O ziyaret Atina’yı neden karıştırdı?

25 Şubat’ta ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile beyaz sarayda görüşen ve Türkiye ile ilişkiler konusunda meslektaşıyla dertleşen Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni Hillary’nin Türkiye’yi ziyaret edeceğini şüphesiz biliyordu. Ancak Clinton’ın Ankara’da açıkladığı Obama ziyareti içerideki bazı Türkleri şaşırttığı gibi, Atina’da da tartışma yarattı. Clinton “Obama bir ay içerisinde Türkiye’de olacak” dedi. Bu önemli haberin Yunanistan’da yarattığı yankı gazete manşetlerine taşındı.

Obama Atina’yı pas geçti

Konuya geniş yer ayıran gazetelerin yaklaşımını sıralayalım:

Elefteros Tipos: Obama'nın Clinton aracılığıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği Türkiye ziyareti mesajı Yunan diplomasisinde 'şok' yarattı.

Ethnos: Obama Ankara'nın değerini yükseltip, Atina'yı unutuyor. Obama'nın Türkiye ziyareti mesajının Yunan diplomasisini zor durumda bıraktı. Bu gelişmeler, Atina'nın şu ana kadar karşı karşıya gelmekten kaçındığı, Ege'nin karşı tarafındaki rakibin, coğrafi konumu, ılımlı İslam etkisi, demokrasinin uysal işleyişi ve bölgedeki güç olma vizyonunun, ABD'nin vazgeçilmez müttefiki olması başarısını getirdiği gerçeğini kabullenmek zorunda kalmasına yol açtı.

Elefterotipiya: Gerek Clinton'ın gerekse Obama'nın çifte ziyaretleri ABD hükümetinin Erdoğan hükümeti ile ayrıcalıklı ve çok yönlü işbirliği ilişkisinde bulunma isteğinin derecesi hakkında şüphe bırakmadı.

Ta Nea: Obama Türkiye'ye yatırım yapıyor. Atina'yı pas geçti.

Atina’nın yanlış mantığı

Atina’dan yükselen itirazların temel mantığı, yeni Amerikan yönetiminin Ankara’ya verdiği değeri neden kendisine de göstermediği üzerine odaklanıyor. “Obama Atina’yı pas geçti, Türkiye’ye yatım yapıyor” serzenişi bunun bir işareti. Yunanistan Türkiye’ye gösterilen ilginin kendisine gösterilmemesinden rahatsız. Ancak Yunanistan’ın anlayamadığı Türkiye’ye ilgi gösteren Obama yönetimini bu adımı atmaya zorlayan sebepler. Yunanistan, komşusuyla kendisini aynı kefeye koyarak hata yapıyor.

Yunanistan sorun kaynağı

Şu sorularla devam edelim: Atina Ortadoğu sorununun neresinde? Yunanistan’ın Ortadoğu’daki sorunla ilgili bir fikri, söylediği bir şey var mı? Gazze savaşı sırasında Karamanlis’ten bir açılama olsun çıktı mı? Atina Kafkaslar ve Karadeniz’in neresinde? Washington, Karamanlis hükümetiyle oturup Karadeniz’le ilgili ne konuşabilir? Peki, Irak? Afganistan? İran? Yunanistan bu sorunların neresinde duruyor ve sorunların çözümüne nasıl bir katkı sunabilir? Bunların hepsi jeostratejik konumla ilgili meseleler diyelim ve geçelim. Peki, AB’nin parçası Yunanistan jeopolitik nüfuz alanı içine giren Balkanlar’da ne kadar aktif? “Balkanlar’da benim istemediğim bir politika uygulanamaz” diyebiliyor mu? Kosova konusundaki tavrıyla çözüme mi hizmet etti yoksa çatışmadan mı yana yer aldı? Sözkonusu Makedonya olunca küplere biniyor. Kıbrıs’ta barışın önündeki önemli engellerden birisi olarak duruyor. Atina bölgede huzur kaynağı mı yoksa politikaları çatışmaları mı besliyor?

Ankara’nın özgül ağırlığını fark edin!

Tüm bu soruların yanıtı Atina’nın yanlış yerde durduğunu ortaya çıkarıyor. Bir adım daha atıp şunu söyleyelim: Ekonomik krizin Avrupa’yı olanca gücüyle sarstığı şu günlerde kötü gidişattan en çok etkilenecek ülkeler arasında Yunanistan geliyor. 10 milyonluk nüfusuyla komşu ülke ne AB için de ne de Balkanlar’da nüfuz ağırlığını gittikçe kaybediyor.

Bu tablo ortadayken Karamanlis “Obama neden bize uğramıyor” diye sormaktansa takkesini önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Ayrıca Türkiye-Yunanistan ilişki ve gerilimlerinde Atina’ya hala kuşkuyla bakıp, ülkeyi sanki Türkiye ile aynı kulvardaymış gibi gören Ankara diplomatlarının ve uzmanların da kendilerini yenilemeleri gerekiyor. Türkiye’nin özgül ağırlığı Washington’dan kolaylıkla görülüyor. Atina’dakilerin bu ağırlığı görememesi normal, ancak Ankara’daki kimi bürokrat ve uzmanların ülkelerine güvenlerini yenilemeleri gerekiyor.

İyibilgi.com