TBMM dopingi! | " /> TBMM dopingi! | "/>

En Sıcak Konular

Ergenekon Davası'na TBMM dopingi!

12 Mart 2009 14:17 tsi
Ergenekon Davası'na TBMM dopingi! ''Ergenekon davası Türkiye tarihinin çok önemli bir aşamasıdır; bu ağır yük'' sadece yargının omuzlarında taşınabilir mi?

Mustafa Şentop * / Yeni Şafak

Ergenekon Davası'nda Meclis devreye girmeli

Ergenekon davası, ek iddianame ile birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Bir süre önce, emekli orgenerallerin tahliye edilmesiyle birlikte soruşturma sürecinin bir etki altında olduğu düşüncesi haklılık kazanırken, ek iddianame ile bu mevzi durum aşılmaya çalışılacaktır. Ek iddianame mahkeme tarafından da kabul edilirse, hükümet darbesine teşebbüs suçlaması ile emekli orgeneraller hakkında açılmış ilk dava karşımıza çıkacaktır.
Halen devam eden dava kapsamında bulunan kişilerden bir kısmı, her ne kadar, “örgüt yöneticiliği” ile suçlanıyor olsalar da, gerçek yöneticiler henüz davaya dahil edilmiş değildi. İlk iddianamenin, kamuoyunun çok yoğun baskısı ile biraz erken verildiğini düşünüyorum; nitekim, uzun süren soruşturmanın bir davaya dönüştürülmemiş olması ciddi eleştirilere sebep olmaktaydı. Bu yüzden, ilk iddianamenin belki biraz daha çalışılması gereken yönleri vardı. Daha önemlisi, ilk iddianamede çizilmiş olan örgüt çerçevesi ve faaliyetler sanık olarak gösterilen kişilerle tam manasıyla eşleştirilememekteydi.

EK İDDİANAME İLKİNİ GÜÇLENDİREBİLİR

Zira, örgütün karar mekanizmalarında yer alan kişiler iddianameye dahil edilememişlerdi. Ek iddianame ilk iddianamenin içinin doldurulması bakımından da büyük önem taşımaktadır. İddianame henüz mahkeme tarafından kabul edilmiş olmadığı için, içeriği hakkında bir değerlendirme yapmamız doğru olmayacaktır. Burada, ek iddianame çerçevesinde ele alınması gereken birkaç konuya değinmek istiyorum.

MECLİS'TE ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI

Başından beri, Ergenekon soruşturmasının yasama desteğine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Türkiye tarihinde benzeri olmayan bir soruşturma ve dava sürecinin sürekli karşılaşılan olağan durumlar esas alınarak hazırlanmış hukuk kurallarıyla yürütülmesi ve başarıya ulaşması zor görünmektedir. Mesela, bu davanın önemli unsurlarından biri olabilecek “darbe günlükleri” ve çerçevesindeki konular savcılar tarafından henüz ele alınabilmiş değildir. Soruşturma sürecinin uzun sürmesi, iddianamelerin “geç” hazırlanıyor olması da önemli bir sorundur. Bunlar ve benzeri başka sorunların aşılabilmesi için TBMM tarafından atılması gereken bazı adımlar bulunmaktadır. Ergenekon soruşturmasının ve davasının başarısı biraz da buna bağlıdır.

TBMM'nin bir araştırma komisyonu kurması, savcıların ve devam eden mahkeme sürecinin bakabileceği perspektifin dışında, daha geniş ve kapsamlı sonuçları ortaya çıkartabilecektir. Susurluk konusunu incelemek üzere oluşturulan TBMM komisyonu çok önemli bilgilere ulaşmış, aynı konuda yapılan yargılamadan çok daha fazla kamuoyuna bilgi sağlamıştır. Hatta o komisyonun hazırlamış olduğu raporun bugünlere gelinmesinde önemli katkıları olduğunu söyleyebiliriz. Eğer gerçekten çalışabilmiş olsaydı, Şemdinli olaylarını incelemek üzere kurulmuş olan komisyon da tarihe kayıt düşmüş olacaktı; ne yazık ki, bu komisyonun doğru düzgün çalışması sağlanamadığı gibi, elde ettiği bilgi ve değerlendirmelerin tamamını içeren bir raporun hazırlanması da mümkün olamamıştır.

