olmalıydı! | " /> olmalıydı! | "/>

En Sıcak Konular

28 Şubat olmalıydı!

9 Mart 2009 12:26 tsi
28 Şubat olmalıydı! Encümen-i Daniş üyesi emekli diplomat 28 Şubat'ı neden savundu?

Mehmet Gündem / Yeni Şafak'daki köşesinden ilgili kısım

Cumhuriyetin en büyük başarısızlığı Kürt meselesidir

İlter Türkmen bugün 81 yaşında. 12 Eylül döneminin Dışişleri Bakanı, diplomat. Babası Behçet Türkmen asker ve bir dönem MİT'in başında bulunmuş. Kendisi gibi dışişleri bakanlığında görevli kardeşi Güner, Adnan Menderes'in Londra'da düşen uçağında genç yaşta vefat etmiş… 12 Eylül darbesinde askerler sabah evinden alıp bakanlığa götürmüş ve teşkilatına sahip çık demişler. Daha sonra BM'ye diplomat olarak atanmış… Gün gelmiş emekli olmuş. Türkmen geçen ay on yıldır yazdığı Hürriyet'teki köşesini bıraktı. Türkmen, Encümen-i Daniş toplantıları ile yeniden gündeme geldi. Geçen hafta ise Bilgi Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin hazırladığı "Türkiye'nin bugünü ve yarını" konulu rapora imza atanlar arasında yer aldı. Raporda en dikkat çekici bölüm Kürt sorununa yaklaşım…

ASKER ARTIK İSTESE DE DARBE YAPAMAZ

12 Eylül darbesi olduğunda ne yaptınız?

Dış işleri bakanlığının müsteşarıydım. Askerler sabah 8'de gelip gelip beni aldılar; 'Bakanlığa gidiyoruz, bakanlığına hakim ol' dediler. Sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen herkes sokaklardaydı, darbeyi iyi karşıladılar. Bana o gün görev verdiler, yabancı büyük elçileri çağırdım, durumu anlattım, demokrasiye çabuk dönülecek dedim.

BM'ye büyükelçi olunca darbeyi orada savunmakta zorlanmadınız mı?

Avrupa Konseyi'nde çok zorlandım, üyeliğimizin askıya alınması bile istendi. Fakat Yunanistan'ın başına gelen bizim başımıza gelmedi, çünkü darbe sonrasında Yunanistan dışındaki Yunanlılar aleyhte çok çalıştılar, bizim vatandaşlarımız ise bunu yapmadılar.

Darbeyi savunurken teziniz neydi?

Türkiye bir sivil savaşın içindeydi, darbe olmasaydı akan kanı durdurmanın imkanı yoktu. Bu hükümet bir an önce demokrasiye dönecektir…

12 Eylül sizce de zorunlu muydu?

O zaman herkes öyle görüyordu…

28 Şubat, 27 Nisan?

28 Şubat olmalıydı, 27 Nisan kesinlikle hayır…

Bugünün dünyasında ordunun darbe yapmasını memleketi kurtarmak olarak mı görürsünüz?

Hayır, zaten artık darbe olamaz…


Encümen-i Daniş çok abartıldı


Yaş kaç oldu?

81.

Kaç dernek, gruba üyesiniz?

Çoktu fakat şimdi neredeyse tamamından çekildim, üç dört tane kaldı. Encümen-i Daniş, Bilgesam, Ortadoğu ve Balkanlar İncelemeleri Vakfı var…

Ergenekon sürecinde Encümen-i Daniş de gündeme oturdu…

Şaka gibi. Encümen-i Daniş'te bir şey yok ki… Eski genelkurmay başkanları var, bakanlar, büyükelçiler, akademisyenler var… 15 günde bir toplanıyoruz, iki saat konuşuyoruz. Belli bir gündemi yok, sohbet şeklinde konuşuyoruz. Çok istifadeli oluyor. Askerlerin anlattıkları şeyler daha fazla ilgi çekiyor.

Askerler ne anlatıyorlar?

Operasyonları falan anlatıyorlar.

Hükümeti, seçimleri, Kıbrıs'ı, Kuzey Irak'ı konuştunuz mu?

Kıbrıs'ı da Kuzey Irak'ı da konuşuyoruz… Toplantılarda bazı günlük meseleler de değerlendiriliyor.

Ne kadar zamandır katılıyorsunuz?

Sekiz sene oldu… Bir mani olmadığında giderim…

Gitmediğinizde bir şey kaçırdığınızı düşünüyor musunuz?

Hayır…

Bu bir dost meclisi mi?

Evet…

Üyelerinizden Karadayı'nın ses kayıtları çok tartışıldı. O konuşmalar üyeleri rahatsız etti mi?

Hayır. Encümen-i Daniş'te gizli, karışık işler yok…

Fakat Encümen-i Daniş kamuoyunda kendini kamufle etmiş, önemli kararların alındığı ve bunların ilgili yerlere taşındığı derin bir yapı olarak algılandı…

Bizim için bunlar sevimli toplantılar… Kağıt falan üretmiyoruz.

