Türkiye’den mi seslenecek sanıyordunuz?

9 Mart 2009 10:59 tsi
Öyle ise, ‘dünyadan haber’iniz yokmuş! Önce şunu öğrenmek gerekiyor, ABD açısından Müslümanlar ayrı, kimi Araplar ayrıdır. Son zamanlarda Türkiye’yi öne sürükleyen açıklamalara bakıp Washington’un o payeyi ‘hediye’ edec

Bir kere hakkı sahibine verelim. Demokratlar, Cumhuriyetçiler’e “iletişim” konusunda hep tur bindirir ve yine öyle oldu.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Türkiye ziyareti tam budur. Sadece şu iki cümle bile; “Deprem olduğunda eşimle birlikte buradaydık”, “O zaman iki ülke arasında sorun yoktu” kafidir.

Birincisi; “En acılı gününüzde kocamın burnunu tutan bebeği hatırladınız mı”, ikincisi “aramızı bu Cumhuriyetçiler bozdu, ne sizin ne bizim suçumuz var” diye tercüme edilir.

Daha ileri gidip, Clinton’un “seçtiği basın organları”nı, resmi ziyarette olmamasına rağmen Anıtkabri ziyaretini falan listeye eklemiyoruz. Elbette hepsi mesajdır ve Demokratlar bu işi iyi bilir.

Ama konumuz tüm bunlar değil. Ziyaret sırasında açıklanan, “fenomen Başkan” Obama’nın Türkiye’ye gelecek olması haberi.

Bu karar açıklandığı andan itibaren iki önemli hissiyat oluştu. Birincisi, Obama göreve başladığı sıralarda açıkladığı, Müslüman dünyaya hitap edeceği bir konuşmayı yine Müslüman bir ülkeden yapacağı vaadiydi.

Bu vaat kendi içinde, “orada söylenecekler” kadar, o ülkenin ABD’nin bakışından taltifini, Obama’lı yeni düzenin liderliğini barındırıyordu.

İkincisi, Türkiye yakın zamanlı bir çok haberde, “neo Osmanlı” göndermeleri de yaparak, bölgesel ve hatta küresel bir lider pozisyonuna geliyor mesajına muhatap olmuştu.

Obama’nın ziyareti ile birleştiğinde, bu beklentinin teyidi havası da doğmuş oldu. Şimdi ikisini de düzeltmek gerekiyor.

Bir kere ABD’nin-alışıldık kısaltmayla söyleyelim-BOP coğrayasında hangi ülkeyi lider veya ön alıcı gördüğü/istediği konusu.

Bu ülke Türkiye mi?..

Değil! Çünkü ABD’nin Müslüman dünyadan anladığı, veya politikasını kurguladığı alan aslında belli bir kısım Arap ülkeleri sadece. Yani zemin ülke ABD açısından hem İslam hem Arap olmalı.

Bu tarife kimin uyduğunu da, Gazze vakası sonrası adlı adınca hem ABD hem AB hem İsrail açıkça söyledi: Mısır!

Peki Ankara’nın bulunduğu bölgenin tüm yönlerinde yükselen etkisi hayal mi? O değil. Ama bunun ABD ile ilgisi yok. Bu Türkiye’nin yaptıkları ile ilgili. Kimi başarılı kimi başarısız bulabilir.

Ama bunu Türkiye yaptı. ABD’den teyit beklemeden! Bu yüzden ABD’nin Türkiye’nin gelişkin/gelişen rolünü teyit etmesi veya desteklemesi beklenmemeli!

İki ülke arasındaki “mecburi” konularda bununla karıştırılmamalı. Irak, Afganistan, Pakistan, Kafkaslar, İran, Suriye, İsrail vb çözüm bekleyen olaylarda Türkiye’nin oyunculuğu ABD’nin kararı ile olmuyor.

Aynı nedenle de buradaki rolüne ABD’nin iştirak etmesi mecburen hatta belki kerhen. Bunun diplomasi diline tercümesi ise ABD’nin son sekiz yılda ağır yaralar alan iki ülke ilişkilerini toparlamaya çalışması.

Peki o konuşma nerede yapılacak? Büyük olasılıkla Mısır’da. Kimileri bu ülkenin Endonezya olabileceğini, en büyük Müslüman nüfusun burada bulunduğunu da söylüyor.

İhtimal! Ama Endonezya Arap değil ve Ortadoğu coğrafyasında liderlik yapması zor. Eğer konuşma Mısır’da yapılırsa ABD Türkiye’nin bu durumu nasıl algılayacağını hesaplamış olmalı.

Bu nedenle-yine eğer-Mısır’da yapılırsa, Türkiye ziyareti bu gezinin uzantısı, (önce veya sonrası) olarak değil, belki ayrı/tek başına yapılabilir. Aynı nedenle Obama’nın Türkiye konuşmalarının çok hatta bol övgülü olacağı varsayılabilir.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,374 defa okundu.