En Sıcak Konular

Alevi sorununun çözümü: Nasıl?

13 Mart 2009 09:12 tsi
Alevi sorununun çözümü: Nasıl? 'Deneyimlerimiz, bedelini çok ağır ödediğimiz birer derstir'

Alevilerin Kemalizm’le İmtihanı kitabının yazarı araştırmacı-yazar Cafer Solgun’la röportajımızın üçüncü ve son bölümünde, Ergenekon ve Alevi sorununda açılım ve çözüm yolları üzerinde durduk…

-Bahsettiğiniz önyargıların Alevilerin bazı çevrelerce istismar edilmesiyle ilgisini biraz açar mısınız?

Bugün Alevi ve Sünni yurttaşlarımız arasında, halen etkisi devam eden önyargılar var. Alevi inancını ve Alevileri aşağılayan, hor gören, hakaretamiz birçok önyargı söz konusu. Buna karşılık Alevilerde de, maruz kaldıkları baskıların da doğrudan etkisiyle, Sünni insanlarımıza karşı ciddi bir tedirginlik, temkinlilik vardır.

Bu durum, giderek “şeriatçılar gelirse hepimizi kesecekler” şeklinde bir korkuya temel teşkil etmiştir. Ve zaten böyle olması istenmiştir. Ülkemizde laik-anti laik kutuplaşması yaratmak isteyenler, Alevilerin kaygı ve korkularını gidermek şöyle dursun daha da körükleyen yaklaşımlar içinde olmşlardır. “Aleviler cumhuriyetin, laikliğin teminatıdır” demagojisinin üzerine oturduğu zemin bu.

Bu karşılıklı önyargılarla pozisyon alma durumu bir süredir eskisi kadar “canlı” ve belirgin değil. Bunda Ergenekon davasının ciddi bir payı var.

Ergenekon soruşturmasının son safhalarında bazı Alevi kanaat önderlerine suikast hazırlıkları yapıldığının ortaya çıkması, ifade ettiğim uğursuz zihniyetin hala kaos ve kargaşa yaratmak için Alevi-Sünni çatışması senaryoları yaptığını göstermiş oldu.

Ama artık bütün bu gerçekler böylesine açık-seçik gözler önündeyken, geçmişte çıkaramadıkları Alevi-Sünni çatışmasını günümüzde hiç çıkaramayacaklardır. Bu sadece bir temenni değil; yaşadığımız tecrübelerin bizlere acıyla öğrettiği bedelini toplum olarak ağır ödediğimiz bir derstir.

-Ama Ergenekon soruşturması başladığında Alevi örgütlerinden ciddi bir tepki de görülmedi?

Doğrudur. Sadece Aleviler de değil; “sol”, “demokrat” iddialı birçok çevre de Ergenekon soruşturmasına destek vermedi. Sol bir gazetede “Yiyin birbirinizi” şeklinde bir manşet dahi atıldı. Fakat zaman içersinde bu durumun değişmekte olduğunu söyleyebiliriz.

Ben başından beri Alevilerin Kürtlerle beraber Ergenekon’un en büyük mağdurları olduğunu söyleyerek, Ergenekon soruşturmasına demokratik kamuoyu olarak destek verilmesi gerektiğini, soruşturmanın “nereye kadar gidiyorsa oraya kadar derinleştirilmesi” talebini gündemleştirmemiz gerektiğini savundum. Bu, sadece başkanlığını yürüttüğüm Yüzleşme Derneği açısından değil, çok sayıda sivil toplum örgütü tarafından da esas alınan bir yaklaşımdı.

Ancak Alevi kurumlarının büyük çoğunluğu, “dur bakalım ne olacak” tarzında bir hayırhah tutum içerisinde oldular. Bu, çarpıklığın düzeyini anlayabilmek açısından önemli bir veri oldu.

Gelinen noktada, Sivas ve Gazi Mahallesi katliamlarında Ergenekon parmağının tespit edilmiş olması, bazı Alevilere yönelik suikast planlarının açığa çıkarılmış olması, gecikmiş de olsa söz konusu Alevi kurumlarını Ergenekon konusunda tavır değiştirmeye yönelten bir etki yarattı. Nitekim adları suikast listelerinde geçen Aleviler, savcı Zekeriya Öz’le görüştükten sonra davaya müdahil olarak katılmak için başvuruda bulundular.

Darbe çağrıları yapılan mitinglere “kitle” olan Aleviler için artık kimse kolay kolay bu tip hesaplar yapamayacaktır diye düşünüyorum.

-Bu söylediğiniz CHP için de geçerli mi? CHP Alevilerin kendisine oy vereceğinden çok emin olan bir parti?

Bence artık o kadar da emin olmamalı CHP’liler. Yaratılmak istenen “şeriat geldi, geliyor” balonu artık patlak bir balondur. Dolayısıyla bunun etrafında oluşturulmak istenen laik- anti laik kutuplaşması planlarına insanlarımızın büyük çoğunluğu, itibar etmediğini ve etmeyeceğini göstermiştir.