Dönemin Cumhurbaşkanı'ı Sezer'e düzenli raporların gittiği söylendi… Gül'e ise sadece bir kere rapor gönderilmiş…

Hayır efendim, rapor falan gittiği yok. Üç sene önce sadece bir tane mektup gitmiş… O raporu da ben hatırlamıyorum, galiba o toplantıda yoktum…

Hükümet ile askerin ilişkileri iyi

Ergenekon'a nasıl bakıyorsunuz? İçlerinde emekli bazı subayların da olduğu bir gurup orduyu darbeye tahrik etmek için bir şeyler yapıyorlar.

Asker bu tahriklere geliyor mu?

Yapamaz, istese de yapamaz, çok zor. Türkiye eski Türkiye değil, dünya da eski dünya değil. Bugünkü koşullar hiçbir şekilde bir darbe teşebbüsüne müsait değil.

Olmayacak şeyin peşinde koşan, siyasiler, bürokratlar, paşalar var…

Suç sabit değil ama bir grup şu veya bu şekilde bir darbe tahrikine çalışıyor. Bunların güçleri yok, sağ sola bomba koyarlar, ortalığı karıştırmak isterler. Çünkü AKP iktidarını Türkiye için fevkalade tehlikeli görüyorlar.

TSK, AB sürecine nasıl bakıyor?

Karşı değil ama bazı tereddütleri var… Mesela Kıbrıs meselesinde aldıkları bir pozisyon var. AB için Kıbrıs'ta taviz verilemez diyorlar.

Kıbrıs'ta taviz mi verdik?

Hayır. Onlar en ufak şeyi kavi olarak gördüler. Annan Planı'nı da öyle… Bir de tabii AB'nin politik sistemi içinde sivil-asker ilişkileri farklı. Asker, sivil otoritenin direkt emri altına girmek istemiyor gibi… NATO'da milli vavunma bakanları toplandığı zaman genelkurmay başkanları hep arkalarında durur. Bizde o toplantıya savunma bakanı ve genelkurmay başkanı gelmez, ikinci başkan gelir…

BAŞBAKAN ULUSLARARASI BİR AKTÖR HALİNE GELDİ

Bizde şimdi protokolde Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı'nın önünde…

Evet, ama bütün dünyada tersidir. NATO'dan biliyorum toplantılarda askerler “sivil patronlarımız” diye konuşurlar.

Hangisi doğru?

Doğru olan Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı olmasıdır ama bizde başbakana bağlı, bunun da bir takım tarihi sebepleri var.

Ne gibi?

Atatürk zamanında Genelkurmay Başkanı'nın ayrı bir önemi vardı. 1950'lerden sonra Milli Savunma Bakanı'na bağlandı. Menderes hükümeti, askerleri protokolde çok gerilere attı, haşin davrandı ve askerlerde tepki oluştu. Emekli bir albayı Milli Savunma Bakanı yaptılar. Bunun bedelini maalesef 27 Mayıs'la ödediler. Genelkurmay Başkanlığı tekrar başbakana bağlandı. Asker bir daha o duruma düşmek istemez…

Defalarca darbe yapmış bir ordu ve defalarca darbe yemiş bir siyaset geleneği var…

Ordu ile siyaset arasındaki meseleyi acele etmeden hazmederek çözmek lazım, kolay değil. Asker sivil ilişkilerinin daha rahat bir ortam içinde gelişmesi lazım. Bu coğrafyada hem güçlü bir orduya, hem de güçlü bir siyasi yapayı ihtiyaç var.

Hükümet ile asker arasında nasıl bir ilişkileri var?

Gayet iyi. Yeni Genelkurmay Başkanı çok gerçekçi davrandı ve bu noktaya gelindi…

Başbakan'ın monşer eleştirisine alındınız mı?

Hayır, galiba Onur Öymen'e kızdı da öyle söyledi, halbuki Onur en az monşer olanlardan…

Davos çıkışı nasıldı başbakanın, bedel öder miyiz?

Cevap vermeliydi ama tarzını diplomatik olarak doğru bulmadım. Başbakan'ın tavrı dış dünyada Türkiye'ye karşı önemli bir tepki doğurmadı. İsrail de temkinli yaklaştı.

Başbakan uluslararası bir aktör haline geldi mi?

Geldi… İçeride büyük desteği var. Yüzde 47, dışarıda da onu güçlü hale getiriyor…


Sadece MİT raporuyla hareket edilmez

Babanız asker ve bir dönem MİT'e başkanlık yapmış…

MİT eskiden olduğundan çok fazla büyütülüyordu. Bugün ise, imkanları, personeli hakim olduğu teknoloji ile MİT çok büyük bir teşkilat. Artık MİT manzaralı dairelere pirim yapıyormuş.

MİT'in emsalleri arasında yeri nedir?

Bilemem ama dünyada bütün istihbarat teşkilatlarının çok yanlış şeyler yaptıkları ortada. Mesela CIA Irak konusunda Amerika'yı büyük bir hatanın içine sürükledi.

Bizde skandal düzeyinde bir hata oldu mu?

Hata vardır ama bu çapta olmadı. Biz Dışişlerindeyken MİT'ten gelen bilgilere alıyorduk ama bizimde çalışmalarımız vardı ona göre karar veriyorduk. Sadece MİT raporu ile hareket edilmez.

Kardeşiniz Menderes'in düşen uçağındaymış…

Evet, 17 Şubat 1959'da uçak düştü. Haberi duyduğumda görev için yurtdışındaydım. Çok acı bir olay…



Bu haber 715 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,055 µs