nasıl kullanmalı? | " /> nasıl kullanmalı? | "/>

En Sıcak Konular

Türkiye kaynaklarını nasıl kullanmalı?

12 Mart 2009 12:10 tsi
Türkiye kaynaklarını nasıl kullanmalı? 'Varlıklarınız kayıt altında olmadığında, ne büyük felaketlere yol açabileceğini görmeniz lazım. Kendi kaynaklarınızı harekete geçirmek için geniş kapsamlı bir reform süreci başlatmalısınız. Kriz bunun için büyük fırsat.'

Hernando de Soto, Time Dergisi tarafından dünyanın en önemli 20 düşünürü arasında gösterildi. Eski ABD Başkanı Bill Clinton ise onu "Yaşayan en büyük iktisatçı" olarak görüyor. De Soto'ya bu kadar iltifat ise sermaye konusundaki çalışmaları nedeniyle yapılıyor. De Soto'nun temel sorusu şu: Sermayenin sırrı ne? Batılı ülkeler sermayelerini nasıl artırdı ve diğer ülkeler neden bu sermayeye bağımlı olmak zorunda kaldı. Bu sorudan hareketle ekibi ile birlikte yollara düşüyor De Soto. Birçok gelişmekte olan ülke örneklerini inceleniyor. Yıllarca süren araştırmalar sonucunda De Soto ve ekibi şu sonuca ulaştı: Batı zengindi çünkü mülkiyet hakları sistemini doğru kurmuştu. Her şey kayıt altındaydı. Kayıt altına alınan varlıklar onları temsil edecek finansal ürünlere çevrilmişti. Bu finansal ürünlerde kredi olanaklarını artırıyordu. Diğer ülkeler fakirdi çünkü mülkiyet hakları ya çok iyi güvence altına alınamamıştı ya da yeterince açık değildi. Ve daha da önemlisi, kayıt dışı ekonomi bu ülkeleri ele geçirmişti.

 

De Soto krizin ortaya çıkarabileceği dengesizlikler konusunda önemli uyarılarda bulunuyor: "ABD dahil her ülkede milliyetçilik akımlarının arttığını gözlemliyorum. Buna bir de artan açlık ve işsizlik sorununu ekleyin. Sosyal huzursuzluklar artıyor. Her kriz döneminde savaş riski artar. Mesele bunun farkına varıp şimdiden önlem alabilmektir. Geçmiş acı tecrübelerden ders almalıyız. Hükümetler, 1929 krizi sonrası ortaya çıkan gelişmeleri hatırlamalı. Bu kriz sonrası yaşanan İkinci Dünya Savaşı'nın ne kadar büyük felaketlere yol açtığını ve milyonlarca insanın yaşamına mal olduğunu hatırlamalıyız".

* Batının en büyük başarını doğru kurulmuş bir mülkiyet sistemine bağlamıştınız. Batılı her şeyi kayıtlı yapıyordu. Ama bu krizden bazı şeylerinde kayıtsız yapıldığı çıktı ortaya. Bu krizle birlikte düşünceniz değişti mi? 
Hayır. Aksine bu kriz düşüncelerimi doğruladı. Öncelikle bu krizin Anglo-Sakson merkezli olduğunu iyi görelim. Bu ülkelerde, bir varlık ile o varlığı temsil eden menkul kıymetler arasında sıkı bir ilişki vardır. Ve bu ülkelerde mülkiyet hakları sıkı kurallara bağlanmıştır. Yüksek derecede sermaye ya da kredi olanaklarına sahip olabilmelerinin sırrı buradadır. İşte Batı bu özelliklerini bu krizde unuttu.

* Batılı kendisini başarıya götüren temel özelliğini unuttu mu? 
Kesinlikle. Dünya üzerinde en az 600 trilyon dolarlık toksik ürün var. Bu geri kalan bütün menkul kıymetlerin iki katı. Bu kadar menkulün nerede ve kimin elinde olduğu bilinmiyor. İşte bu finansal ürünler bugün dünyayı krize sürükledi. Batı, bu kriz öncesinde, finansal ürünleri kayıt altına almayarak tıpkı üçüncü dünya ülkeleri gibi hareket etti. Söylediklerine bakılırsa, bundan da ders çıkardıkları görülüyor.