Bunun yanında hükümetin “Alevi açılımı”nı zaman zaman gündeme getirmesi, şu gerçeği olanca açıklığıyla gözler önüne sermiştir: Alevi oylarını kendisine mahkum gören CHP, bugüne kadar Aleviler için hiçbir şey yapmamış bir partidir. Bu kadar açık, net ve kesin söylüyorum.

Alevilerin demokratik talepleri var. Kendilerini tanımayan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilmesi, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, Madımak Oteli’nin müze yapılması gibi. CHP Alevilerin bu talepleri için bugüne kadar ne iktidarda, ne de muhalefetteyken kılını dahi kıpırdatmış değildir.

Yine CHP’ye oy verecek Aleviler olacaktır. Fakat Alevi oylarının bir bütün olarak CHP’ye bloke olması gibi bir durum artık söz konusu değildir. Aleviler bu noktada daha seçici, sorgulayıcı ve kendilerine nasıl yaklaşıldığını bilerek hareket etmeye başlamışlardır. Benim gözlemim bu.

-Peki AKP’nin Alevi açılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ortada bir “açılım” yok ki. Bu yönde bir “niyet” var, ama bu niyeti realize edecek ciddi bir çaba gösterildiğini söyleyemeyiz. Hükümetin resmen kamuoyu önüne çıkıp ne tür bir “açılım” planladıklarını deklare etmedi bugüne değin. Alevilere ilk defa iftar verilmesi gibi jestler yapıldı, ama bunlara da “açılım” demek, sorunun önem ve ağırlığını anlayamamak olur.

Madımak Oteli’nin girişindeki kebapçının taşınması, atılmış en somut adım olmuştur. Alevilerin talebi oranın müze yapılmasıdır, ama bu rencide edici duruma son verilmiş olması dahi, olumludur.

Bunun “seçim yatırımı” olduğu yönünde yorumlar yapıldı. Keşke bütün partilerin “seçim yatırımı” niyetine attıkları adımlar, bunun gibi bizi ileriye götürecek konularda olsa…

Hükümet taşıdığı “açılım” niyetinde ciddi ve samimi olduğunu, bence Alevi kurumlarının, Alevi sorunuyla ilgili yazar ve araştırmacıların bir araya geldiği bir konferansa önayak olarak gösterebilir.

Dedelere maaş bağlamak, cemevlerine elektrik, su faturalarını demede yardımcı olmak türünden hazırlıklar yapıldığı haberleri çıkmıştı. Bu, her şeyden önce usul olarak yanlış. Alevilerin ne istediklerinin, herhangi bir ayrım gözetilmeden Alevilere sorulması gerekir. Alevi meselesi dar anlamda siyaset erbabıyla bir anda çözülecek bir sorun değildir çünkü. Bunu bir süreç olarak ele almak daha doğru ve gerçekçidir.

-Bunun için ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Alevi sorununun çözümü, bir süreç gerektiriyor. Yasal düzenlemeler, reformlar kadar, hatta belki de onlardan daha fazla önemli olan, toplumsal önyargıların ortadan kaldırılmasıdır. Buna hizmet edecek çalışmalar yapılmasıdır. Bu anlamda sivil toplum örgütlerine de büyük iş düşüyor.

Alevi sorunu, Alevilerin Kemalizm’le İmtihanı kitabımda da ortaya koydum, Türkiye’nin büyük toplumsal barışının konusudur. Gerçek bir kardeşleşmenin, demokratik hoşgörü ve beraberliğin konusudur.

Sorunu bu ciddiyette ele almak gerekir.

-Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Alevilerin öne çıkardıkları taleplerin Sünni canlarımız tarafından da sahiplendiği, Sünnilerin inançları nedeniyle yaşadıkları sorun ve sıkıntıların da Aleviler tarafından sahiplendiği bir toplumsal pratik yaratmak durumunda olduğumuza inanıyorum.

Maraş, Sivas, Gazi katliamlarının içyüzü bugün kimsenin yadsıyamayacağı kadar ortaya çıkmışsa, herkesin kendi cephesinden taşıdığı önyargıları sorgulaması gerekiyor. Sorgulaması ve birbirinin derdine, davasına sahiplenerek artık hiçbir karanlık ve kötü niyetli gücün kendi kimlik ve değerleri üzerinde kanlı hesaplar yapmasına asla izin vermeyeceklerini göstermesi…

Bu sürece girdiğimiz düşünüyorum. Kat etmemiz gereken çok yol olduğunu da bilerek söylüyorum bunu.

Bu nedenle de yakın geleceğimize hiçbir zaman olmadığınca umutlu bakıyorum…

Röportajın birinci bölümü: ‘Aleviler kimsenin arka bahçesi değil’
Röportajın ikinci bölümü: ‘Takiyye’ nasıl gerçek oldu?

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,113 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,821 µs