSK dışında mevcut olabileceği şeklinde anlam yüklendiğini iddia eden Kerinçsiz, savcılar hakkında tahrifat suçunu işledikleri gerekçesiyle hukuki işlem yapılmasını istedi. Bu konuda görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı ise Kerinçsiz'in bu suç duyurusunu şahsi olarak yapılmasını talep etti.

Savcının taleplerini iletmesini ardından mahkeme heyeti kendilerine ulaşan evrakları okudu. Mehkemeye ulaşan belgelerden bir tanesi de Mustafa Altınbaş'ın ifadesi oldu. Gelen belgede Altınbaş'ın, Kuvayı Milliye Derneği hakkında bilgi vermek isteğiyle soruşturma savcılığına müracaat ettiği, 15 Temmuz 2008 tarihinde emniyette, 8 Ekim 2008'de ise savcılık tarafından ifadesinin alındığı belirtildi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Kuvayı Milliye 1919 Derneği üyesi sanıklar ile Muzaffer Tekin ve Kemal Kerinçsiz'e bu kişiyi tanıyıp tanımadıklarını sordu. Sanıklardan Hüseyin Görüm ve Oğuz Alparslan Abdulkadir, Altınbaş'ı tanıdıklarını ifade ederken diğer sanıklar ise tanımadıklarını ifade etti.

Bu duruma tepki gösteren Kerinçsiz, "Soruşturma ile kovuşturma iyice birbirine karıştı. Savcılar bunu yapamaz. Kanun çok açık. Yürüyen dava ile ilgili savcılar ifade alamaz. İfadenin derhal savcılığa iadesini talep ediyorum" dedi.

-TUNCAY GÜNEY İLE İLGİLİ MİT'TEN CEVAP-

Bu arada, istihbarata karşı koyma faaliyetleri (casusluk) kapsamında MİT yasalarının 4 ve 6. maddeleri dikkate alınarak, Tuncay Güney hakkında işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin cevap da geldi. MİT'in yazısında Güney'in şüpheli hareketleri nedeniyle bir süre kontrol altına alındığı ancak herhangi yasal bir işlem yapılmadığının belirtildiği açıklandı. MİT tarafından Tuncay Güney'in mülakatına ilişkin 6 CD'nin yapılan dökümünün mahkemeye gönderildiği de açıklandı.

Ayrıca İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nden gönderilen yazıda, 2001 yılında Tuncay Güney ile yapılan mülakatta İstihbarat Şubesinden polislerin katılmadığı bildirildi.

cihan

Bu haber 521 defa okundu.