* Batı belli dersler çıkarıyor. Peki Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bu krizden nasıl dersler çıkarmalı? 
Zenginlik yaratan bütün enstrümanlar güvenlik altında olan mülkiyet hakları sayesindedir. Batılı ülkelerde bu böyledir.Türkiye gibi ülkelerde sorun, mülkiyet hakları sistemi yeterince açık ve güvenilir değil. Bu konudaki engelleri aşarak varlıklarınız ile finansal ürünler arasında ilişki kurmanın yollarını aramalısınız. Varlıklarınız kayıt altında olmadığında, ne büyük felaketlere yol açabileceğini görmeniz lazım. Kendi kaynaklarınızı harekete geçirmek için geniş kapsamlı bir reform süreci başlatmalısınız. Kriz bunun için büyük fırsat.

* Kayıtdışında ekonomiye kazandırılmayı bekleyen varlıklar neler olabilir? 
Yasadışı kalan her şey... Kaçak konutlar bunların başında. Ruhsatsız çalışan şirketler, kayıt içine alınmalı.

* Bunlardan ne kadar sermaye elde edebiliriz? 
Rakam vermek zor. Ülkeden ülkeye değişir ama IMF'den alacağınızdan daha fazla olacağı kesin.

* Bu sayede IMF'ye olan bağımlılığımızdan kurtulabilir miyiz?

Bütün Batı kaynaklarına olan bağımlılığınızdan kurtulabilirsiniz. Ülkeniz içinde ekonomiye kazandırılmayı bekleyen varlıkları harekete geçirmelisiniz. IMF'den gelecek para kısa süreli sorunlara çözüm olur. Uzun vadeli sermaye ihtiyacını karşılamak için geniş ölçekli reform olmalı.

Artık her ekonomiste sormayı alışkanlık haline getirdiğimiz, krizin ne zaman bitebileceği sorusuna de Soto ilginç bir anektodla cevap veriyor: "Üç hafta önce konferans için birkaç ekonomist ile birlikte Rusya'ya gittim. Konuşmacılar arasında benimle birlikte Roubini de vardı. Konuşmalardan krizin ne zaman bitebileceği konusunda kimsenin fikri olmadığını gördüm. Ben de dinleyicilere dönerek, 'Krizin 11 ay içinde bitmesini bekleyenler parmak kaldırsın' dedim. Yalnızca bir kişi parmak kaldırdı. Sonra 'Krizin 16 ay içinde bitmesini bekleyenler kimler' diye sordum. Bütün salon parmak kaldırdı. İşte o konferanstan çıkan en kesin sonuç sadece bu oldu. Kısacası, Roubini dahil hiç kimse bu krizin ne zaman bitebileceğini bilmiyor"

Ekonomisi ABD'ye bağlı gelişmekte olan ülkeler krizden çok kötü etkilenecek. Bunların başında Latin Amerika ülkeleri, özellikle Meksika geliyor. 

Doğu Avrupa dışında gelişmekte olan ülke bankalarında büyük sorun çıkmadı. Bu çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Şirket iflaslarının artması bankaların en büyük korkusu. 

Krizde danışmanlık yaptığım ülke sayısı arttı. Şu anda Rusya, Ukrayna, Arnavutluk, Mısır, Brezilya ve Meksika hükümetlerine danışmanlık yapıyorum. Türkiye'nin sorunları da bu ülkelerle benzer.

Piyasa ekonomisi her şeye rağmen yoluna devam edecek. Çünkü bir alternatifi yok. 

Son 60 yılda yakaladığımız büyüme, iki bin yıldır yakaladığımız büyümeden daha fazla. Bu piyasa ekonomisinin başarısıdır. 

G20 zirvesinde gelişmekte olan ülkeler iyi pazarlık etmeli. Bu krizin sorumlusunun biz olmadığımızı onlara sürekli hatırlatmalıyız.

Sabah



Bu haber 540 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,103 µs