GEÇİCİ 15. MADDE KALDIRILMALI

Ergenekon davasının hassasiyetleri sebebiyle, TBMM'nin bir araştırma konusuyla konuya dahil olması, aksini düşündüğüm halde, çeşitli mülahazalarla sakıncalı bulunabilir. Ancak yasama organının sağlayabileceği tek katkı bundan ibaret değildir. Anayasanın geçici 15. maddesi yürürlükte dururken Türkiye'de hükümet darbelerine karşı bir soruşturma yürütülebilmesi kolay değildir. Eski darbeler ve başarılı darbeciler anayasal bir güvence altında tutulup korunurken, darbecilik anayasa tarafından resmen “himaye” görürken darbe fikirlerinin yeşerdiği ortamların olması tabii karşılanmalıdır. 2001 yılında yapılan bir değişiklikle, 15. mddenin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Bu fıkradaki hüküm, 12 Eylül Darbesi döneminde çıkartılan kanunların anayasaya aykırılığı iddiasını yasaklamaktaydı. Yaklaşık yirmi yıl boyunca, darbecilerden oluşan Milli Güvenlik Konseyi tarafından yapılan hukuki düzenlemeler, anayasa-üstü “kutsal” bir metin gibi hukuk hayatında muhafaza edilmiştir.

2001 yılında geçici 15. maddenin son fıkrası kaldırılırken, darbecilerin icraatlarından dolayı yargılanmalarını engelleyen ilk iki fıkranın da kaldırılması önerilmiştir; ancak, farklı partilere mensup milletvekilleri bu konuda ittifakla hareket etmişler, hep birlikte bu öneriye karşı çıkmışlardır. Geçici 15. maddenin yürürlükte kalması Türkiye demokrasisi ve hukuk devleti bakımından çok büyük bir ayıptır; Türkiye yirmibeş senedir bu ayıpla yaşamaktadır. TBMM gündeminin birinci maddesi anayasadaki bu geçici 15. maddeyi tamamen kaldırmak olmalıdır. Böylece bir tarihi ayıp temizlenmiş olacaktır. TBMM'nin Ergenekon davasına sağlayabileceği en büyük katkı bu olabilir.

YARGIDA ÇİFT BAŞLILIK SONA ERMELİDİR

Yasama organına düşen göre bu kadarla da sınırlı değildir. Ergenekon soruşturmasının en önemli kaygılarından biri, Türkiye'de bulunan, emsalsiz, yargı ayrılığı sisteminin cilvelerine kapılmamaktır. Şemdinli davasını hatırlamakta fayda var; iddianameyi hazırlayan savcı üzerinde yürütülen psikolojik ve hukuki baskıya rağmen, Van Ağır Ceza Mahkemesi de, meslekten ihraç edilmiş savcının iddianamesindeki taleplere uygun mahkumiyet kararları vermişti. Bunun üzerine davanın askeri yargının görev alanına girdiği tezi gündeme gelmiş ve bu gerekçe ile karar bozulmuştu. Sonuçta, askerî mahkeme sanıkları ile duruşmada tahliye etmişti. Hukukun üstünlüğü anlayışı ülkemizde yerleşmiş olsa, hukuk siyasi ve ideolojik amaçların bir aracı olarak algılanıyor olmasa, mevzuatımızdaki düzenlemelerin yeterli olduğunu düşünebiliriz. Ancak, askeri yargının görev alanıyla ilgili düzenlemelerin yoruma ve süistimale müsait olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.

Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun 9. maddesindeki şu hüküm çok geniş yorumlanmaya müsaittir: “Askeri mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.”, “...asker kişilerin...”, “... askeri mahallerde...” yahut “... askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlar” ifadesi, askerî mekanlarda hazırlanmış darbe günlüklerinde geçen işleri, yine askeri mekanlarda tutulan kayıtları ve gerçekleştirilen dinlemeleri kapsayacak mıdır? İşte bütün bu tartışmaları ortadan kaldıracak açık bir hukuki düzenlemeye ihtiyaç vardır. Çok açık bir şekilde, Türk Ceza Kanunu'nun Beşinci Bölümü'nde yer alan, “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişi Karşı Suçlar” başlığıyla düzenlenen "darbe suçları"nı kesin bir dille askeri yargının görev alanından çıkartmak gerekmektedir.

Ergenekon davası Türkiye tarihinin çok önemli bir aşamasıdır; bu ağır yük sadece savcıların ve hakimlerin omuzlarına bırakılamaz. Siyasetçiler Ergenekon davasının "semereleri"nden faydalanmaya çalışırken, üzerine düşen görevlerden de kaçmamalıdır; nimetle külfet arasında bir denge olmalıdır.

* Doç. Dr.; Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi msentop@hotmail.com



Bu haber 455 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,892 µs